iki arkadaş ani bir fren neticesinde aynı adamın üstüne oturunca adamın rahatsa hiç bozmayın demesi mi, yoksa tam ön kapıdan inmek üzereyken kucağınızda ki çocuğun alttan biri pompalıyormuşcasına kuvvetle şöförün kafasından aşağı kusması mı daha rezildi karar veremedim.
zaten uzun boyluyum dikkat çekiyorum iki tane küçük velet geldi ilk önce parmakları ile göstererek gülmeye başladılar yetmezmiş gibi geldiler sıra ile tükürdü piçler. ilk durak geldi indim yapılabilcek en iyi şeydi sanırım piçlerin annesi bile güldüydü.
anlatayım;
otobüsteyim, o kadar dolu ki, tutunacak her yer bana çok uzak. önümdeki yakışıklı beyfendiye tutunayım dedim*
sesini çıkarmadı, farketmedi sanıyorum, çaktırmıyorum.
birkaç dakika sonra yolun en virajlı yerinde çocuk dönüp* 'sıkı tutun viraj var.' dedi. ...ve ben 'bir otobüste yaşanacak en büyük rezillik' i yaşamış oldum...
fazlan da dolu olmayan bir otobüste yani ayakta 7 8 kişi nin olduğu, orta lkapı önünde dururken görüş alanındaki bi fıstığı görüp sikinin kalkması ve pantolonunun özelliğinden dolayı ok gibi pışkırması ve bunnu senin sonradan farkedip yaşadığın rezilliktir.
yanınızdaki çocuğun bütün gün ağlaması, tam uyumak üzereyken de üzerinize kusmasıdır. çocuktur, içi geçmiştir, geçmiş olsun denir ancak bunlar yolculuğunuzun berbat olmasına engel olmaz. üstüne bir de muavinin istisnasız her seferinde kolunuza sürtünerek geçinmesiyle beraber o yolculuk ballı börek olur.
otobüsün geçtiği caddedeki haylaz çocukların otobüse yumurta fırlatması ve o yumurtanın çok zor birşeyi başararak üstteki küçük pencereden içeri girmesiyle o kalabalıkta senin kafana isabet etmesidir iyiki isabet ettiği baş benimki değildi ama çok gülmüştük adama.
yazın hava sıcak diye belediye otobüsünün kapıları açıkken otobüs durdu sanılıp adımını atmakla yola düşmek olabilir sanırım. bunu yaşayan ben miyim. tabi ki de hayır. otobüs durup yaşıyor mu diye bakıp yola devam ettiler mi. evet.
elinizdeki poşetin içinde cam vazonun olması ve yer olmadığı için ayakta dururken otobüsün ani fren yapması sonucunda önünüzde koltukta oturan adamın üstüne düşüp poşetteki vazonun adamın dizine çarpıp 'tok!' diye ses çıkarması. adamın dizi belki de parçalanmıştır, o derece.
osurmaktır. hadi diyelim sessiz yaptın. ama 1 metre karelik alanda senden püfür püfür nohut kokusu geliyorsa gözlerin bir anda sana odaklanması an meselesidir. toplumumuz ortak bir bilince ve o bilincin ortak bir diline sahip olsa aynı anda o osurukçu-göte okkalı bir cevap verebilirdi ya.
kentkart kullanırken 'bakiyeniz yetersiz' sesinin duyulması ve ardından otobüsteki insanların bir anda size bakması.
bu da yetmezmiş gibi, şoförün sizi kibarca otobüsten kovması.
uykusuzluğun veya yorgunluğun etkisiyle yavaş yavaş uyuya kalmak, ardından kafanın öne düşmesi, ani bir şekilde uyanmanız ve herkesin size bakması. rüyada yüksekten düşüp sıçrayarak uyanmak, horlamak ya da ağzı açık uyumak gibi örneklerle çoğaltabiliriz.
otobüsün ful olduğu zamanlarda kavgaya gideceği belli 5-6 kişinin konuşmalarını dinler gibi yüzlerine bakmak. ardından içlerinden birinin bilader sen laf mı dinliyon diye soruşu , içinden ah benim tayfa da burda olsaydı da verseydik şunlara ayarı düşüncesi ve ağzından çıkan yok abi sözleri