her başarılı erkeğin arkasında en az bir kadın vardır. başarı arttıkça kadın artar... kadın arttıkça erkek daha başarılı olmak zorundadır. erkeğin görevi hiç bitmez... başarmak demek bir yerde mutlu edecek daha fazla kadın demektir. kimse bu açıdan bakmaz. toplum iyi bir yapıdır çünkü... kötü insanlardan oluşan iyi bir yapıdır toplum. kendi kusurlarından hiç bahsetmeyen kusursuz insanlardan oluşan.
günaydın bebeğim... bugünü de birbirimize yalanlar söyleyerek geçireceğiz.
bir kadın gülümsüyorsa bir erkeği yıkmıştır. kadın acımasızdır. kadın ezerse toplum onu destekler. bu çok samimiyetsiz ve bir o kadar da yalan bir harekettir. pozitif ayrımcılıktan bu yana gördüğümüz en büyük aşağılama.
bir erkek iyi yazı yazıyorsa aşık oluyordur ya da kadınları tanımıştır artık. bir arkadaşım şey demişti: evet aşktır çünkü en çok hayal gücüne elverişli ve herkesin hayalgücüne uygun tek şey aşktır. basit bi hayalgücüyle bile aşk üzerine hayaller kurulabilir... ve herkes bi camın karşısına geçip kuş böcek muhabbeti yapabilir. o yüzdendir ki aşk şiirleri herkesçe yeni mastürbasyon aracıdır.
ve kadın bir gün gider. tanık olmadınız mı hiç?
o saatten sonra bir erkeğe güzel şeyler yazdırabilecek tek şey sarhoşluğun verdiği şairane havadır. zamanında sevgisini göstermemekle suçlanan erkek artık bir hilkat garibesi olacaktır. daha sonra korkarak attığı adımlarda da hep daha az sevmekle suçlanacaktır.
sevmek... çok sıradan bir şey aslında. o yüzden birine seni seviyorum demek o kadar da zor olmamalı. kadınların güvensizliği yine erkekleri buna itiyor, söylerken sanki sevmiyormuş gibi paranoya yaşıyor, kendi de inanıyor o saçmalığa.
ama erkek seviyor.
sevmek demişken bazı erkekler bütün kadınları seviyor. bazısı diğer erkeklerin espri aracı gibi gördüğü kadınları seviyor misal. şişman kadın seviyor, olgun kadın seviyor, bazısı da erkek seviyor.
sevmek... hakkını verdiğin sürece sevmektir her zaman.
gramla ölçülebilen bir şey değil misal. karıma şu kadar ayıracağım, büyük kızıma şu kadar ayıracağım veya sevgilime şu kadar diyemezsin, çünkü yoktur öyle bir şey. yürek o kadar derin bir kuyu ki ne kadar su çekersen çek bitmez işte ki sevginin kuyusu zaten bitebilen bir şey olsaydı bu kadar onun üzerinde konuşuyor olmazdık. ama sandığın içerisine koyup naftalinlerseniz kokar, paylaşmak gerekir. ne kadar paylaşırsan ve dağıtırsan hem artar hem de seni daha çok severler. ya da öyle olduğu söyler ayrı diller. her şey bitip insanlar bir araya geldiğinde gene sen kötü adam olursun sanki onları hiç mutlu etmemişsin gibi. onları anlamak... buna yeltenmek bile cidden salaklık olur, bundan bahsetmek de... evet klişe.
kadın yanlış seçim yapar. sonra pişman olur, geri dönmek ister ve erkek kabul eder. sonra kadın yine yanlış seçim yapmıştır...