bugün

Dr. Bedri Ruhselman 1898 senesinde doğmustur. kendisi hekim, keman virtüözü ve
neo spiritüalizm'in ya da Türkçe'deki adıyla, deneysel yeni-ruhçuluğun (neo-spiritualisme expérimental) kurucusudur. Avrupa ve A.B.D.'nde spiritizm ve deneysel spiritüalizm adıyla bilinen, reenkarnasyonu ilke edinen ruhçuluğu geliştirmiş, ruhçuluğa yeni kavramlar getirmiştir. Son kitabı henüz yayınlanmamıştır. kendisi 1960 yilinda vefat etmistir.

kitaplari ise:

Yeni Şarkılar
Ruh ve Kainat
Ruhlar Arasında
Allah
Medyomluk
Mukadderat ve icabat
hayatını astral seyehat,ruhlar,medyumluk filan gibi haybeden şeylerle harcamış adamcağızdır, muhtemelen şu anda başka bir spatyomda yaşamaktadır. allah rahmet eylesin.
”doğru yolu bulmak, iyi insan olmak, özetle tekamül etmek için hiçbir ahlak hocasına gerek yoktur. zaten ayrı ayrı her insanın özel ihtiyaçlarını bilen, her insanın kendi iç yaşamına göre ahlaki kurallar koyan bir ahlak hocasının var olabileceğini düşünmek anlamsızdır. her insanın kusurları, eksik tarafları, zaafları aynı değildir. herhangi bir insanın ihtiyacı karşısında yapılan öğütler bir başka insanın ihtiyaçlarına yeterli gelmez ve ona yararlı olmaz. sonuç olarak, insanın ahlak hocası dışında değil kendi içindedir(vicdan). bu yüzden her şeyden önce vicdan özgürlüğü gerekir. kurtuluş yolu, vicdanların birtakım dogmatik ve klasik bağlardan çözülmesidir. vicdanı bağlayan bağların bulunduğu yerde yükselmeden söz edilemez...” - Bedri ruhselman
düzenlemesini yaptığı ilahi nizam ve kainat kitabı ile bende hayranlık uyandıran spritüalist.
(bkz: ilahi nizam ve kainat)
hekim, keman virtüözü ve neo-spiritüalizm’in deneysel yeni-ruhçuluğun (neo-spiritualisme expérimental) kurucusudur.reenkarnasyonu ilke edinen ruhçuluğu geliştirmiş, ruhçuluğa yeni kavramlar getirmiştir. (1898, istanbul – 1960)
Türk ruhçuluğunun gelişiminde önemli bir yeri olan araştırmacı. Ruh ve Madde dergisinin kurucusudur.

Dedem Sinan Onbulak ile birlikte 1940- 1950'li yıllarda Ankara'da ölümden sonrası ve reenkarnasyon üzerine çeşitli deneyler (ruh çağırma seansları) yapmışlardır. Bu deneyimler de Sinan Onbulak tarafından "Ruh ve Ruhlar Dünyası", "Ruhi Olaylar, Ölümden Sonrası" adlı iki kitapta aktarılmıştır.

Gerçekleştirdikleri bu seanslarda yıllar içinde farklı varlıklar ile irtibata geçilmiş ve özellikle gelecek ile ilgili çeşitli tebliğler almışlardır. Elbette, kendilerine tebliğ edilen bu bilgileri hiçbir zaman ilk etapta doğru kabul etmemiş ve zamanla bilgilerin doğruluğundan emin oldukları varlıklar ile seansları sürdürmüşlerdir.

Bunlardan biri de; Trabzon eşrafından Çedikçi Süleyman Çelebi'dir. Kendisi aynı zamanda bir şair de olan Çedikçi, tam sekiz yıl boyunca bu seanslardaki ana varlıklardan biri olmuş ve yaşadığı döneme ait bilgileri ve kendi yazdığı şiirleri de operatör ve medyum aracılığı ile iletmiştir.

Ayrıca kendi mezarının olduğu yeri de tarif etmiş ve bu tarif dedemin kitabında yerini bulmuştur. Yıllar sonra Trabzon'a bir seyahatimizde, sanki biz defnetmişiz gibi bulmuşuzdur mezarı da.
Hayata bakış açımı tamamiyle değiştiren adam. ilahi nizam ve kainat kitabı çok şey öğretti, meğer hiç bir şey bilmediğimi kafama sayfa sayfa çarptı, hani bir kitap okudum hayatım değişti derler ya, işte o kitap bu kitap, şu kitap.
Kitabın sonlarına doğru, dünyada neler yaşanacağının anlatıldığı bir yer başlıyor; 1954 yıllarında yazılan ve noter kasasında 50 küsür yıl kilitli kalan bu kitaba göre ve Erhan kolbaşı artı bilyay vakfınında söylediği gibi, biz son 50-55 yılı yaşamaktayız devre arasından önceki son 55 yıl yani.

Çünkü kitaba göre her 70 ila 80 bin yıldaki şifon çekilmesi yani devre arası artık burnumuzun dibinde. Çok şiddetli ve dinmek bilmeyen depremlerle kıtaların altının üstüne gelmesi sonucu bir yok oluş. Hayatta kalan az bir zümrenin ise akıllarını yitirmesi, ile sonuçlanacak. Ortalıkta şaşkınlıkla dolaşacak dehşete düşmüş insanlar...

Bu aslında resetleme, devre arası veya şifon çekilmesi hadisesi, mevsimlerin geçişi gibi dünya okulunun rûtin bir olayıdır. The forgetten tales bir nevi.

Sıklıkla zuhur eden ve sıklıkla unutulan bir hadise.

Misal bizden bir önceki şifon çekilmesi Nuh tufanıdır, ondan da önceki gılgamesh olayıdır, ondan da öncesi devre arası dönem ise arthasis epicleridir.

Sürekli olarak bu endless circulate devam etmektedir... Evet sonsuz bir döngü zira daha evvel de belirttiğim gibi; dünya okulunda bu işleyiş hakimdir.

Spatyum hayatlarımızda vicdanımızın bize her eziyet ettiği dönemlerde adam olmadığımız takdirde tekrar ve tekrar soluğu dünyada almaktayız, bu döngüler isteyelim veya istemeyelim, yer çekimi kadar açık ve nettir ki; biz adam olana kadar bu döngüye hapisiz...

Dünya gezegeni hep buradaydı ve hep burada olacak... Nasıl ki biz mezun olmamıza rağmen ilkokul 1 halâ oradaysa, dünya gezegeni de ilelebet buradadır ve amacı bizlerin karşılıklı imzaladığı kontratlar neticesinde bu hayatı çeşitli roller ve haller de yaşayıp olgunlaşmamıza olanak sağlamaktır.

Bunları reddetmek, bir çakmağı elinizden bıraktığınızda yere düşmeyeceğini düşünmek gibidir, akvaryumdaki balıkların, akvaryumda olduklarına inanmamaları gibidir...

Dünyada idrak ettiğimiz şu zamanlarda, yoğun madde ilûzyonu içeren bu dünya okulunda kendinizi sadece iyiye ve sabıra bırakınız, biliyoruz ki hayat. Korkunç bir kısır döngü, acı, hüzünlü, fakat unutmayın ki hepsi birer ilûzyon...

Bundan sonra dünyada acı gittikçe artacak, insan; tabiatın gittikçe ekşiyen yüzüyle daha acı şekilde karşılaşacak, unutma; çekilen eziyet de geçici...