Allahım biliyorsun; bana kötülük edenlerin yaptıklarını unutacak, kin tutmayacak kadar safım. Onları ben affetsem sen sakın affetme.
Şöyle bana yaptıklarının on mislini yapmak, hepsinin tek tek burnundan getirmek, hayatı onlara zehir etmek istiyorum. Ama ne mi yapıyorum? uyuyorum.
intikam dersi verebilecek hırslı, kindar, öfkeli, gaddar akrep burcu insanları dm pls.
bir düşünsene, aynı şeyleri defalarca yaşadığının ne zaman farkına varacaksın, farkına varmadığın sürece tüm bunlar tekrar tekrar devam edecek sonsuza kadar.
Ben yıllardır bu işin sırrını bulamamışım meğer. Kilo vermek çok zor bi dönem değilmiş aniden küçüleyim istemiyorsan. Çok sıkı diyetler de yaptım sözlük ama hep yarım kaldı. Meğer psikolojik olarak rahat olup küçük sayılara razı olunca akmasa da damlıyormuş. ilk defa mutsuz olmadan zayıflıyorum. Yolum uzun umarım böyle devam eder.
Kimseye güvenmeyin. Hayatınıza aldığınız insanlara dikkat edin. Hep üzülen taraf siz olursunuz çünkü. Güçlü görünmeye çalışmayın. Bir yerden sonra öz kıyım riskini arttırıyor. Kendinizde hata aramayın. Mükemmel değilsiniz ama sizin sizden başka hiç dostunuz yok. Biliyorum insan seveceği kişiyi seçemiyor. Bir söz vardır ya;"ota da konar b*ka da" diye (genelde 2. Kısma konuyor işte) yapacak bırsey yok. Yine de kendinizi yormayın hayat kısa, kuş uctukca genişliyor gökyüzü.
Olmasını istediğiniz bir şey mı var? Harekete geçin. Sevdiğiniz arkadaşınız sizi aramıyor mu? Siz arayın. Karşıdakinin ihmalkarlığından mı yoruldunuz? Onu da öyle kabul edin be.
Hayatı zorlaştıran biziz, son 6 ayda bunun hepten farkına vardım. Hayatımızı bir hapishaneye çeviriyoruz, ellerimizle zindanlara atıyoruz ruhumuzu. Yapmayın. Azat edin kendinizi, çevrenizdekileri. Anlamaya çalıştıkça, sevdikçe güzelleşiyor birçok şey. Hesapsız sevin, her şeyi herkesi.
Neyse şimdi uyuyun, yarın seversiniz. iyi geceler.
bugün gönlümü yakışıklı bir beyefendiye kaptırdım. biraz gözlemden sonra dayanamayıp laf attım kendisine. alt iki dişi çıkmış, arabasında oturan emzik emmenin keyfini doruklarda yaşayan bir beydi göktuğ. çok da cooldu, emzik çekiştirme şakamı umursamadı bile. işaret parmağımla avuç içini sevişimeyse mest oldu. sonra ablalarıyla tanıştım, dünya güzeli kızlardı. son dakikalarımıza doğru ortancı olan ismimi yazıp yanına kalpler çiziyordu, benim için bir şeyler okuyor, resim yapıp bana anlatıyordu falan.
içim nasıl sevgi doldu onlarlayken, saatlerimi geçirebilirdim o şekilde.
etkileniyorum artık böyle şeylerden, yaşlılık alameti.
Birileri hep kendini haklı çıkarmak için en zayıf anlarınızda sizi sizle vurmaya çalışır. Asla onarmazlar. Adınız gibi emin olduğunuz şeylerden şüphe duyar hale gelirsiniz. Oturup kendinizi suçlayarak sorgulamanıza sebep olurlar. Sizi size kırdıranla yürümez, delilik bu.
kendimi gittikçe mutsuzluğa kaptırıyorum geceleri..
umutsuz ve solgun bir yüzle rüyalara dalıyorum, oysa ben biraz olsun hayal etmek istiyorum..
ama artık korkuyorum hayallerimden üstü kapalı bırakıyorum bu yüzden..
kimse uzanmasın hayallerime diye, huzursuz bir zihin benimki belli ki gecelerce,
öyle işte saçmalıyorum sessizce,
unutuyorum kendimi gecenin köründe..
Gecenin sonlarında bir bardak demli çay ile başbaşa kalınca, anlarsın belki de, yarınların yalnızlıkla, dünlerin yoklukla dolu olduğunu..
Bu anı elbette seviyorum.. bana anlamını bilmediğim gülüşler, aniden ortaya çıkan nefretler sunmuyor. bir başkasını merak ettirmiyor, incitmiyor..
Yitiriyorsun aklını, yitiriyorsun duygularını ve yinede herşeye rağmen sana bunları yaşatan insana karşı hala içinde bir umut var. Yitirmediğin, kalbinin yitirmene izin vermediği tek his. Umut bile sana olan umudunu yitirmiş ama ben hala umutluyum der gibi...
vişne ya da kirazdı. herşey o fötrün içine konulmuş meyvelerle başladı aslında. o fotoğraf bir insanı tanımama ve hayatıma sokmama vesile oldu. olacak ya oldu, hem de neler oldu. sonunu bilemediğim için sonuna kadar gittim. hayatımda hissetmediğim acıları hissediyorum şimdi. pişmanlıklarımın acısını kemiklerime kadar hissediyorum. ruhum artık “ben bu kadar üzülebiliyorum, yeter” diyor sanki. beraberimde üzdüğüm insanlar için de üzülüyorum. bu hüzün hali çok sürecek bunun da farkındayım. demiş ya yazar “yara kendi acısını unutur da kabuğun bıraktığı iz hep konuşur.” diye o hesap hüznüm kederim geçse de o iz hep konuşacak. hayat sillesini her zaman vurmuyor ve vuracağı zamanı iyi kollayıp okkalı bir şekilde vuruyor.
her hatadan bir ders çıkarın. pişman olun, olun ki aynı hataları yapmayın. duygularınızdan emin olun. yerine göre değişen fakat çoğu zaman yaşınızın insanı olun.
bunların hepsi bir kaç tecrübe. iyi geceler.