bilim denince aklınıza sipahioğullarının besili varisi celal şengör,
vehbi nin mirası ali ve televizyon kanallarında yayınlanan kadük propoganda programları geliyorsa,
koç holdingin,
cengiz ve kalyonun rant uğruna yol açtığı toplumsal tahribatı,
bilim dışı olan iş ölümlerini,
emek gasbını,
insanlık dışı koşullarda çalıştırılan işçileri asla göremeyeceksiniz!
sermayenin bir ürünü ve dikte ettiği kültürü geniş kitlere kazandıran endüstriyel aracı. bu aralar yaşlı ve alzheimer hastası patronların ölümsüzlük takıntısına hizmet ettiği için, fonlanan üniversite laboratuvarları ve beyaz önlüklü emir kulları beyin ve yaşlılık hakkında bol bol makale yayınlıyor!
Bilim; deney ve gözlem sonucu doğanın döngüsünün nasıl işlediğini amaçlayan bilgi birikimidir ve dini bir kavram değildir. Bilim; evrenseldir, ilim ile aynı şey değildir ve insanı bilinçlendirir.
Einstein'a göre bilim, her türlü düzenden yoksun algılar ile mantıksal olarak düzenli düşünme arasında uygunluk sağlama çabasıdır.
Russell'a göre ise bilim, gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla önce dünyaya ilişkin olguları sonra bu olgulari birbirine bağlayan yasaları bulma çabasıdır.
Her iki tanimda da olgulardan ve mantıksal uslamdan söz edilir ama Einstein'in tanımında bilime algısal olarak konu oluşturan olgular düzensizdir. Yani algı dünyamız bir kaostan ibarettir. Duzen ise aklın mantigin bir niteligidir. Russellin tanımında ise akla olguları düzenleme görevi değil, gözlem ile saptanan olgular arasındaki ilişkileri bulma görevi düşmektedir. Russell Einstein'a göre doğayı daha düzenli sayar.
evrenin, evrendeki olguların ve olayların bir bölümünü ele alıp birtakım yöntem ve deney yolları kullanarak ve gerçeğe, gerçekliğe dayanarak birtakım yasalara ulaşan bilgi yolu, düzenli ve tutarlı bilgi.