Kadın olduğunu unutmuş,benlerini unutmuş bütün anneler gibi dünyanın en güzel kadınına yazıyorum bunları.Tek gerçeğimsin,yalansız sevenimsin benim,limanımsın fırtınalarda.Kendi fırtınalarında limansız kalmış,kimsesizim,herşeyimsin benim.
annemin ağlayışını hatırladım.. sürekli gittiğm adı lazım değil sevgili psikolog teyzenin samimiyetsiz gülümsemelerinden sonra beni odanın dışına almaları, belki daha öncesinde yanlış çıkmıştır diye, zekama inat saydığım, o soguk koridorların şekilsiz karoları, ve her seferinde yine aynıymış dediğim 2226lar. annemin dışarı çıkışı ve şişmiş gözlerini benden kaçırması. neyim varmış? sorusuna aldığım o can yakıcı sessizlik ve koşarak kaçmak isterken yürüme işkencesini kendime layık görüşüm. o bunaltıcı koridordan çıkarken ardıma bakıp gülümsemem, kendimi galip sanmam, hatrımda kalan ilk yanılmalarım. kötüydü be . ağlatmayın onları , kadınları, anneleri ağlatmayın anneleri...
Babamı idare etmeyi hiçbir zaman becerememiş, onun korkusunun dışına çıkamamış, kaderine razı gelmiş...
Ben kimden aldım peki bu anarşist ruhu, hepsini babamdan mı bilmiyorum.
Türk filmlerindeki silik karakterler gibidir annem... Hani bir şey yapsanız da sesini çıkarmaz, filmin sonunda bir Ediz Hun gelip kurtarsın diye bekler.
Ama gelmez o Ediz Hun...
Çocukken gofretimi komşunun oğluyla paylaşmadım diye kulağımı çeken kadın...
20 yıl sonra eve getirdiğim arkadaşıma "Kendimize göre yaptık" diye yemek vermemişti.
Ne vakit bu kadar köreldi o merhamet duyguları ben hala anlamadım.
En çok da şeye kırılmıştım...
Bir kavga sonrasında annemden yana olunca babam küsmüştü bana...
Bir kadını, annemi ezmesini, sindirmeyecek kadar büyümüş bir yaştaydım.
Siper etmiştim kendimi...
Sonrasında pişman olacağım "bırak bu adamı" da diyerekten...
Neyse... Sonrasında bırakmadı babamı annem, direkten döndüler ama barıştılar.
Bense aynı evde 7 ay küs kaldım öz babamla.
Bu sorgulayamayışı bana çok dokunmuştu.
Benim yüzümden şimdi böyleler diyemeyişi...
Gereksiz gurur yapan iki erkeği birbirine yaklaştıramayışı...
Yuvayı yapan dişi kuştur derler ya...
O kuşlardan biri değildi benim annem.
Ağlardı bazen benim için ama 5 yıl boyunca başka bir ilde okurken kaldığım yerin telefonunu bile sormayışı...
çok yaralamıştı beni...
Onun da yaraları vardı biliyorum...
Annesi öldükten sonra farkına vardırtılmıştı kardeşlerinin öz kardeşi olmadığı...
Ablasının öz ablası, abisinin öz abisi olmadığı...
iyi davranan insanların sadece kan bağıyla bağlı olman gereken insanlar olmadığını anlayamadı sanki...
Yaşadığı travmayı biliyorum, hissediyorum o yıkımı...
Ama yine de bizim için daha iyisini yapabilirdi, bunu da biliyorum...
Yine de seviyorum onu...
Ama ben de isterdim buraya sadece sevgi sözcüklerinden ibaret bir şeyler yazmak.
Erkeklerin biraz da bu ortada kalmış hali
yaşadığı ilişkilerde bir anne aramaya yönlendiriyor onu...
Bu yüzden şevkat gösteren kadınlara daha çabuk bağlandım
aşk olduğunu sanarak...
Bir kadının bacağına yatarken saçını okşamasından aldığım haz bundanmış
Sarılıp sarmalanmayı özlermişim ama kendimi aradığım zamanlardı.
Ben kendimi annem yüzünden daha çabuk buldum...
Bu bile ona minnet duymama yeter.
Yaptıkları kadar, yapmadıkları ve yapamadıklarıyla da hayatıma yön verdiği için...
babamı kaybettikten sonra hayattaki her şeyim sen oldun aslına bakarsan daha küçük yaşta babamın bizi terk etmesi, senin çoğu şeye göğüs germen bizi okutman, büyütmen daha o dönemde seni benim gözümde devleştirmişti bile... babamın seneler sonra çıkıp gelmesi, o baba özlemi bile anne sevgisi, senin sevgin gibi değildi. zaten onunla da fazla vakit geçiremeden pankreas kanseri sonucu kaybetmiştim topu topu toplasan babamla 3-4 sene geçirebilmiştim. herşeyim sensin biliyor musun?
korkuyorum sana bir şey olacak allah korusun kaybederim diye, o zaman büsbütün yalnız kalacağım işte.
benim iyiliğimi istediğini biliyorum aslında ama bazen dediklerini ters alıyorum ve kızıyorum kötü oluyoruz ama sonra sen benim yavrumsun deyip beni bağrına basman, beni silmemen bana yetiyor.
şimdiye kadar hep sana benzeyen bir kız düşledim evlenirsem senin gibi biri olmasını istedim çünkü ne yapsam da beni silemedin, gitmedin...
bu yazdıklarımı hiç bir zaman okumayacaksın belki de ama seni seviyorum ve seni hep seveceğim, bunu ne kadar gösteremesem de...
ahh anne bunu muhtemelen hiçbir zaman okumayacaksın haberin dahi olmayacak böyle bi yazıdan ama olsun ben yazıyorum sana söyleyemediklerimi yazıcam işte. bugün ben de senle birlikte geldim doktora, ektim derslerimi çünkü mamografiyi çeken hemşireler seni korkutmuştu bir hayli. olumlu düşünerekten gittik doktora. herşeyin böyle çabuk olması gerçekten enteresan evet hayatıma bi renk gelsin diyordum ama asla böyle bişey değildi dileğim. neyse, yüzde elli ihtimal dedi doktor ve pat ameliyat tarihi verdi. senin suratın asıldı hemen anne bense sanki dünyanın en güçlü insanıymışımcasına saçmalama anne hem kötüde cıksa yapıcak birşey yok ne hastalıklar var dedim sana. çıktık doktordan merak edenleri aradım, bilgilendirdim. babannem konuşamadı benle sana bunu söylemedim ama o da cok üzüldü ağladı zaten yarın refaketçin olucak senin umarım gene ağlamaz senin yanında. halada yanında gülücükler saçıyorum kaçtım 5 dk lığına odama. ama emin ol anne midem bulanıyo senden makarna istedim ama sırf kafan dağılsın diye, koca bir tabak makarna yedim ama seni söyletmek istemedim pişittirttin neden yemiyosun diye. aslında cok üzüldüm bakma ama bilmemelisin işte. rol yapmak bazen gerçekten yorucu ama olsun anneeeeeeee senin için herşeye değer bunu bir kez daha anladım. seni gercekten cok seviyorum ya. bunu bile yazarken gülümsettin beni işte anne dedikleri bu olsa gerek.
çok özledim ben seni ya. sana sarılıp gevezelik etmeyi özledim. hani seni gıcık etmek için bir şeyler yapıp da senin bana sadece suratıma gülüp kızmadım ki , ben sana hiç kızamam ki demeni özledim. bebişim kahvaltı yapıyoruz hadi gel diye beni çağırmanı, eğer kalkmazsam da bana psikolojik işkence yapmanı da özledim. moralim bozuk olduğunda bana sıkı sıkı sarılıp, beni şımartmanı özledim. çünkü şu anda hiç iyi değilim ve buna cidden çok ihtiyacım var. sana ihtiyacım var.
üniversiteyi kazanınca benimle birlikte istanbula geldin diye çok kızmıştım hatırlarsın. hala da sinir oluyorum bazen. böyle istediğim zaman her şeyi yapamadığım için, tam bir üniversite öğrencisi gibi yaşayamadığım için. ama şu hasta günlerimde sen olmasan ben ne yapardım işte bunu bilmiyorum..
seni çok özledim anne. gelmeyeceğini biliyorum, rüyalarıma girmeni istiyorum, malesef rüyamda da göremiyorum. seni çok özlüyorum, anacığım. canım, kanım, gül kokulum, inşallah cennette görüşürüz.
anne bak gidiyorum yarın.aramızda bi saat olucak ama her sabah ** uyandırmak için yanıma sokulup yatmıcaksın en çok üzüldüğüm bu.her akşam it gibi acıkıp o saçma sapan uyduruktan 5dk da yaptığın müthiş yemekleri yiyemicem.anne ben yokken çok ağla,üzül,özle olur mu ?*
her akşam geldiğimde hiç geç kalmamış olmama rağmen nolur 'neden geç kaldın' diye sorma anne. bir de şu pc başındayken başıma dikilme valla kötü bişey yapmıyorum.
off anne ne kadar çok konuşuyosun. ergenim diye eksilemeyin hemen, gevezeliği tüm ailece onaylı. saçma sapan konular üstünde ne kadar gereksiz konuşup zaman öldürüyor, kafa ütülüyor. başım ağrıdı artık.