arada hala istanbulda düzenlenen bayanlar tenis şampiyonasındaki ödül töreninde yuhalandıktan sonra kıpkırmızı kesilip sahayı terketme videosunu keyifle açıp izlediğim başbakanımız, devlet büyüğümüz.
hakkında tutuklama kararı bu sefer almanya tarafından çıkartılacak ikinci kişi. tutuklayamazlar onu, diplomatik koruma altında çünkü, ama bütün hukuk devletlerine, ve internete, kararı ve gerekçesini yayınlarlar,
ondan sonra da binali hiçbi toplantıda ciddiye alınmaz, attığı imzalar hakkında şüpheler oluşur, ve karşı çıkmalar meydana gelir. sen başka bi ülkenin başbakanı olarak, diplomatik zırhı düştüğü zaman "almanya tarafından dolandırıcılıktan aranan" bir adamla oturup bişey konuşmak, bi anlaşma yapmak istemezsin.
çünkü o zaman da senin hakkında senin ülkenin basınında, herife bak mafyacılarla ülkemizi ilişkiye sokuyo,onlarla oturup anlaşma imzalıyo, diye haberler çıkar.
çünkü dünya yavaş yavaş "siz yapmıyosanız, biz yaparız !!" havasına giriyo.
şanlıurfa da yeni öğretim yılını, müftedatı, teogu anlatarak engin bilgilerini bize sunuyor.
"ikidebir neden sınav sistemi değişiyor" eleştirilerine " biz bu işi beceremiyoruz" demiyor da tabi ki değişecek, dünya değişiyor" türünden savunmalar yapıyor.
tabi ki alkış kıyamet. orda çocuğu olanlara yazıklar olsun ne diyelim.
Kılıçdaroğlu'nun amcasının oğlu gibi bir izlenim veriyor. Vasıfsız siyaset bitmeli artık. Deniz Baykal'ın siyasetini özledim. Bunları görünce kendimi oralet içilen kahvehanede gibi hissediyorum.