Can yayınlarından çıkanı sanki biraz çeviri olarak kötü gibidir.
Ya da bank öyle geldi bilmiyorum. Yoksa can yayınlarının ne kalitede olduğunun farkındayım.
Kitap güzel, lakin diğer romanları yanında biraz kısır kalmış. Evet Roman değil de hikaye olarak değerlendirilmektedir, ama öyle işte.
Ha birkaç yerinde Dostoyevski her zaman yaptığı gibi insanın beyninde şimşekler çakmasına sebep oluyor, orası ayrı, ama, öyle işte.
luchino visconti tarafından filmi* çekilmiş dostoyevski romanı. filmi kitaptaki duyguyu çok iyi yansıtmıştır. incecik bir kitaptır. filmi de kitabı da şiddetle tavsiye edilir.
dostoyevski'nin 26 yaşında yazdığı ilk öykülerinden biridir. 1848 yılında yayımlanmıştır.bir hayalperestin anıları diye geçer ve ona göre bir hayalperest duygusuz,yalnız,hayattan zevk almayan dışlanmış bir insan demektir.
şu anda , kalbimde açtığın yarayı düşünüyorum nastenka! fakat senin mutlu,parlak ufuklarına bir tek kara bulut göndermemiş olmanın rahatlığı içindeyim. Sana,her şeye rağmen, asla sitemde bulunmadım. hiçbir zaman seni mutsuz kılacak bir söz söylemedim, benim yüzümden vicdan azabı çekmene, gizli bir suçluluk duymana asla fırsat vermedim. gelin olduğun gün, lüle lüle olmuş siyah saçlarına sardığın narin çiçekleri asla çiğnemedim. oh, asla ve asla! bütün dileğim nastenkam; altında gezindiğin semanın her zaman ışıl ışıl olması, dudaklarından güneş gibi parlayan, mutluluk dolu gülümsemenin eksik olmaması. kimsesiz fakat minnet dolu bir kalbe doldurduğun bir anlık mutluluk için de tanrı senden hoşnut olsun.
tanrım, bir anlık mutluluk! ama bir ömür boyu sürecek gerçek bir mutluluk!
' Biliyorum, Nastenka, biliyorum! diye haykırdım. En iyi yıllarımı boşu boşuna yitirdiğimi şimdi her zamankinden daha iyi anlıyorum! Bunun böyle olduğunu yüzüme karşı söylemesi için, Tanrı'nın bana iyi yürekli meleğimi, sizi gönderdiğini düşündükçe üzüntüm daha da artıyor. Şimdi sizin yanınızda oturup sizinle konuşurken geleceği düşünmek çok tuhaf doğrusu, çünkü gelecekte beni gene yalnızlık, gene o küflü, gereksiz yaşam bekliyor ' ne guzel kitaptin sen oyle
melankoli kokan ve belki de içimizdeki ben de dahil birçok yalnızın okurken aa beni anlatıyor diyeceği harika roman.
--spoiler--
"ama sana kin bağlamak mı nastenka? tertemiz, pırıl pırıl mutluluğuna gölge düşürmek mi? acı sitemlerimle seni kederlendirip, gizli azaplar vererek, en mutlu anlarında yüreğinin acıyla çarpmasını ister miyim? gelin olduğun gün, onunla birlikte yürürken, siyah saçlarını süslediğin narin çiçeklerden tekini bile soldurabilir miyim? bunları ben mi yapacağım, natenka? asla, asla! göklerin her zaman açık olsun, sevimli gülümseyişin parlaklığını, mutluluğunu yitirmesin. yapayalnız yaşayan, sana karşı şükranla çarpan bir yüreğe tattırdığın mutluluk anından dolayı seni hep hayırla hatırlayacağım.
ulu tanrım, o ne uzun, mutlu bir andı! bir insana böyle bir an bir yaşam boyu yetmez mi?"
--spoiler--
Tüm kitap Nastenka'nın adını ezberletiyor okura ancak esas adam olan yazarımızın adı bir kez olsun zikredilmiyor. Bu durum da insana, hayatın kaypaklığını hatırlatıyor.
Unutulmayan Nastenkalar,peki Nastenkaları Nastenka yapanlara ne olacak?
...
Dostoyevski bir kez daha okurun hayatını karartır ve eşsizliğe doğru yol alır.
okuduktan sonra ard arda sigara yaktırabilecek dostoyevski kitabı. aşk ile sevginin ne kadar farklı şeyler olduğu, kadınların sizi yarı yolda bırakabileceği ve bir erkeğin sadece üç gece beyaz gecelere şahit olabildiği roman. ne kadar acınası haldeyiz.
Harika bir dostoyevski öyküsü. beyaz geceler aşkta ve hayatta mutluluğu bulamayan kaybeden, yalnız bir adamın duyduğu saf sevginin aşk ve mutluluk arayışının örümcek ağlarıyla son bulması ile biter. karakterimiz o kadar temiz ve iyi kalplidir ki nastenka dan çok daha iyilerine laiktir. nastenka onun duyguları ile oynamasına rağmen o karakterinden ödün vermeyerek nastenkanın gençliğine verir çünkü o gerçekten seviyordur saf bir sevgi ile karşılıksız istediği kadar ihanet etsin kötü düşünemeyecek kadar tarifi anlatılmaz bir duygu ile sevmektedir hayalperest.