gideceği güzergah boyunca her zaman aynı kişiyle* ülkeyi kurtaracakmışcasına konuşan amcalar. bide bu amcalar sürekli eleştirel dil kullanırlar.hele ki birde yanına oturmasınlar. bittin sen.* ayrıca bu amcalara ek olarak gençlerin en büyük sorunu olan teyzeler. çok bir farkları yoktur ama bu teyzelerin inecek yer sorunu vardır. giderler en arkada ve en sıkışık yerlere otururlar. duracak düğmesine basması için diğer yolculara emir kipi kullanmaları, durağı kaçırdıklarında şöföre bağırmaları ve bilumum sıkıcı, bunaltıcı vs. muhabbetleri vardır.
otururken yanınızda belirip çaktırmadan kolunuza yaslayan yaşlı amcalar. amaç aslında cinsel bir şey değildir amca kobrasını kullanarak oturma derdindedir.
kulağında bangır bangır çalan metal şarkıları ile otobüse yayın yapan, küpeli, siyah giyimli genç delikanlı,
genci karizmatik bulup yol boyunca onu kesen, içinden 'aynı şarkıları seviyormuşuz ayy yiriiim' diye geçiren; uzun boylu, narin güzel kızımız, -muhtemelen genç ve güzel kızımız ayakta gidiyordur-
güzel kızımızı kesen, kafasındaki on kilo yağa rağmen jöle sürüp kepeklerini ortaya döken, birazdan açıklayacağım insanlara sosyalist görmüş recep tayyip erdoğan gibi bakan, geçtiği yerden beyaz iz beliren 165 boyunda, kaslı, T şeklinde kaşı bulunan esmer hırdo,
yan yana oturmuş, sürekli elleri kelepçeli gibi birbirine bağlı aşk böcükleri,
aşk böcüklerini genç bulup, yer vermeleri gerektiğini düşünen, içinden küfür saydıran ve her otobüste mutlaka bulunan teyzem,
nadiren otobüslerde bulunan 'engelli bölmesi'ne poşetlerini bırakan pazardan dönen, on senedir yıkanmamış amcam,
yine bazı otobüslerde bulunan 'bilmem ne durağı' diye bağıran genç kadın sesine sinir olan şan öğrencisi,
şan öğrencisinin gözlüklü sarı saçlı sevgilisi,
replik ezberlemeye çalışan ve dudaklarıyla okuduğunu tekrar eden tiyatro öğrencisi,
elinde heykellerle dolaşan, kırılmasın diye koynuna istiflemiş heykel öğrencisi,
'zaman kaybı bunlar' diye düşünen para delisi amcam,
bacaklarını önündeki koltuğa kadar uzatmış, dışarıyı izleyen bileklikli, siyah giyimli, gözlerinde bir ton kalem bulunan asi genç kız,
onun karşısındaki koltuğa oturan ve kıza garip garip bakan otuzlu yaşlarda; çizgili gömlekli, beyaz çoraplı, yumurta topuklu ayakkabı giyen adam,
dört beş kişilik gruplar halinde işten dönen ter kokulu adam tipleri,
makyaj küpü güzel kadın,
makyaj küpü çirkin kadın,
dar pantolonlu, her hattı belli olan türbanlı,
türbanlıya saydıran ateist,
'yakında devlet dairelerine de girer bunlar' diye düşünen kemalist,
'tam evlenilecek kadın' diyen muhtemelen mhpli şahsiyet,
elinde kitap, gözünde gözlük ve kulağında müzikle yol boyunca hiçbirini umursamayan genç kadın/adam,
temmuzun ortasında camı zorla kapattıran kişilik,
bu kişiliğe içinden 'ulan hadi kışın anlıyoruz da, zaten istiflendik akraba olduk, ne skime kapattırıyorsun camı?' diye saydıran farklı bir kişilik,
yanınıza oturup yol boyunca sizi sorguya çeken, neden evim bu kadar uzakta diye içten içe ağlamanıza sebep olan yaşlı teyze.
arkanızda oturan kulaklığınızdan gelen yüksek sesli müziğe rağmen konuşmalarını en ince ayrıntısına kadar duyduğunuz iki dedikoducu abla.
bu dedikoducu ablaların en az kendileri kadar geveze üstelik pek de bir meraklı çocukları.
sırf bayansınız diye yanınıza oturmayan, acaba ben de mi sorun diye düşünmenize neden olan acayip tipler.
otobüsün içinde köşe kapmaca oynayan 2 ya da 3 adet velet. ki bunlar en sonunda azar işitip yerlerine oturmaktadırlar.
size şeker şeker gülümseyen bebekler.
bir tanıdık.
-aynı fabrikadan çıkmış gibi birbirinden ayırt edilmesi zor 2-3 kişilik bi' grup.
-leş gibi ter kokan göbekli, bol kıllı adamlar
-kurtlar vadisi molodisi öten telefon kullanıcısı çakma bi' memati.
menepoz teyzeler. her şeye karışır. klima açılsa üşür, kapatılsa ter basar. şoför hızlı giderse bağırır, yavaş giderse off çeker. gençler gülse kızar, konuşsa kızar. kısaca menepoz teyze hep vardır. var olacaktır.