Belçika, resmî adıyla Belçika Krallığı, Batı Avrupa'da bulunan bir devlettir. Avrupa Birliği'ne üye ve birliğin ve NATO gibi bazı uluslararası organizasyonların merkezlerini barındırır. 30,528 km²'lik bir alanı kaplayan ülkenin nüfusu yaklaşık 10,8 milyon kişidir.
Cermen ve Latin dünyası arasında bir sınır oluşturan Belçika'da Felemenkler tarafından Felemenkçe, Valonlar tarafından Fransızca ve küçük bir Alman grup tarafından Almanca konuşulur. Belçika federal bir devlet yapısına sahip olup Felemenkçe'nin resmî dil olduğu Flaman Bölgesi, Fransızca'nın resmi dil olduğu Valon Bölgesi ve her iki dilin de resmî dil sıfatını taşıdıkları Brüksel Başkent Bölgesi'nden oluşur. Son olarak, tamamı Valon Bölgesi'nin sınırları içinde kalan ve Almanya'ya komşu Almanca konuşan küçük bir topluluk, Valon bölgesine bağlı olmakla birlikte bazı alanlarda özerkliğe sahiptir ve yaşadıkları bölgede Almanca resmi dildir
kaynak: CIA – The World Factbook – Government of Belgium.
yaşadığım ülke. şehir merkezlerinin tarihi dokusu büyüleyicidir ve bu alanda rahat rahat fransız ve alman şehirleriyle yarışabilir. ancak şehir dışına çıkıp banliyölere girdiğinizde ortam neredeyse türkiye'nin tıpatıp aynısıdır. yarı gelişmiş yarı baştan savma mahalleler, boş ve hırpani alanlar falan. bu noktalarda kendinizi türkiye'de hissedebilir inceden bir memleket hasreti giderebilirsiniz. asgari ücret 1.500 eurodur.
demokratik kongo cumhuriyetinde sırf para için soykırım yapıp masum insanların elini kesen ülke bide pişkin pişkin sözde ermeni soykırımını kabul ediyor.
2001 yılında 2 aylık bir yaz tatili geçirdiğim ülke.
bu durumu bozmak için elinden geleni yapan soydaşlarımıza rağmen aşırı sakin ve düzenli, insanları inanılmaz saygılı, ekonomik durumu oldukça iyi bir yer diye kalmış hafızamda.
tatili geçirdiğim yer, nüfusu 20 bini geçmeyen küçük bir kasabaydı. brüksel'e, hollanda'ya ve almanya'ya da gitme fırsatım olmuştu ama yaşadığım kasaba kadar şirin bir yer hiç görmedim. *
gidecekler için... evet şirin bir yer dedik ama 2 ay uzun bir süre olabilir, insan bir yerden sonra sıkılıyor. hele istanbul'dan giden biri için fazla sakin. bir zaman sonra aynı çarşı içinde dönüp durursunuz sonra...
dünya' nın en büyük 23. Ekonomisi olan krallık ülkesidir. 12 milyon nüfuslu ve oldukça özgürlükçü politikaları, biraları, patatesleri, sanat/moda dehaları ve begonyalarıyla ünlüdür. fransızca, Felemenkçe ve almanca resmi dildir. ülke dil bakımından ikiye bölünse de (eyalet olarak), ırksal olarak cermen kavmine daha yakındırlar ve aralarında çok büyük fark yoktur. ilk sanayileşen ikinci ülkedir.
türkler ile ilk kez haçlı seferlerinde tanışılmış. Özellikle niğbolu savaşı ile dir.
Sonra 1965 de belçika geçici türk işçi ile devam eder. Şimdiler de ise gurbetçi olarak giden insanların çocukları yüksek lisans için türkiyeye gelmektedir.
1830 belçika kurulur.
şuan erasmus öğrencisi olarak okuduğum ülkedir. adamlar çok zengin.
konumu iyidir sağolsun paris amsterdam almanya gezmedik yer bırakmadık.
biraları bol ve güzeldir ha birde çikolataları efsanedir.
Eden hazard'ın ülkesidir. Favori avrupa ülkemdir. Başkenti Brüksel olup, çok zengin bir ülkedir. Orayı ziyaret eden birisiyle muhabbetim olmuştu ve bana 'orada yiyecek hiçbirşey yok' demişti. Sürekli patates kızartması yemek zorunda olduklarını söylemişti.
bira kültürüne hayran olduğum memleket gibi memleket. en son bi bira fabrikası bira ürettiği fabrikadan çam şişe fabrikasına şehrin altından tüneller yoluyla bira aktarımı yapacağını duşmuştum.
çok sıkıcı ülkedir. saat 5 te her yer kapanır. yılın 200 günü yağışlıdır. en çok intihar edilen ikinci ülkedir.
valonlar ve flamanlar olarak iki etnik grup birbirlerinden pek hoşlanmazlar. fransa ya yakın olan bölgede ve tabi ki brüksel de genelde valonlar yaşarlar ve fransızca konuşurlar, hollanda ya yakın bölgede flamanlar yaşar ve flamanca konuşurlar. pek çoğu ingilizce bilmez çünkü okullarında ikinci dil olarak birbirlerinin dilini öğrenirler, üçüncü olarak da almanca öğrenirler.
dümdüzdür, herkes bisiklete biner, ülkeler arası bisiklet yolları vardır.
muhteşem düzenli olması insanı bi kaç gün mutlu eder sonrasında hele ki istanbul da yaşamışsanız depresyona sokar. insanları robot olarak görmeye bile başlayabilirsiniz.
birası, çikolatası, waffle ı ünlüdür. fakat bu waffle bizim türkiye de yediğimizden tamamen farklı bir şeydir.
lan bir şehirde bu kadar mı göçmen olur sülalesine atladığımın şehrinde. telefonda ulaa mamuuut diye bağıran teyzeyi ben burda da görüyorum orda da görmem şart mıydı?