Cumhurbaşkanlığı sistemiyle beraber daha fazla tartışılmaya başlanan, artık üzerine kitaplar yazılan ve televizyon programlarında konuşulan, anadolu merkezli orijinal bir devlet modeli...
Eflatun, bilindiği gibi, demokrasiyi ve tiranlığı reddeder; aristokrasiyi över. Ve şöyle der: “Devleti en iyiler yönetmelidir“. Ama kendi Devlet kitabında bu anlayışı alıp geliştirmez, başka yönlerde gezinir. ideali orada kalır.
Necip Fazıl, Eflatun‘un bu –yarım bıraktığı- idealini alarak Aydınlar Aristokrasisi şeklinde formüle eder. Aristokrasi; ama kan aristokrasisi değil, fikir aristokrasisi… işte Necip Fazıl'ın idalize ettiği durumu Salih Mirzabeyoğlu Sistemleştirmesi ile ortaya çıkan devlet modeli.
"Hâkimiyet halkın değil Hakkındır!” düsturunu mahyalaştıran telâkkim hâkimiyet kendisinin değil, ancak Hakkın olursa kendisinin de hâkim olacağını şuurlaştıran halk..."
“ilk baskısı 1995’de yapılan, BAŞYÜCELiK DEVLETi - “Yeni Dünya Düzeni” isimli eserimin takdiminden: Aslında BAŞYÜCELiK DEVLETi bahsi, Büyük Doğu ideolocya Örgüsü’nün işleniş gayesi ve bütün mevzularını toplayan ana sütûnu; iDEOLOCYA ÖRGÜSÜ’nün tâ kendisi… Ne var ki, göz önünde duran eşyanın kayıp olması gibi, etrafında işlenen mevzuların içinde gaib oldu ve uyudu kaldı… Bahsi alıyorum ve malûmu meçhullükten kurtarmak ve elbette kullanılmak üzere yapılmış bombayı cemiyet meydanında patlatmak şeklinde, işliyorum… Umulur ki, meselelerin seyri ve islâmcı mücadelenin müşahhas hedef ve gayelerinin tesbiti hususunda yepyeni bir buluş getirilmiş olsun.”