evde de ibadet edilebileceğinin fakat evde ders yapılamayacağının bilincinde olan insandır. ve bu dünyaya mahalledeki cami sayısını eleştirmenin dinine sövgü sayıldığını zanneden cahil tipten kat kat daha fazla lazımdır.
istanbulcool'un artık kendini aştığı oha dediğim karın ağrısının dışarı yansımasıdır. haklısın diyorum çok haklsın hatta bir mahalleye 4 cami az 8 olsun milletin gtü donmasın bizim gtümüzde pireler uçuşurken adamlar güzel güzel namazlarını eda etsinler ama altyapı sorunları ve okul azlığından sıralarda 4 kişi oturan çocuklar hiç istifini bozmasın aynen devam etsin.
normal tiplerdir. 1 cami bile dolmazken, bilim adamı yerine imam yetiştirirken daha savunulan bir olgu olmasına şaşırmaktayım. ama tabi normaldir. az gelişmiş ülkelerin gelişememekteki temel sorunu gelenekleri veya dini ön planda baskın bir şekilde yaşamaktır. biz malesef dini ön planda yaşamanın ötesinde yobazca hareket ediyoruz.nede olsa rönesans, reform ve sanayi devrimi yaşamamış bir ülkeyiz. ülkenin insanları da dinine bağlı ve saf insanlar olunca bu kadar cami yaparak rant elde etmek, köşeyi dönmek kaçınılmaz olmaktadır. zira açılan camilerin altına bir süpermarket kurmak da adet olmuştur.
sonuç olarak diyeceğim şudur ki bu ülke de gereğinden çok ama çok fazla cami vardır. bu da büyük bir kaynak israfı olduğu anlamına gelmektedir. hiçbir müslüman ülkede bizdeki kadar cami yoktur. bazen 2 sokak arası cami olduğunu görürüz. göt kadar nüfusu olan yerlere 3'er 5'er cami yapıldığını görürüz. kusura bakmayın ama kimse bunu bana inançla açıklayamaz. din adı altına yapılan herşey iyi olacaktır diye bir kaide yoktur. herşeyin fazlası zarardır.hem de herşeyin...
edit: bu ülke ne zaman gereğinden fazla yapılmış olan camileri yıkar, onları yıkmanın günah olmadığını anlarsa işte o zaman gelişmiş bir ülke olma yoluna girmiş oluruz. ancak bu şekilde yobazlıktan inançlı olmak kavramına geçiş yapmış ve dini kalıplarla değil düşünerek yaşamaya başlamış oluruz...
bu memlekette eğer yeterli hastane ve okul yoksa eleştirenler yerden göğe kadar haklıdır.yeterli hastane, okul inşa etmek bu devletin mecburi görevidir.Bu devlet görevini ziyadesiyle yerine getiriyor olsaydı camiler bu şiddette eleştirilmezdi.
Çocuklar beşer beşer otursunlar sıralarda, hastaneler yer yok diye acil durumu olan hastaları bile kabul etmesinler canım, bir şey olmaz, büyüyünce unuturlar.Ama adam camiye giderken ya namazı kaçırırsa, ya da, ya duymazsa ezanı evinde.mazallah işin ucunda yanmak var öteki dünyada!
Madem o kadar düşkünler dinlerine, madem o kadar korkuyorlar günahtan, yoğun bakımlık hasta alınmadığında hastaneye, çocuklar okul yetersizliğinden yeterli eğitim göremediğinde, bunun vebalini nasıl alıyorlar üzerlerine?Ama pardon, iki namaz kılıp bir tövbe ederler, allah affeder nasılsa.
Sosyal yaşam, bunun gidişatı ve farklı yapılanması da göz önüne alındığında son derece doğal eylemi gerçekleştiren tiplerdir. Öncelikle herkesin cami sahiplenmesinde bulunması veya ibadetini yerine getirmek için mekan gereksiniminde bulunması son derece doğaldır. Bunda garip olansa her zaman abartıyı, şaşayı reddeden islam dininin saptırılması ve olayın fuzulileşmesidir. Bugün yolları bile düzgün olmayan, ulaşımın ve insanlar arası erişimin güç bela sürdürüldüğü mahalleler göz önüne alındığında her kesimi; yani namazını kılanını, kılmayanını, kilise isteyenini vb. ortak paydada buluşturacak ortamlar yaratmamız gerekmektedir hem insanlık hem de sosyal devlet ve sosyal yaşamı sağlamanın gerekliliği için. isteyen zaten istediği kadar cami bulup istediği zaman namazını kılabilmektedir bu ülkede; kimin yolu taşlanmış merak ederim. Ayrıca tam bu noktada Liseden alevi bir Müzik hocamın konuyla çok uyumlu olacağını düşündüğüm o müthiş sözleri tekrar beynimin koridorlarından geçmekte ve beni benden almaktadır:
--spoiler--
iki tane tuğla alıp arasına kireç sürmekle Allah'ın evi kurulmaz. * Allah'ın evi burasıdır, yüreğinizdir.
--spoiler--
ben eleştirmiştim hala eleştiriyorum. cami nedir güzel arkadaşım yani nedir ibadet özneldir , kulla allah arasına kimse hiç birşey girmez hele 2-3 taş yığını hiç giremez. islam'ın özelliği budur.ama tabii ki camisiz olur mu? imamsız ya da cuma namazı vs olmadan olmaz. sınırı bilmek lazım ama ülken sanki çok matah bi yer her hastanesinde doktor var her adım başı kütüphane var da bi aynı yerde 4 cami eksikti.insanlar sokağa taşıyorlarsa sokakta kılarlar namazlarını ya doğru düzgün kitap bulamayıp da namazın sadece ve sadece camide kılınacağını düşünenlere yazık günah değil mi! ya insanlar ölürken ülke siyasi manevra eksikliğinden boka batarken eleştirecek makam kişi kalmamış gibi bir yerde 1 değil 2 değil 3 değil sadece ve sadece (!) 4 cami olmasını eleştirmek beyni boşa harcamak değil mi!ayrıca da götümdeki pireler ellerinizden öperler..
(bkz: alkollü ürünlere gelen zammı eleştiren cahiller)
(bkz: akp'nin dini sömürdüğünü göremeyen cahiller)
bunlar da en az alkollu urunlere gelen zammi elestiren cahiller kadar cahillerdir.
halbuki biz en hakiki müslüman olduğumuzu göstermemiz için 100 metrede bir cami yapmalıyız. bir mahallede 4 cami olmasını eleştiren tipler haklılardır. 4 cami yeter mi bir mahalleye? en az 10 tane olmalıdır.
ne kadar çok cami, ne kadar çok imam, o kadar çok medeniyet.
işte gelişmenin ve mutluluğun sırrı.
allah'a yaranmak mı istiyorsunuz?
siktir et okulu, hastaneyi.
cami yap, yaptır.
allah cami yapan kullarını sever.
tüm islam ülkeleri arasında en fazla camiye sahip ülke olan türkiye, şu anki refah seviyesini, tüm halkın mutlu olarak yaşamasını, hiç kimsenin aç yatmamasını ve gelirin gideri karşılamasını cami sayısına borçludur. işte bu sayede, artık tüm dünya ülkeleri, başta amerika türkiyeden korkuyor. bakın bush nasıl da hazreti tayyipten kaçıyor.
sonuç olarak, camilere bağışlarımızı esirgemeyelim. yeni camiler ve yeni kuran kursları ile nanoteknoloji konusunda dev bir adım atacağız evelallah.
böyle tipleri ateşlerde cayır cayır yakmak lazım gelir.
bilmezler ki namaz sadece camide kılınır!okul mu aman efendim geçin bunları bu güzel devlet her eve bir öğretmen yollamıyor mu zaten!
belli bir hazımsızlığın dışa vurumudur. zira başlığı "tip" diye açarak zaten kıytırık peder zikler eleştirisini getirmiş yazar. gel gör ki bir insanı sırf bir şeyleri eleştirdiği için "tip" olarak görmek baştan sakıncalı bir duruş gibi geliyor bana. hemen her tartışmada "biz tartışmayı bilmiyoruz abicim" tanzimatçılığının yapıldığı bir ülkede, birilerinin bir şeyleri eleştirdiğini kabul edip bir de bundan sonra o insanlardan tip diye bahsetmek olsa olsa hazımsızlıktır. birilerinin, bazı kavramları, düşünceleri aşağıladığını düşünürseniz, eyvallah, bu kişilerle aranıza mesafe koymak için o insanlardan "tip" diye bahsedebilirsiniz ama sizin işinize gelmeyen her eleştiriyi bu şekilde dışlarsanız hangi diyalogdan bahsedeceğiz? sizin çok memnun olduğunuz bi durum illa ki birilerini rahatsız edecektir, ve birilerine çok olağan görünen ve hatta zorunlu görünen durumlar da size yanlış gelebilir ve siz de onları eleştirirsiniz. bu durumun bu şekilde karşılıklı olması gerekmez mi, en büyük insanı özelliğimiz olduğu atalarımızca da vurgulanan "konuşarak anlaşmak" için? o "tip" bu "saygısız" diğeri "hain" öbürü "pezevenk"... bu koşullar altında nasıl yaşayacağız bilmiyorum...
şimdi yazarken aklıma geldi de, cami sayısının çok fazla olmasını eleştiren adamı, ki halkına zaruri hizmetleri götürmekten aciz bir devletçe yönetildiğimiz unutulmasın, öteleyen bu zihniyet yarın mevlana'yla ilgili bir muhabbet geçse mangalda kül bırakmayacak ve mevlana'nın hoşgörüsünden kendine de pay çıkararak müslümanlar olarak ne kadar da hoşgörülü olduğumuzdan dem vuracaktır. "ne olursan ol yine gel" demek, önceden ne olursan ol bizim gibi düşünmeye başladığında gel demek değildir. farklı özellikleri, düşünceleri de sindirebilmeyi öven ve öğütleyen bir sözdür. bu didaktik ve pastoral entry'i sonlandırırken sözlerime konuyla ilgili bir şiirle son vermek istiyorum;
uzanip yativermis, sere serpe;
entarisi siyrilmis hafiften;
kolunu kaldirmis, koltugu gorunuyor;
bir eliyle de gogsunu tutmus.
icinde kotulugu yok, biliyorum;
yok, benim de yok ama...
olmaz ki!
boyle de yatilmaz ki!
bir mahallede bir okulun bile olmadigi fakat yerine 4 cami dikildigini gören ileri görüslü kisilerdir...
"caminin minare ve kubbe masraflariyla 2 okul yapilsin diger 2 cami neyimize yetmiyor" diye düsünen ikamet sahibi olan bir anne veya baba olabilir...
yada gencken hayatin seyfi sefasini sürüp bir anda "lan gelecege yatirim yapmaliyim... Cami yaptirayim yaslaninca diger dünyaya hazirlik icin ibadet yaparim" diyen kisinin zulmunun cocuklarin ayak tabanlarinin cekmesini saglayan kisiyi elestirmekle es degerdedir efenim...