behiç aşçı ölmesin

entry105 galeri0
    54.
  1. tayad nedir? ne degildir? f tipi cezaevlerini protesto etme sebebi nedir? behic asci'nin tayad uzerinde kurdugu ve ya tayad'in bu ki$i uzerine kurdugu politika nedir?
    0 ...
  2. 53.
  3. öncelikle şunu belirteyim, daha önce defalarca belirttim, bu konuda "şehitlerimiz, vatan millet sakarya" demek açıkça demagoji yapmaktır. suç, işlendikten sonra, suç cezalandırılırken bireyin ıslahı göz önünde bulundurulur. bunu türk halkının anlaması güç olacak ki, psikolojik rahatsızlığından seri cinayet işleyenler, suç işleyenler, linç edilmeye çalışılır. işte türk toplumunun bu linç kültürü, burada da kendini göstermektedir.

    bu insanlar, bu suçları, bir yaşadıkları bir sorundan dolayı işlemektedirler. karşısındaki bireyleri, insan değeri ile değil, bir nesne olarak görmektedirler. örneğin, bu çocuk cinayetlerinde de görülür, cinayet işleyen çocuk karşısındakini "öldürdüğü" bilincine sahip değildir. bu noktada onlar sadece, bir amaca göre yetiştirilmiş militanlardır.

    dolayısı ile, bu noktada yapılması gereken, bu insanlara insanca muameleyi kesmek değil, insanca yollardan ıslahını sağlamaktır. "örgütlenme" bahanesiyle, devletin insanları insanca yaşamaktan mahrum etmesi, örgütlenmeyi meşru yollardan önleyemeyen devletin bir ayıbı, suçunu örtme girişimidir.

    bilinmesi gereken diğer bir nokta, f tipi cezaevlerinin yalnızca "teröristlere" ayrılmamış olduğudur. bu tip cezaevleri, politik suçlular ve organize suçlardan hüküm giyenleri barındırmaktadır.

    edit: şehitlerimizi, eğer devlet düşünüyorsa, örgüt elemanlarına değil, örgütü kuran, yapısını oluşturan elemanlara müdahale etsin. keza; siz yakaladıkça, o insan beynini yıkayıp militan yapacak başka bir birey daha bulacaktır.

    bu da bonus edit: f tipi hakkında bir takım bilgiler;
    http://tr.wikipedia.org/wiki/F_Tipi_Cezaevleri

    edit2: şunu da açıklama gereği duydum;

    "bu konuda "şehitlerimiz, vatan millet sakarya" demek açıkça demagoji yapmaktır."

    suç işlenmiş, artık şehitler geri gelemez. dolayısı ile; sizin yaptığınız "intikam" duygunuzu açığa vurarak, diğer bireylerde ortaya çıkan "intikam" duygusunu kullanıp kendi tarafınıza çekmektir. intikam, bireye ait bir niteliktir. devlet suçluları cezalandırır - ıslah ederken bireye ait bu çeşit duygular taşımaz. taşımamalıdır. keza; devlet birey değildir.

    edit3: ayrıca, günümüzde "kan davası" eleştirilirken, kan davası ile aynı vasfı taşıyan bir şekilde, suçlu, suça maruz kalan arasında bir bağ kurmak ironiktir.
    3 ...
  4. 52.
  5. "ey daly.rak pe$paye zihniyet ey!" diye seslenmek gerek bir kesime. arif olan bile anlamaz bi gercegi. anlamak istemez. sosyalizm lan allahsiz! der, e$itlik der, karde$lik der.. der ulan der. aklina ne gelirse der i$te. $ehit der, vatan evladi der. ulan akli kari$ik, ulan zihni duvarlardan duvaralara yalpalayarak, tokezleyerek, orasini burasini kanatarak aci icinde devinen insan! demezsin asla, yener! demezsin asla, taner! 2 vatan evladi, bir annenin iki, agzi hala sut kokan evladi! demezsin i$te. aklin ermez, arifligin militanliktan, terorizmi yanli$ kategorizi etmekten oteye gidemez ki. gidemez i$te. her sabah arka sayfasina bakip manken resimleri gordugun gazetelerin ikinci, ucuncu sayfalarinda yazan "turk komandosu $ehit oldu" "yener $ehit oldu" "taner $ehit oldu" yazilarini, kocaman kocaman puntolarina ragmen gormezsin ki. demezsin ki "insan" bunlar. "yazik ulan" demezsin ki. yeme be canim, yeme be guzelim. de bana sempatim var, insanlik zerre kadar s.kimde degil de bana. alnindan operim. ama cikip ilah etme birilerini gozunde. lutfen.
    (#1121795)*
    2 ...
  6. 51.
  7. tabi ki ölmemelidir o da bir insandır. amaaa neyi niye protesto etmektedir. protesto ettiği şey saçma değilmidir. basit düşünelim; f tipi cezaevine kim girer terör suçluları. eee? burdan çıkarcağımız sonuç nedir: muameleyi beğenmiyorsan terör suçu işleme. terör suçlularına içerde sauna açıp, fitness salonlarında spor imkanı vermicez herhalde dimi? biraz mantıklı düşünmek gerekmekte neyi niye savunduğumuzu bilmek gerekmektedir.
    1 ...
  8. 50.
  9. 49.
  10. öncelikle f tipi nedir onu bilmeli insan. f tipi; insanları- bakın insanları diyorum- tek kişilik hücrelere kapatan ve gardiyanından başka bir insanın yüzünü görmemesini sağlayan psikolojik bir araçtır. savunduğu düşünceden vazgeçirmek amacıyla kurulmuştur. yani psikolojik bir işkence aracıdır.

    görüldüğü gibi f tipi bir ceza biçimidir. amaç düzene karşı gelen düşüncelerin yok edilmesidir, bir umudun dahi yeşermemesini sağlamaktır. korku ve baskı düzeni oluşturarak insanların düşünmesini engellemektir. işte bu nedenlerden dolayı karşı çıkmaktadır behiç aşçı. yoksa herhangi bir örgütün propagandasını devam ettirmek değildir amaç. amaç; korku ve baskı düzenine karşı bir umudun yetişmesini sağlamaktır.

    ve bu yüzden; behiç aşçı ölmesin!
    8 ...
  11. 48.
  12. ısrarla bazı kuşbeyinlilerin aksi düşüncede yorum yazdığı başlık.
    ki bu kuş beyinliler adalet nedir bilmezler. herşeye şüphe ile yaklaşılınca gerçeklerden ne kadar uzaklaştıklarının farkına varmazlar. o kadar pervahsızlaşırlar ki tecrit sorununun toplumu ilgilendirmeyeceğini bile iddia edebilirler. doğru ya kuşlara göre ölüm orucuna yatanlar toplumdan birileri değillerdir. onların rahat kıçlarına batar. hayatlarından memnundurlar ama başkalarına sataşmaktan rahatsızlık duymazlar. bize dokunmayan "karga" bin yaşasın derler. işte öyle insanların da yorum yapabildiği bir başlıktır.
    6 ...
  13. 47.
  14. tecrit uygulamalarını adalet bakanından başka kimse inkaar edemez hale gelmiştir. öyle ki devrimcilerin zıttı olarak görülen islamcılar bile tecrit sorununa dikkat çekmek için basın açıklamaları yapmış, mektuplar yazmıştır. bazı kuş beyinliler (kuşlardan özür dilerim) ise tecritin anlamını bile bilmeden -bunlar bölücü -bunlar terörist, tecrit yoktur, bölücülük vardır gibi modası geçmiş, eskimiş söylemlerde bulunmaktadır.

    onlar kuş beyinlidirler çünkü insanlara saygısı kalmamış, araştırmadan yoksun insanlardır.
    onlar kuş beyinlidirler çünkü çıkan her asi, isyankar sese terörist damgası vururlar.
    onlar kuş beyinlidirler çünkü insan hayatına verdikleri değer kalmamıştır.
    onlar kuş beyinlidirler çünkü kamuoyundaki sesi dinlemez, kendi kafalarının dikine giderler.
    onlar kuş beyinlidirler çünkü cezaevlerinin işkencehane olmalarını anlayışla karşılarlar.
    onlar kuş beyinlidirler çünkü cezaevlerindeki kişilerin değiştirilip dönüştürülmesini anlamsız bulurlar.

    onlar kuş beyinli bile değillerdir belkide, çünkü kuşlar bile kendi evlerini yapabilirler belki düşünürler. ama onlar düşünemezler. düşünemezler. düşünemezler. öyle acayiptirler işte tarif edilemezler.

    behiç aşçı ölmemeli eğer ölürse onur da ölür.
    9 ...
  15. 46.
  16. hukuk sisteminin içinden biri olarak yaptığı eylemin sonuçlarını önceden çok iyi biliyor olmalıydı av. aşçı. pasif bir direniş olacağını, belki bir kaç kalabalık gösteriyi tetikleyebileceğini, basında iki-üç günde solacak bir gündem olacağını da biliyordu.

    hapis cezası alanların, eylemlerini yakalanma riskini göze alarak gerçekleştirdiklerini, yakalandıklarında çarptırılacakları cezayı önceden kabul etmeleri gerektiğini de biliyordu.

    militan olmakla, düşünce yoluyla sistem düzeltmek arasında zaman farkı var, kabul ediyorum. ama aksi, devrim olurdu ki, sistem kendisini korumak için buna izin vermiyor. hem ben ve birkaç milyon kişi daha "onlar"ın devrimini de istemiyoruz.

    yasalar "suç ve ceza" tanımlarını yapmış. karşı çıkmak ve maruz kalmayı göze almak bir "seçim"dir. av. aşçı'nın eylemi de öyledir. o yemeden ölmeyi seçmiş. Kendisi bilir.

    Çok mu pragmatik yaklaşıyorum, ya da insancıl mı değil söylediklerim? Resme nereden baktığınıza göre değişir. F tipi hücrelerde yatan tutukluların ellerine can teslim etmiş ailelerin gözlerinden bakarken "gebersin .ezevenk" de denebilir; canı yanan insan tepkisidir. hümanizma her tür insani acıyı ve söylettiklerini aynı uzaklıktan hoş "görmek" durumundadır subjektif değilse.

    "Yıkın hücre duvarlarını yoksa açlıktan ölürüm" derken sayın aşçı benden daha az mı pragmatik? Yıllarca savunma avukatlığı yapmış, müdahil avukat olmamış birinin "tuttuğu" taraf bu kadar açıkça ortadayken, kendisine karşı taraf olunacağını da önceden hesaplamış olduğunu tahmin ediyorum.

    Ölmeye yatmak kendi seçimiydi; herkesin kendi seçimini desteklemesini beklemek de bu cesareti gösteren birinden beklenmeyecek kadar naif bir tutum olurdu. (kendisine kolaylıklar dilerim.)
    6 ...
  17. 45.
  18. behiç aşçı gebersin diyebilecek kadar insanlıktan uzaklaşmış, tecrite son verilmesi talebiyle ölüme yatan behiç aşçı nın taleplerini dahi anlayamayacak zeka seviyesine sahip olamayan birkaç kişinin yorumladığı başlık. birkaç kişi geridir, geneli değil.
    6 ...
  19. 44.
  20. 43.
  21. (bkz: taş sopa benzin elde silahtır güzümüz vatana sevdamızdandır)

    (bkz: vatan diye kucaklayın şimdi o gülen fotoğrafı)
    4 ...
  22. 42.
  23. F Tipi sorununda sorumluların ilgisiz, duyarsız tutumları büyük ölçüde devletin insan hakları konusunda takındığı baskıcı tutum ve muhalifleri dikkate almayan yaklaşımından kaynaklanmakta. Bununla birlikte kamuoyunun konuyu sahiplenme noktasındaki duyarsızlığının da bu durumu beslediği açıktır. Oysa herkesin yapabileceği bir şeyler olması gerektiğini düşünüyoruz. Aşağıda Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın ve Başbakanlığın mail adresleri ve faks numaraları yer almakta. Bu mektubu kopyalayıp altına kendi adınızı koyarak mail ya da faks yoluyla Meclis Başkanlığı’na ve Başbakanlığa gönderebilirsiniz.

    bulent.arinc@tbmm.gov.tr
    TBMM Tel: 0 312 420 51 51 (pbx 10 hat)

    bimer@basbakanlik.gov.tr
    Başbakanlık Tel: 0 312 417 64 40 /390-391

    Gönderilecek Metin

    MECLiS BAŞKANI ve BAŞBAKAN ÖLÜMLER ZiNCiRiNE YENi BiR HALKA DAHA EKLENMEMESi iÇiN HAREKETE GEÇMELiDiRLER!

    Türkiye, sorunlarını çözmek, hatta daha da öncesinde konuşmak noktasında zorlanan bir ülke. Ülkeyi bir tür sorunlar yumağına dönüştüren bu olgu devlet ile halk arasında, halkın belli kesimleri ile diğerleri arasında sağırlar diyaloguna yol açmakta ve sonuçta sıkıntılar, anlaşmazlıklar, gerilimler katlanarak büyümekte.

    Cezaevi sorunu, daha doğrusu F Tipi cezaevlerinde uygulanmakta olan tecrit sorunu da son yılların önemli gerilim maddelerinden biri olarak ülke gündeminde yer almakta. Aralık 1999’dan itibaren F Tipi cezaevlerinde başlatılan tecrit uygulamasına karşı gerek içeride tutuklular tarafından, gerekse de dışarıda tutuklu yakınlarınca sürdürülen eylemler ölümlerle sürmekte. Ve doğal olarak bu sorun etrafında şekillenen tavır alışlar ciddi bir gerilim kaynağı olarak zaten bir hayli kırılgan olan toplumsal huzuru daha da riskli, sıkıntılı hale getirmekte.

    Ne yazık ki, bugüne kadar tam 122 insanın ölümüne yol açan bu sorunun çözümü ve toplumsal gerilim odaklarından biri haline gelen bu sıkıntının giderilmesi noktasında sorumluların herhangi bir somut çabası görülmemektedir. Bunca acıya karşın sorun medya tarafından görmezden gelinmekte; Adalet Bakanlığı ise “konu kapanmıştır” yaklaşımı içinde kanayan yaranın adeta üstünü örtmeye çalışmakta. Halbuki tüm bu umursamazlığa, soruna yönelik taleplere karşı takınılan duyarsız tutuma karşın, bu sorun yeni canlar alarak sürmekte ve ülke gündeminde zaten gereğinden fazla bulunan gerilim odaklarından biri olarak toplumsal huzuru olumsuz yönde etkilemeye devam etmekte.

    Siyaset ve Siyasetçi insani Bir Soruna Gözlerini Kapayamaz!

    Oysa, hiç tartışmasız cezaevlerinde süregelen tecrit dayatmasına karşı itirazları, tepkileri, talepleri görmezden gelmek gerek hukuk ilkeleri, gerekse de insan hakları ile çelişen bir tutumdur. Daha garibi ise bu derece ağır sonuçlara yol açmış ve toplumsal bir huzursuzluk kaynağına dönüşmüş bir uygulamanın tartışılmasının dahi adeta engellenmesi, bu soruna yönelik çağrılara, taleplere otoriter bir tahammülsüzlükle kulak tıkanmasıdır.

    Açıktır ki, hapis cezası bir hak mahrumiyetidir ve en temel hak olan özgürlüğün kısıtlanmasını içerir. Tecrit ise ceza içinde ikinci bir ceza olmaktadır. Bir an için mevcut hukuk sisteminde sıkça karşılaşılan aksaklıklar, çarpıklıklar bir kenara bırakılacak olsa dahi, suçlu insanların özgürlüklerinin kısıtlanmasına ek olarak ikinci bir cezalandırmaya tabi tutulmalarının ve tecride mahkum edilmelerinin hukuk mantığıyla çelişen bir uygulama olduğunu görmemek mümkün olabilir mi?

    Cari sistem nezdinde suç işlemiş olmak, insanın özüne aykırı muamelelere tabi tutulmasını haklı çıkarmaz. insan sosyal bir varlıktır, siyasal kimlik taşır. Şartlar kısıtlı da olsa, birtakım engellerle yüz yüze de olsa paylaşma ve kendini geliştirme duygularını sürdürmek ve gerçekleştirmek ister. Oysa tecrit insanların tam da bu niteliğini köreltmeyi, tasfiye etmeyi hedefleyen bir dayatmadır. insanı özüne, fıtratına yabancılaştırmayı amaçlamaktadır. Ve gayet açıktır ki, söz konusu olan şey inancı, görüşü, siyasi tutumu ne olursa olsun insani değerleri önemseyen herkesin karşı çıkması gereken bir zulümdür.

    Tecrit hukuki boyutuyla karşı çıkılması gereken bir uygulama olduğu gibi, siyasi açıdan da tavır almayı gerektiren bir sorundur. Ölümlere yol açan bir soruna bitmiştir, kapanmıştır tarzıyla yaklaşmak olsa olsa siyasetin ve toplumsal sorumluluğun ölümüne işarettir.

    Ölümlere yol açan ve vicdanlarda derin kırılmalar meydana getiren tecrit sorununa karşı hükümetin basit bir düzenleme yapıp, kanayan bu yarayı iyileştirme çabasına girmekten kaçınmasını anlamak mümkün değildir. Bu çerçevede örneğin daha önce çeşitli mesleki örgütlerin ve kuruluşların Adalet Bakanlığı’na önerdiği “3 kapı 3 kilit” düzenlemesinin neden kabul edilmediğinin izahı yoktur.

    F Tipi cezaevleri sorunu gündeme geldiği andan itibaren büyük acılara, hak gasplarına ve aynı zamanda da ısrarlı bir direnişe sahne oldu. Bugüne dek içeride ve dışarıda tam 122 insan bu uygulamaya karşı tavırları neticesinde can verdiler. Tüm bu yoğun ve sarsıcı zemine rağmen yetkililerde en küçük bir kıpırdanma göze çarpmıyor. Sorumlular suskun ve ilgisiz. Oysa ülke yeni bir ölümün eşiğinde durmakta.

    Ölümler Zincirine Yeni Bir Halka Daha Eklenmesin!

    Av. Behiç Aşçı tecrit dayatmasına karşı aylar önce başladığı ölüm orucu direnişinde tehlikeli bir sona doğru ilerlemekte. Müvekkillerinin hukukunu korumak, bir türlü duyulmak, görülmek istenmeyen taleplerini seslendirmek için bir avukatın ölüme yatması şimdiden bu ülkenin insan hakları sicilini lekeleyen bir görüntü doğurmuştur. Behiç Aşçı’nın eylemi yetkililerden olumlu bir yaklaşım sadır olmazsa ölümle sona erecektir. Bu ise şüphesiz tüm bir toplum için ağır bir yük, bir vebal demektir.

    Ülkemiz cezaevlerinde yaşanan tecrit sorununun zannedildiği gibi sadece muhalif sol kesimlerin gündemleştirmeye çalıştığı bir konu olmadığına, bu sorunun temelde insan hakları ve elbette islami değerler açısından ciddi bir sorun olduğuna inanıyorum. Ülkeyi geren, huzursuz eden sorunlar demetinden birisi olarak algıladığımız bu sorunun adalet ve hakkaniyete uygun bir tarzda çözülmesinin toplumsal barışa katkıda bulunacağını düşünüyorum; bu soruna dair yapılacak bir düzenlemenin olumlu yankılar getireceğine inanıyorum. Bu kaygılar ve temennilerle kendilerini toplumsal sorunlar konusunda sorumlu bir birey olarak yeni bir ölüm vakasının daha gerçekleşmemesi için yetkilileri harekete geçmeye çağırıyoruz.
    2 ...
  24. 41.
  25. behiç aşçı ölmesin!!!

    Tecrit kalkana kadar...

    F tipi cezaevlerinde uygulanan tecridin son bulması için kitle örgütü, sendika ve siyasi parti üyesi yüzlerce kişi Taksim de oturma eylemi yaptı.

    F tipi cezaevlerinde uygulanan tecridin son bulması için kitle örgütü, sendika ve siyasi parti üyesi yüzlerce kişi Taksim de oturma eylemi yaptı. Aralarında TMMOB, KESK istanbul Şubeler Platformu, Çağdaş Hukukçular Derneği, Tecride Karşı Avukatlar, ÖDP, SDP, TKP nin bulunduğu çok sayıda kuruma üye kalabalık bir grup, tecride son verilmesi için oturma eylemi yaptı. "Tecridi kaldırın ölümleri durdurun" yazılı pankart ve dövizler açan kalabalık adına Genel-iş Örgütlenme Sorumlusu Erol Ekici yaptığı açıklamada, tecridin insanın insana yapabileceği en büyük işkence olduğunu söyledi. "F tipi cezaevlerinde, daracık hücrelerde, insanları sosyal bir varlık olmaktan çıkarmayı amaçlayan ve adına 'tretman' denilen politikalarla uygulanmakta olan tecrit, bugüne kadar tam 122 can aldı. Behiç Aşçı, Gülcan Görüroğlu ve Sevgi Saymaz, her an ölüm haberlerini duyabileceğimiz kadar yakınlar artık ölüme" diye konuşan Ekici, tecrit kalkana kadar her cumartesi Taksim’de oturma eylemi yapacaklarını açıkladı...

    http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=2838
    4 ...
  26. 40.
  27. Bugun Aksam saaatlerinde Aralarinda Ercan Karakas, Akin Birdal, Esber Yagmurdere'linin bulundu bir kisim sanatci ölüm Orucu direnisin 277.Gunun de bulunan avukat Behic asciyi ziyaret ettiler.
    Basinin yogun ilgi gosterdigi ziyaret Behic Asci'nin saglik nedenlerinden dolayi oldukca kisa surdu.
    1 ...
  28. 39.
  29. http://www.temelhaklar.com/faaliyetler.htm

    bülent arınç ın behiç aşçı ile görüşme videosu...
    0 ...
  30. 38.
  31. 37.
  32. ÖLÜ EBE
    Bir deri bir kemiğin eline dokunurken;

    Yerim,
    Göğüm,
    Günüm,
    Gecem,
    Sobe;
    Elim,
    Dilim,
    Göz bebeğim,
    Ebe;
    Üç yüz dersem
    Öl,
    Üç yüz bir dersem
    Ölme;
    Bir romana imrenip,
    Yattığından beri tozlu döşeğe
    Uğultularımızı sayıyorum,
    Doksan sekiz
    Doksan dokuz
    Yüz
    Önüm,
    Arkam,
    Sağım,
    Solum,
    Güz.
    Burada adalet
    insanların
    Etinden,
    Umudundan,
    Sigarasının dumanından
    Sağlanırken;
    Sağırlığımızı sayıyorum;
    Yüz doksan dört dersem
    Öl
    Yüz doksan beş dersem
    Ölme;
    Utancımızı sayıyorum,
    En hafifinden beş yıl yatıran
    Bir asiliği
    Dökerken önündeki kâğıda
    Şair,
    Titreyen ellerimizi sayıyorum;
    iki yüz doksan yedi dersem
    Öl
    iki yüz doksan sekiz dersem
    Ölme;

    Volkan iPEK
    2 ...
  33. 36.
  34. behiç aşcı ölmesin
    elbetteki bir insanın bir dava uğruna hayatını feda edebilmesi başka çaresi kalmadığından kaynaklanmaktadır. "kimsenin umrunda olmayacak" söylemi ne kadar da gülünçtür. bir çok siyasi parti lideri (fazilet partisi, cehepe,...) sivil yoplum örgütleri( ihd, eğitimsen, halkevleri....) tmbb başkanı başkanı hiçbirşey zaten hiç kimse onlar değil mi?.

    behiç aşcı ölmesin!
    bugün itibariyle avrupa parlementosuna verilen bir önergede "türkiye de bir avukat 268 gündür f tipi cezaevlerindeki tecriti protesto ediyor" deniliyor. bunlarda kimsenin takmadığı insanlar oluyor. ha şimdi avrupa amerika bizimle oyun oynadı dış mihraklar falan denilecek ki avrupanın amerikanın kıçını yalamaktan vakit bulurlarsa türkiye topraklarına göz çevirsinler.

    behiç aşçı ölmesin!
    behiç aşcı'nın ölmesini isteyenler bir zamanlar abd'nin ve avrupa'nın pisliğini temizlemek için afganistan'a, lübnan'a, ırak'a gönderilen askerimizin oraya gönderilmesini istemeyen ve bunu ortaya koyan insanlara saldırmaktan geri de kalamaıştır. çok kısa zaman içinde bunlarla karşılaştık.

    behiç aşçı ölmesin!
    içlerindeki önyargılı düşüncelerini atıp da nihayetinde sebebi insan yaşamına duyulan saygı ve insana duyulan değeri göstermek olan bir eylemi yapan "insan"a saygı duymayı öğrenilerse eğer türkiye deki haksızlıkları görürler.

    (#599349)
    4 ...
  35. 35.
  36. zaten ona öl diyen yok. kendi tercihi, saygı duymak lazım. ancak ilginç olan f tipi ceza evlerinin savunulması. anlamadığım orada kim yatıyor? her türden devlet düşmanı da neden insanlara duygu sömürüsü yaparak onlara acımalarını sağlamaya çalışıyoruz? neden korumaya çalışıyoruz onları? daha çok asker öldürsünler, ülkeyi daha çok karıştırsınlar diye mi affedilmelerini bekliyoruz. bence de böyle bir ceza evi olmamalı. onlar direk idam edilmeli ki diğerleri ne örnek olsun ve hadlerini bilsinler.
    5 ...
  37. 34.
  38. an itibari ile hapishaneler zaten "ıslah" amacını yerine getirememektedir. eğer hapishane, örgünt yuvası oluyorsa, bunun sorumlusu devlettir, adalet bakanlığıdır. hapishanelerde, sistem bozuk diye, suçluları, insanlık dışı bir şekilde cezalandırmak kabul edilemez.
    4 ...
  39. 33.
  40. peki bu insanları "ıslah" amacıyla hapse koyuyorsan, hapishanenin; birer örgüt evi, birer propaganda yuvası, birer pişman olan suçluları militanlığa geri döndürme okulu olarak işlev görmesine seyirci mi kalacaksın...bunu neresi ıslah, nerede ?

    örgütler bu sebeple bağırıyor, çünkü çarklarına çomak sokuldu, çünkü pişman olan, hakiki manada normal bir hayata başlamayı amaçlayan örgüt üyelerini ajite edecek, beyinlerini yıkayacak ,sistemleri ellerinden alındı, yatılı militan okulu hüviyetindeki hapishaneler artık yok... ciyaklamaları bu sebeple
    2 ...
  41. 32.
  42. pkk militanı, örgütlenmiş, beyni yıkanmış, dağlara salınmıştır değil mi? sen o militanı yakalayınca, onu ıslah etmek yerine, tecrit edersen, çıkınca yiyeceği yine aynı halttır. bu sefer üzerine, kendisini insanlardan soyutlamış bir devlete kin ile birlikte hem de.
    2 ...
  43. 31.
  44. behiç aşcı ölmesin, pkk militanları ölmesin, bölücüler ölmesin. mehmetçik ölsün, türkü kürdü vatandaşlar ölsün, fakirliği iliklerinde yaşayan bölge halkı ölsün. amenna...

    lütfen okuyun sonra istediğiniz yorumu öyle yapın...

    (bkz: semdinli yi bileniniz var mi)
    6 ...
  45. 30.
© 2025 uludağ sözlük