Marty Zaman makinesi ile Anne ve babasının lise yılları olan 1959 yılına gitmiştir.
Gelişen olaylar sonucu okulun balosunda çalacak olan grup üyelerinden gitarist elinden yaralanmıştır ve bu sebeple grup çalmayı bırakacaktır. Ama anne ve babasının birbirine aşık olması ve zamanın akışının bozulmaması için o şarkı çalınmalıdır. Bu sebeple gitar çalmayı bildiği için marty gruba girer ve şarkıyı çalarlar anne ve babası birbirine o şarkı eşliğinde aşık olur.
Sonrasında marty balodakilere size eskilerden, yani bizim oralarda eskilerden olan bir şarkı çalayım der ve sahnede Chuck Berry'nin Jhonny b goode şarkısını çalmaya başlar.
Bu sırada müzik grubunun üyelerinden biri telefonla birini arar ve "hey Chuck ben kuzenin marvin berry. Hani aradığın yeni sound vardı ya... Şunu dinle" der ve telefonu şarkıya çevirir.
Yani aslında Chuck berry şarkıyı gelecekten gelen marty aracılığıyla kendinden araklamıştır. Jhonny be goode Chuck Berry'nin kendinden arakladığı şarkısıdır.
Bir paradoks en fazla bu kadar eğlenceli şekilde anlatılabilir...
serinin ikinci filmi an itibariyle atv'de başlıyor. izlemek isteyenler için duyuralım ama marty macfly dublajı hiç iyi olmamış. kesinlikle yekta kopan veya fatih özkul olmalıydı bu dublajı yapacak kişi.
dördüncüsü hiç çekilmedi. ama oyunu yapıldı. bu oyunun senaryo danışmanlığını bob gale yaptığı için 4. film gibi olmuş aynı. hatta ben oyun videolarını baya oturup film izler gibi izledim.
senaryo yazarları bob'ların (bob gale & bob zemeckis) anlattığı hikayeye göre, başta kimsenin yapımcısı olmaya yanaşmadığı, hatta son çarelerden biri olarak başvurdukları disney yetkililerinin, ensest içermesi sebebiyle geri çevirdiği, zaman yolculuğu temalı filmler arasında gönül rahatlığıyla bir numaraya yerleştirebileceğim efsane film.
benim için çok özel bir filmdir. zaman yolculuğunu öyle kolay anlatır ki insanın geçmişi tekrar yaşama umudunu canlı tutar. ayrıca marty ve doktor arasındaki arkadaşlık çok kıskanılasıdır.
97 veya 98 yılıydı. ilk defa star TV de izlemiştim. Ertesi gün okula gittiğimde ise kimsenin izlemediğini fark etmiştim. Ne güzel günlerdi. 20 yıl geçmiş neredeyse.
çocukluğumun efsane filmidir, çok severdim. hep bu filmin dördüncüsü çıkmasını istemişimdir fakat michael j. fox parkinson hastalığına yakalandıktan kısa bir süre hayatını kaybetmişti. yine de benim için klasikler arasında yerini almış olan filmdir ve bir başyapıttır. ara sıra izlerim.