ne güzel eskiden gelirdim, dertlerimi yazar, ne varsa anlatırdım. rahatlardım bir nebze olsun. ulan şimdi sen bunu okurken erkek halimle ağlamaklı hale mi geldim diyeyim, ne yapayım?
Bugün doğum günün. Delicesine kutlamak istedim. Arayıp sesini duymak istedim. Bir an olsun o iğrenç bed sesini duymak istedim. Yapacağın o saçma sapan esprileri duymak istedim.
Fakat beni tutan birşey var tabi. Kırdığın hayallerim...
Kendi doğum günümde sabahtan akşama kadar beklediğim 2 tanecik kelime "mutlu yıllar" kadar basit bir kelime. O gün yanı doğum günümde psikopat gibi senin son görülmelerine baktım. Ve sonuç paramparça hayaller.
Madem okuyorsun bunu o zaman doğum günün kutlu olsun, keşke ama keşke hiç doğmasaydın.
Bugün senin hayalinle geçip giden günlerin tam 8. ayı ve 10. günündeyim. Her gün karşımdasın biliyorum ama konuşamıyorum, geçipte karşına seni seviyorum diyemiyorum. Öyle her gün uzaktan izliyorum, önümden geçip gidişini..
Saatler gene ilerliyor her saniye her dakika bir adım daha uzaklaşıyorum sana
Yoruluyorum artık kaldıramıyorum bu yükleri eskisi kadar güçlü değilim benliğimi yitirdim
Seviyorum en delicesine kalbimden gelerek fısıltılarını duyarak her parçanı hissediyorum
Bir şarapçının park köşelerinde gazete kağıdına sarıp kafayı çekmesi gibi seviyorum seni. Uluorta ama gizli gizli.
Umarım kirmamisimdir sizi , beraber olduğumuz birkaç hafta içerisinde. Keşke hala burada olsanız. Evde varliginiza öyle alismisiz ki oğlunuzun salona giremediği gibi ben de mutfağa giremiyorum. Umarım bizi bırakıp gittiğiniz yerler nurlarla dolar. Işıklarla kalın.
seni o salak karıdan kıskanıp sırtına vurduğum için özür dilerim. çok acıdı biliyorum çok utandım. çok sağlam koydum valla. utancımdan bayılabilirim bile. dün yaşadıklarımızı derhal unutmak istiyorum. sen gülüyosun ama, hala acıyor mu?