ben bu yazıyı sana yazdım

entry31010 galeri293
    395.
  1. ...sonra; gözlerim çürüdü, dişlerim kırıldı, ellerimde ağır bir nikotik kokusu, kirlenmekten paslanmış bir yüz ve sensizliklik... sessizlik... başka da bir şey yok... hiçbir şey yok... ne zaman karanlığı yırtıp aydınlığı taşıyacaksın hücrelerime? ne zaman tek tek hıç sıkılmadan gidişinle tıkanan damarlarımı açacaksın? ve ne vakit gelip oturacaksın yalnızlığımı kaldırıp yerinden, başucumdan...
    7 ...
  2. 396.
  3. insan ne zaman yaşlanır bilir misin ?
    Aşık olmaya korktuğunda.
    insan ne zaman ölür bilir misin?
    Artık aşık olamazsa.

    Kalbini ateşe ilk attığında,
    Yanar, acır, canını yakar.
    Kalbin ateşte tekrar yanarsa,
    Daha fazla yanar, acır, canını yakar.

    Kalbin bir daha ateşe düşerse,
    Artık yanmaz, acıtmaz, canını yakmaz.
    Kor bir kömür hiç bir ateşte yanmaz,
    Yakmaya çalışan ateş de acıtamaz.

    "Sevdim seni" deyince sen,
    "Seni seviyorum" demedin.
    "Ben de" dediğimde ben,
    Seni sevdiğimi söylemedim.

    Hiç gelmedin ki gönlüme,
    Şimdi çıkıp gidesin.
    "Hoşbuldum" dedin mi ki,
    "Hoşçakal" diyesin?

    insan ne zaman yaşlanır bilir misin ?
    Aşık olmaya korktuğunda.
    insan ne zaman ölür bilir misin?
    Artık aşık olamazsa.

    Mezar ziyaretlerinde aşk yaşanmaz,
    Yaşanan aşk olsa da kendi kutsal olmaz.
    Heves, tutku, zevk, eğlence dediğin;
    Selamsız girip çıkan ziyaretçilerin.

    Hiç gelmedin ki gönlüme,
    Şimdi çıkıp gidesin.
    "Hoşbuldum" dedin mi ki,
    "Hoşçakal" diyesin?
    7 ...
  4. 397.
  5. 30 cm ye pipi dedin ya alacağın olsun kızım. beyaz atlı prensim deyince beni diilde atı istediğini geç anladım.
    11 ...
  6. 398.
  7. iki gün sonra küçük bir operasyon geçireceksin.

    bize göre nefes almanı engelleyen o lanet şey, doktora göre geniz eti alınacak.
    ve yine herkesce basit bir operasyon olan o ameliyat, benim canımı sıkıyor.

    çok küçüksün.
    ve ben de en az senin kadar küçüleceğim; sen benden uzak, o soğuk odadayken.

    seni seviyorum.
    68 ...
  8. 399.
  9. Peki sen hiç yaşlı bir adamın usanmasına tanık oldun mu?
    Ya aşk adıyla hayatı feda edilen anlarına?
    Oysa uyandığımda sen, uyuduğumda sadece sendin.
    Oysa ben, korkuyla boynumu büküyordum beni sevebil diye.
    Zamanla bağlanmış bu yerde, zamanı durdurmak istiyordum.
    Uyandığımda sen, uyuduğumda sadece sendin.

    Oysa ben, ilk gülümsediğin anda hapsine girdim.
    8 ...
  10. 400.
  11. hayata ilişkin yaşanmışlıkların gözden geçirildiği anlarda sorulur be sözlük... bugüne kadar tecrübe diyerek çatal iğneler ile saçlarınıza taktığınız gümüşten tellerin toplamı sandığınız bildikleriniz ile, okulda öğretilen toplama işleminin temel sağlamasının birbirini tutmadığı anlarda kurulur bu cümle...

    her yaşadığınızı alt alta toplarsınız...çıkan sonuçtan yaşadıklarınız çıkarttığınızda geriye diğer toplananların toplamı bulunur değil mi? olmuyor sözlük. sağlaması ile çözümü birbirini tutmuyor son otuz altı saatin. havuz problemi değil ki doldurmaya çalışan iki musluğun bir saatteki verimlerinden boşaltmaya çalışan tek musluğun verimini çıkartıp, kendi kapasiteme böldüğümde ömrümü bulayım çarçabuk.. sözlük her öğrendiğim yalan mı?

    yaş problemi değil ki sözlük son otuz altı saat! kızı ile babasının beş yıl sonraki yaşları toplamını bulmak için bugünkü toplam yaşa on ekleyivereyim de kurtulayım.

    sözlük bir hayat tüm yaşananlara kalansız bölünür mü?

    bulamadım be sözlük...ıskaladığım bir şeyler var. onu biliyorum. neyi ıskaladığımı arıyorum sözlük. acaba senin şu rastgele butonuna tıklasam yardımın olur mu? belki bir bilen yazmıştır otuz altı saatte tecrübenin yalan oluşunun gerçek matematiksel izahını. yok mu? anlıyorum sözlük.

    bir hayat tüm yaşananlara kalansız bölünmüyor sanırım.

    sözlük;

    sen hiç veri tabanındaki tüm gerçeklerin silindiğini düşünebiliyor musun? insanın tüm veri tabanı kadar dolu musun diye düşünüyorum. silsem diyorum tüm içimdekileri. geriye bir şimdiki aklım kalsın bir de güçlü yürek kaslarım. tekrar diyorum başlasam. hayat başlığına entryler girmeye. ilk entry tanım bile olmasa. yönlendirsek seninle hayatı mutluluk başlığına.

    sözlük, hayat başlığı mutluluk başlığına yönlenir mi?

    içimizde diyorum kalmasa hayvani fıtratın temel parçacıkları çıkartsak diyorum sözlük. nasılsa formülü var. istersek fark ile çıkanı toplar eksilen hayatımıza tekrar kavuşuruz değil mi? değil mi? hayat eksiliyor ve hayattan çıkanları kalanla toplayınca elimizde hep umudumuz mu kalıyor geleceğe dair. sözlük bana toplamayı öğretmemişler onu biliyordum. bölme işleminin anlamsız ve sonuçsuz kalışını da söylemiştin. çıkartmayı da mı yanlış anlatmışlar bana?

    olsun çarparız be sözlük! alırız elimize kerrat cetvelini bir duygu ile diğerini, sonra diğerini sonra diğerini çarparız . çarpım bize hayatımızı verir mi sence? vermez mi? peki sağlama yapsaydık önce. mutluluğu bize veren insanların sayısına yaşadığımız mutlulukları bölsek hayatımızdaki insanların bize bahşettiği güzelliklere ulaşamaz mıyız?

    sözlük hayat bir problem değil mi? neden dört işlem ile içinden çıkılamıyor?

    sözlük sen hayat problemini çözebilir misin peki? sen çözsen de ben senden bakarak yapsam.

    demek öyle...anladım. herkes kendi problemini kendi çözecek. sonra sözlük, ben öleceğim...geriye dört işleme ihtiyaç duymayan bir mezar taşı ile önceleri sıklıkla sonraları seyrelerek ve nihayet bir gün tükenerek ziyaretime gelecek dostlarım olacak.

    sözlük sana ne olacak?

    bana ne oluyor?
    9 ...
  12. 401.
  13. kalbimdeki misafirliğin
    bir ömür sürsün dilerim
    senle birlikte yaşlanmak
    sevgilim benim tek temennim

    senle yaşadığım küçk bir mutluluk
    yaşanılan bütün hüzünlere değer
    ne güzel yapmışta yazmış seni bana
    gözünü sevdiğim kader

    böyle güzel başlar bilirim her aşk
    senin doyulmaz bir farkın var ancak
    kimse senin gözlerine sahip değil ki
    bu bile yeterli bir sebep değil mi?

    sen çözdün benim tüm sırlarımı
    çektin şikayetsiz kahırlarımı
    bazen bi kelamın bazen bi bakışın
    iyileştirir aşk ağrılarımı...
    9 ...
  14. 402.
  15. özlemler son mu buldu bu defa? ansızın çıkıp gelmenle güne kavuşmak, sessiz,kimsesiz hayallerinde kurtulmak, en güzelide mesafelere rağmen yanımda hissetmek artık seni...yalnızdım, ve yine çıkageldin son defa bu kez, gitmemek ümidiyle, yalnızlıkları yıkarcasına adeta.
    yeni güne uyanıyorum, bu sefer yüzümde kocaman bir gülümsemeyle, biliyorum, görüyorum ve hissediyorum artık, kaybolmuş ruhumu çıkardım yine bu sefer mutluluklar penceresinde...
    8 ...
  16. 403.
  17. --spoiler--
    Yakında çok yakında, aldanmışlığımı getireceğim sana.
    --spoiler--

    --spoiler--
    yakında çok yakında, düşerinden ellerime sinecek saçlarımdaki yanık kokusu.
    --spoiler--
    7 ...
  18. 404.
  19. 405.
  20. (bkz: #2989320)
    (bkz: #2993960)
    (bkz: #3009492)
    (bkz: #3031698)

    uzun uzadıya bir yazı yok sana bugün..
    sadece tek bir cümle var..

    ''sevmek birçok şeyi göze almaktır.''

    seni severek herşeyi göze aldım ben, peki ya sen, sen alabildin mi ?
    gerçekten sevebildin mi ?

    ...
    6 ...
  21. 406.
  22. bir gece usulca hiçbir söz söylemeden yazılmış binlerce kelimeyi baş ucuna bırakacağım... ister yırtıp at onları öfken ve gaddarlığınla, istersen başucu eserin yap yıllarca, sana kalmış... çünkü hepsi sana yazıldı... ne istersen yapabilirsin, gözlerinde güneşlenemeyeceğim, gözlerine bir daha hiç dokunamayacağım kızıl saçlı sonsuzluk...
    6 ...
  23. 407.
  24. bu yazıyı sana yazdım al sende kalsın. bir şarkımı olmadı beraber söylediğimiz bari bir yazımız olsun.
    8 ...
  25. 408.
  26. bunlari yüzyüze konusmak isterdim.imkan olmadi.
    bana bunca yil sonra hic hissetmedigim duygulari hissettirdin.
    okulun ilk basladigi günden beri sana bakmak apayri bi ugras oldu benim icin.
    bunca yil sonra utanarak sevmeyi ögrendim.utanarak bakmayi.
    ben askin bittigine inanirdim.sacmaymis.ask bitmezmis.bi sarkidan ibaret deilmis.gercekmis.
    bunlari da facebooktan yazmak sacmaymis.
    insan öle olur ya bir an önce bilsin ögensin ister sevildigini.
    simdi bil istiyorum sevdigimi.öle karsiliksiz öle temiz.bunca yil sonra.
    7 ...
  27. 409.
  28. --spoiler--
    ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
    sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
    yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
    ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir
    gün affedilmeyi, beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım...
    --spoiler-- *
    7 ...
  29. 410.
  30. Sana gelmek hüzün kokan dağlardan geçse üşüyen sadece ısıttığın ellerim olurdu .
    Bilirsin üşümüşlüğüm Sen'den Ya aç kapıyı al içeri yak içimi o kömür siyahı gözlerinin derinliğinde ,Ya da Sarıl ; istemeden ,umursamaz ikinci el bir battaniye serinliğinde ...
    Dokunsam susarsın , konuşsam sessizlik, yüzünde hep bir hüzün Asma artık suratını dokunduğun bu insan özlemini duyduğun saf ve temiz Senin Köyün... *
    9 ...
  31. 411.
  32. kırık yüreğiyle ezgiler mırıldanan oyuncak bir bebektim. inattı sadece yaşama sebebim, beyaz ölümlerden nefret ederdim. sen yoktun, hiç olmadın da yanımda. yine de ben bu yazıyı sana yazdım. ağladığımı hiç görmedin diye ağlamıyorum zannettin; işte kelimelerim. artık ölü ve griyim.
    6 ...
  33. 412.
  34. 413.
  35. -ben bu yaziyi sana yazdim...
    +nereme?
    -?!?
    7 ...
  36. 414.
  37. ben bu yazıyı sana yazıyorum çünkü sevgimi aşağlarken biriktirdiğim nefretlerimi haykırmak istiyorum. seni seviyorum hiç düşünmeden, nedensizce. seni seviyorum bir bilinmeyene giden yol olsan da, bu bilinmezlik de kaybolacak olsam da. ben seni severken sen sadece beni görmemezlikten geldin.
    ve şimdi ben de vazgeçtim artık bu sevgiden. hiç gelmiyeceğini bilerek devam edemem bu hayata. belki de son nefesimi sana tükettim pişman olacak olsam bile.
    ben yalnızca seni sevmiştim senin haberin olmadığı zamanlarda bile.
    ben yoruldum benim olmayan bir sevgi için yürümekten. sensizlik ölüm bile olsa şuandan itibaren ben bu ölüme razı gelmeye başladım. anladım ki ölmek bile daha kolay seni sevmekten.
    sen sadece mutlu ol ben senin üzüntülerini de yaşarım zaten yeterince tek başıma seni yaşamaya alıştım ben.
    nefesim olmuştun, kalbim olmuştun, beynim... ya da ben öyle sanmıştım. oysa sen beni bir hücrene bile dahil etmemişsin.
    sözlerin seni severken hissetiğim acılardan daha ağırdı. seni atamıyorum yine de... çünkü sensizlik tek korkum.
    sana yazarken bu yazıyı ben ölüyorum senin ruhun hissetmiyor.
    nefretlerim demiştim ama anladım ki ben sana hiçbir zaman nefret biriktirememişim. belki sen benden bu yüzden gidemiyorsun. sevgim seni bana hapsediyor sen dışarda özgür ruhunla başbaşayken.
    8 ...
  38. 415.
  39. 'istanbul...hayal & kabusun bir arada olduğu şehir...huzuru da bulabilirsin, sonunu da...' hep böyle derdim istanbul'dan bahsederken...ama hiç bu kadar gerçekten görmemiştim istanbulun diğer yüzünü. evet biliyordum, istediğim zaman kendimi atabileceğim çukurları...nerelerde kaybolabileceğimi...ama hiç bu kadar canlı olarak çıkmadı karşıma ölümüm.

    pazartesi...soğuk bir gün. dershaneden sonra eve gitmemek için nedenler aradım. içlerinden bir tanesini seçtim, ve beyoğluna gittim...sürekli gittiğim bir mekan var orada. her gidişimde bir kez uğrarım, sakin, hatta zorlarsam kendimi şirin de diyebileceğim bir mekan...cam kenarına geçip kahvemi söyledim..sokak lambalarından birini yüzünde maskeler taşıyan bir kadına benzettim birden. ve resmini yapmak istedim. ben onunla uğraşırken, sürekli orda çalıştığını düşündüğüm bir herif karşıma oturdu.

    duraksadım. tanımadığım insanlarla dialoglarım eskisi gibi değil..sersemleşiyorum, huzurum kaçıyor bir anda. yine aynı şeyi hissettim, ve bir an önce gitmesi için konuşmayı kısa tutmaya özen gösterdim.
    bana, kendisine benzediğimi söyledi ilkin. yalnızlığı omuzlarımda taşıdığımı, beni arkadaşlarımla görse dahi her daim aynı bulutu tepemde gördüğünü söyledi..melankolikliğimi...sustum. ona inandığım ya da doğruları söylediği için değil.
    korktum bir insan tarafından izlenilmekten. farkedilmekten.
    sonra bana, bu melankolinin, ve elimdeki resim kağıdının farklı şekillere bürünebileceğini söyledi...eğer istersem...meraklı biriysem...ve kronik mutsuzsam..sana verebilecek şekerlerim var dedi...

    şeker...

    küçükken en çok pamuk şekerleri sevdiğimde aklımda ilk beliren bu oldu. yanaklarımla yerdim pamuk şekeri.
    her tarafa bulaşır pamuk şeker ! ama şirin ve eğlencelidir de. kocaman bir saç tutamı gibi durur, ama dokunduğunda pamuk gibidir.

    ama onun bana söylediği, pamuk şeker değildi.
    şeker, yani uyarıcı. mutluluk hapı.

    gözlerim doldu bir an sinirden...rahatlığından tiksindim. kovdum yanımdan ve çıkıp gittim.
    eve gelene kadar iyiydim...sonra bir anda başladı herşey...tekrardan...ağlıyorum, ama onu geri çevirmeyeceğimi düşündüğünden değil...insanlara bu iğrenç hapı tavsiye etme çabası da değil...yemin ederim, onu geri çevirdiğime ağladığımı farkettim...bana kendimi atmayı istediğim uçurumun yolunu gösterdi o pis herif...ve ben, ona 'evet, bir kere deneyebilirim' diyemediğim için ağladığımı gördüm...kendimden tiksiniyorum şu an...böyle birşeyi nasıl isteyebilirim, nasıl böyle birşey içni kendimle çelişebilirim diye...korkuyorum....kendimden. çok korkuyorum...eve gittiğimde onu kullanmayı isteyen halim, eğer o herifin yanındayken benliğime hakim olsaydı, ne olurdu diye düşünemiyorum bile...gitmekten korkuyorum oraya...kendi kendimi kandırmaktan...pazartesi'den beri ruh gibiyim...aklıma gelmemesi için defalarca şey denedim...kimseye söyleyemedim...kimseyle, başka bir konuda dahi konuşamadım. sanki söyleyeceğim herşeyi daha önce söylemiş gibi hissettim kendimi....

    içimde binbir insan var sanki.
    en baskınları bunu isteyen ve kesinlikle reddeden.
    bugün vurdum ilk defa kendime. sonra kendime söz verdim. telkinlemeye çalıştım. ama uyumaya çalışırken yine hayal kurduğumu farkettim.

    ben pamuk şekerlerimi geri istiyorum...
    7 ...
  40. 416.
  41. unuturum sanmıştım. yanılmışım. unutulmazım olmuşsun kısa sürede. ben şimdi sensiz nasıl yaşıyacam? gelsen keşke yanıma. omzunda uyusam. sevsen beni. hiç gitmeyecekmiş gibi. ben sende kaldım başka bir yere gidemez oldum. anla lütfen.
    6 ...
  42. 417.
  43. karşınızdakine söylediğinizde bana mı ne gerek vardı cevabıyla karşılaşılabilecek söz.
    5 ...
  44. 418.
  45. dün bir film izledim.

    my life without me
    yani, bensiz hayatım.

    filmde iki ay sonra ölecek olan 23 yaşında bir kadın vardı. iki de küçük kızı ve eşi.
    öleceğini öğrendiğinde "ölmeden önce yapılacaklar" listesi hazırlıyor ve buna harfiyen uyuyordu. yapılacaklardan biri de iki kızı için doğumgünü mesajları hazırlamaktı.

    birden seni ve senin için hazırladıklarımı düşündüm.

    içinde doğum bilekliğin, göbeğin, yazdığım günlükler, ve senin için arkadaşlarıma yazdırdığım defter olacak.
    belki ameliyat bilekliğini de koyarım.
    bir de sünnette elimize geçecek olan parçacık. * çok feodal değil mi? hem de özgürleşme talebi olan bir kadın için!

    belki ben veremeyeceğim o paketi sana.
    ama kelimelerim hep yanında olacak.

    seni seviyorum küçük örümcek.
    12 ...
  46. 419.
  47. okumayacağını bildiğim bir yazıyı daha sana yazdım.
    sen derken, seni tanımıyorum belki aslında...öyle bir zamirsin ki hayatımda yakışan herkese giydirebiliyorum "sen"i, ve öyle bir zamirsin ki istediğimden çıkarıp alıyorum...
    az sonra di'li çok sonra miş'li geçmiş zaman olacak şimdiki zaman dilimi içerisindeki "sen" ise herkesten değerlisin. belki de en uzun di'li geçmiş zamanda hep "sen"din değerli olan...asla miş'li geçmiş zaman olmaman dileğiyle, bu yazıyı sana yazdım!!
    10 ...
© 2025 uludağ sözlük