türbansız yapamayanlar buyursun şeriatla yönetilen ırak veya iran a,burası atatürk ün kurduğu çağdaş ve demokrat bir ülke olup,getirilen kılık kıyafet yasasında da başörtüsünün yeri yoktur diyebileceğim ve yazara hak verdiğim bir önermedir.
demokrasi adı altında ülke içinde tamam da,parası olmadığı için okuyamayanların hala bu ülkede olduğunu hatırlatan ve bu nedenle de 'üniversitelerde' en son çözülmesi gereken basit bir konudur.
Açık giyinip erkeklerin karşısından geçerken ellerine ceplerine atmalarına neden olacak şekilde giyinseler daha mı iyi yani ? Kapanmak Allahın emirlerindendir. Mahrem yerlerini kapatmayanların o yerleri cehennemde ateşle örtülecek ama kimse öbür dünyayı umursamıyor hatta inanmıyor. O insanlar için acıyorum. Bir insanın başındaki örtü neden bir başkasını rahatsız eder ki. Ya sev ya terket demek istiyorum. Burası müslüman bir ülke ve halkı müslüman. Kendini bu toplumdan farklı görenler ait oldukları yere gidebilir. Medeniyet kıçını açıp gezmekse keçiler bizden daha medeni.
ciddi ciddi tartışılan önerme olmuş şu sıkıcı günde gülümsetmiştir insanı... bu cümleyi sarfeden "kız" bi de aa bana bakın benim ne olduğum anlaşılıomu yeaa diye serzenişte bulunmuştur.içini ferah tutsun gayet açık ne olduğu
şimdi değil, ama aynı politikalar ve aynı baskıyla bir 10 yıl daha yönetilirsek ülkede hoşgörü ortamı tamamen kaybolacak ve bu politikalara tepki olarak bu duruma gelinecektir.
çok mu zor laiklik, cumhuriyet ve her insanın halihazırda var olan yaşam tarzı bizler için korunması en önemli şeylerdir diye açıklama yapmak?
kapıkule, ıpsala alternatifleri sunulabilecek türden bir insanın abuk savı... dilediği yere gidebilir(siktirolabilir demiyorum, gerçekten üzülüyorum rencide ettiğimde).
gibi olaylar yarattıkları için karışıyım.
çirkef olup herkesle kavga ettikleri için karşıyım.
her boku yiyip sonra tövbe ettim dedikleri için karşıyım.
islam islam deyip, islam hakkında bildikleri tek şey ateist taşlamaları olduğu için karışıyım.
cahil oldukları için karşıyım.
sapık oldukları için karşıyım.
ülke de en çok porno filmlere bu insanların talep gösterdikleri bir gerçek olduğu için karşıyım.
biz eziliyoruz dedikleri için karşıyım.
velhasılı kelam,
her yaklaşımın-değerlendirmenin-bakış açısının, haklı-haksız olduğu bu açmazda çıkar tek yol ''söyleyene değil, söyletene bakmaktır.''
belli başlı düşünceleri var bu kızımızın şimdi de o düşüncelere sahip çıkıyor, kesinlikle doğru yapıyor. herkesin düşünce özgürlüğü olmalı ve bunu rahatlıkla söyleyebilmeli, ancak başkalarını incitmeden, zedelemeden keza bu kızımız da bir zamanlar küçük bir veletti, boş bir beyni vardı, türlü aptallıkları, salaklıkları vardı. annesi az mı temizledi götünü başını, sorarım hiç mi yok senin yedi göbekte türbanlı, başörtülü bir ebeveyn, ha tamam o kadar uzağa gitme yedi göbeğe falan sen direkt anane, babane taraflarına git belki annen de türbanlıdır. boş işler bunlar, boş laflar herkes iyi bilir konuşmayı, bir kamera ve bir mikrofona bakar boşboğazlık etmesin kimse konuşmadan önce herkes kendi kılığına kıyafetine bakıcak, tipine bakıcak, özenti olmayacak sonra konuşacak..
arkadaşımız gayet rahat, herhangi bir toplumsal baskıdan uzak tarzını oluşturmuş fakat aynı insan kalkıp başörtüsünü yani giyim tarzını eleştiriyor eğer bu ülkede üniversite yaşına gelmiş herhangi birine nasıl giyiniceği konusunda baskı uygulanıyorsa bu ülkenin ilerlemesini engelleyen temel sebeplerden biridir bu.
acaba bu kızın kafasımı iyimiydi diye merak ediyor insan. ne düşündüğünün bilincinde olmadan kendiyle çelişiyor. nasıl becermiş bu kadar saçmalamayı hayret edilesi. bundan öte bu kızın saçmalamalarını onaylayan insancıkları gördükçe hayret ettim. savunduğu şeyi ifade etmekten aciz bi kızcağızı destekleyen insancağızlar oluyor bunlarda.
sokakta mı yatsınlar. vurmayın, onlar da insandır. öbür tarafta biz cehennemdeyken bize cennetten el sallayacak bir kesimdir onlar, saygı duymak lazım (!)
valla o zaman "demokrasi" ye karşısın sen, demek gerekir , böyle bir başlığa. laik düzen de şahıslar dini simgeleri okullara taşıyamazlar, laiklik ; eğitimin indoktrine edilmesine karşı olabilmek için getirilmiş bir şeydir.
..ammaaa....
bir şahıs belirli bir dine mensup olduğu için insani haklarından muaf edilemez. o işi nazi ler yapmaya kalkıştılar. o nazizm´le aynı kapıya çıkan bir seydir, heinrich himmler yahudileri öldürmek yerine "madagaskar" adasına sürmeyi teklif etmişti, bu başlığın içeriği heinrich himmler´in (hitler´in en önemli 3 adamından birisiydi kendisi) bu teklifiyle aynı platformda bir tekliftir.
demokrasi despotizm kabul etmez. demokrasi ´de -sözlük yazarına biraz demokrasi vermek şartmış demek ki- her görüş kendisine yaşama alanı bulur. hristiyan ya da yahudi ya da budist ya da ateist, ya da müslüman düşündüğü şekilde yaşar, laisizmus, sadece ve sadece devletle halkın ilişkilerini düzenler. devlete kendi sembollerini dikte ettiremezsin, olay sadece bundan ibarettir. ama kimsenin özel yaşantısında ne "giymesi gerektiğine" karışmak diye bir durum olmaz. öyle bir uygulama demokrasi de yoktur. ona despotizm denir. öyle uygulamaları komunist devletlerinde görürüz,görmüşüzdür.
yüzde 99´u hristiyan olan fransa da başörtüsünü yasaklamaya kalktılar, üstelik de şu an itibarıyla fransa, tarihinde hiç olmadığı kadar sağa kaymış vaziyettedir. ama gel gör ki yapamadılar ve yer yerinden oynadı fransa´da.
demokrasi, anti demokratik hareketlere düşüncelere karşı kendisini savunmakla yükümlüdür. belirli bir inancın peşinde koşan herhangi bir grup, palazlandıkları zaman o görüşe sahip olmayan bir başka gruba "dayatmalarda" bulounmaya kalkarlarsa, demokrasi bütün organlarıyla buna müdahale etme hakkına sahiptir.
"barış" insanların birbirlerini sevmeleri değil, saymalarını öngörür, barış, tolere etmektir. sen onun yoluna çıkmazsın, o da seninkine çıkmaz. ama hiçkimseye hiçbir kimse, nasıl düşünmesi gerektiğini, ne giymesi gerektiğini dayatamaz. onu sadece devlet, belirli kurumları gereğince yapar. çünkü devlet, dini hislerle hareket eden bir kurum değildir, her dine eşit uzaklıkta durmak zorundadır. bu tür dayatmalar kanunlarda sadece devlete verilmiştir. dayatma yapılacaksa onu ancak devlet yapar. ve devlet onu parlamentosunda aldığı, oya sunulup kabul edilmiş kanunların belirttiği şekilde yapar. yoksa hiçbir halk katmanı bir diğerine nasıl neyi nerede ne şekilde yapacağına karışamaz, kendisini ondan üstün görüp emir komuta zincirleri kurmaya yeltenemez...
düşüncesizce dile getirilmiş bir düşünce bu . kabul görürse piyasadaki bilimum izdivaç programının ya da müge anlı'nın yaptığı program ve benzerlerinin aldığı "beni evlendirin", "eniştem bana atladı", "kocam komşuya atlamış", "beni zorla 15 yaşındaki teyze oğluma verdiler" içerikli başvurularda %90'lara varan düşüşler olacağından yayından kaldırılmalarına ve o kadar çalışanın işsiz kalmasına neden olabilir.