kendimi sileceksem,
bilirim sende varım.
senin ben yarısıyla seni ben tamamlarım.
seni sende bütünler,
sana sende inanır,
seni sende silerim,
seni bende yazarım..
"...
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.
..."
bedri rahmi eyüboğlu.
hoş geldin kadınım
hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş legenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.
yanıma gelirsen eğer,
içimde eritirim seni.
kardan sonra güneş, günden sonra gece de öyle.
ben eritirken sen erirken,
seveceğiz birbirimizi,
yüzüme bakarsan eğer, dokunurum sana.
havayla kuşlar, denizle kıyıda öyle.
ben dokunurken, sen dokunurken,
ben dokunurken duyacağız birbirimizi.
şarkımı söylersen eğer, kaybolurum sende.
denizde damla, şehirde insanda öyle.
ben kaybolurken, sen ararken,
ben kaybolurken, bulacağız birbirimizi.
sevgilim
yeşil eriğim benim
ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin
hapiste günler ağır geçer diyorlar
olsun, ben vazgeçtim hürriyetimden
yeter ki yetim bir çocuk gibi bırakma yüreğimi
zira sensiz bu can bir yüktür yüreğime
kaldır öpülesi alnını ve bak bana
karım , kızım, yoldaşım….
bir tek gözlerim değişmedi sana
bir tek gözlerim
yaşlanmak etin sarkması, etin gevşemesi, saçın beyazlaması değil gülüm,
gel bu akşam buna başka bir anlam bulalım
yaşlanmak belkide aşktan ve ölümden korkmak demektir.
benim en büyük kudretim
senin sahiden ıslak şehrimde olduğunu bilmek
hatta şu an geceliğinle balkondasın
dokunmaya çalışıyorum ince parmaklı ellerine
yoroz değil kararan, yoroz değil
yüzümde ışığından ayrılmanın kederi var bu akşam
biraz da "işte geldik gidiyoruz"un hüznü
ama sen kaldır öpülesi alnını ve bak bana
karım, kızım, yoldaşım;
ama gördün mü gülüm
bır tek gözlerim değişmedi sana
bir tek gözlerim;
volkan konak bunu okuyordu ve fakat benim bildiğim nazım'a ayit bir şiir.
hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
hep böyle içinde bir uzak ışık mı yanar?
bakışlarında beni dinlendiren bir şey var,
kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin.
bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında.
fırtınalardan geldim. sende dinleniyorum.
bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum
en eşsiz dakikalar sürsün senin yanında.
hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim.
güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim.
yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini.
seher vakti habersizce girdi gara ekspres kar içindeydi
ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım
peronda benden başka da kimseler yoktu
durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri perdesi aralıktı
genç bir kadın uyuyordu alaca karanlıkta alt ranzada
sacları saman sarısı kirpikleri mavi.
.........
........
.......
..
..
"Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Agaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın a gülüm
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.
II
Sigara paketlerine resmini çizdiğim
Körpe fidanlara adını yazdığım
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sıla kokar, arzu tüter
Ilgıt ılgıt buram buram.
Ben beyzade, kişizade,
Her türlü dertten topyekün azade
Hani şu ekmeği elden suyu gölden.
Durup dururken yorulan
Kibrit çöpü gibi kırılan
Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan
Sen benim mihnet icinde yanmış kavrulmuşum
N'etmiş, n'eylemiş, n'olmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum.
Karam, karam
Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam
Sensiz bana canım dünya haram olsun."
"eskidik" der kadın gülerek,
ve adam şöyle der : "yıllar da geçse demincek"
22.05.2010
Yangınlar,
Kahpe fakları,
Korku çığları
Ve irin selleri, aç yırtıcılar,
Suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
Pusatsız, duldasız, üryan
Bir cana bir de başa
Seher vakti leylim - leylim
Cellat nişangahlar aynasındasın.
Oy sevmişem ben seni
Üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!
He canım
Çiçekdağı kıtlık, kıran,
Gül açmaz, çağla dökmez.
Vurur alnım şakına
Vurur çakmaktaşı kayalarıyla
Küfrünü, Medetsiz, Munzur.
Şahmurat Suyu kan akar
Ve ben şairim.
Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi.
Korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
Ne salkım bir bakış
Resmin çekeyim,
Ne kınsız bir rüzgar
Mısra dökeyim.
Oy sevmişem ben seni
Ve sen daha demincek,
Yıllar da geçse demincek,
Bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
Ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
Yaran derine gitmiş,
Fitil tutmaz, bilirim.
Ama hesap dağlarladır,
Umut, dağlarla.
Düşün, uzay çağında bir ayağımız,
Ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
Düşün, olasılık, atom fiziği
Ve bizi biz eden amansız sevda,
Atıp bir kıyıya iki zamanı
Yarının çocukları, gülleri için,
Koymuş postasını,
Görmüş restini.
He canım,
Sen getir üstünü.
Uy havar!
Muhammed, isa aşkına,
Yattığın ranza aşkına,
Deeey, dağları un eder Ferhadın gürzü!
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan - ter içinde asi,
He desem, koparacak dizginlerini
Yediveren gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
iyisi mi,beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin
Fedakarlığımı anlıyorsun
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orada beraber yaşarız
külümün içinde külün
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben. ...
muhtemelen aşıkken yazılacak şiirdir. duygular tavan yapıp diğer dertler ziyadesiyle ikinci plana düşünce şairlik ve o güzel coşku başlayacaktır çünkü.
Sensizliği sana değişmez benim yüreğim...
Yıkılmış aşkların, yıkılmış yüreği olsamda,
Yıkılmaz sensizliğe olan hasretim...
Sen sevgini başka aşklarla harcamaya devam et...
Elbet anlayacaksın bir zaman, gerçek aşktır benimkisi,
Harcatmayacak sana hata gördüklerin,
Benim görmediklerim,
Senin görmediklerin ;
"Unutulmazlığını"...
inadına unutmam..ben!!
Sefasını sürdüm ya bir an,
cefasını da çekerim..ben!!
Sevdim ya bir kere seni,
acısına da razıyım..Ben!!
Veda etmeden gidişine inat,
çekip gitmesini de bilirim..ben!!
Susmasını da bilirim...
Sende şunu bil ki;
yüreğim kadar insanım..ben...!!
insandır bu tamah eder paraya
fakat inan sevdiceğim, inan gül yüzlüm
250 milyarı tırink diye koysalar önüme, deseler ki:
"sevgilini eşşek sudan gelinceye kadar döv, al bu para senin olsun"
inan reddederim, derim ki
alın ulan köpekler para sizin olsun, ben onu seviyorum!
ben onu değil eşşek sudan gelinceye kadar dövmek
bi fiske bile vuramam, dikkatini çekerim gül yüzlüm, dikkatini çekerim bir tanem
250 milyar bu ne çek ne senet tiko para ama değil tiko miko olsa ne yazar aşkımızın yanında bir hiç kalır
hem 250 milyara ne alınır ki?
150 milyara güzel bir daire alsan
dayasan döşesen, bir araba alsan,
bi iş açsan bitti gitti
bunun için değer mi?
sensiz bir ev bana viran görünür
sensiz eşyalar bana eski moda görünür
hele sensiz hiç binemem o arabaya
ya o iş yerini ne yapayım
çünkü ben seni çok seviyorum bebek oh bebek
seni 250 milyara da değişmem 450 milyara da, 680 milyara da, 920 milyara da
ama 3 trilyon verirlerse seni nasıl döverim biliyor musun
ağzını burnunu kırarım
dünyaya geldiğine pişman olursun
kusura bakma 3 trilyon bu sevdiceğim
senin iki-üç dişinin kırılmasının
bir kaç kaburganın
kurtulmuş koca bir insan hayatı karşısında ne önemi var
oh bebek ne önemi var.
önemli olan balyadır
balyanın sağlam tutulmasıdır