An itibariyle ışın tedavisi görmektedir, benden biraz uzaklardadır. Gerçekten yaşlandığını farkettim bu tedavi sırasında.
Ne olur birşey olmasın ona diye düşünürsün, için burkulur. Onunla yaşayamamışsındır hiç, baba oğul olamamışsındır. Bir ümit belki bundan sonra yaşama ihtimalini düşünürsün.
Babam benim onun yaşlandığını farkedemeyeceğimi, yaşlandığında onun benim umrumda olmayacağını düşünse de ben de fark ediyorum.
Geçtiğimiz günlerde yürüyüşe başlamış. Biraz kilo verse, şekerine dikkat etse onun için daha iyi olacak. Bir de sigarayı bırakmalı. Geceleri de üstünü açıyormuş uyurken. Bu ikisinden dolayı sık grip oluyor. Gerçi bu konuda Beni geçebilir mi tartışılır. *
bugün yüzüme tokat gibi vuran durum. annemi de çok severim ama oldum olası babacıydım ben. boyu kısadır babamın ama tam bir cep herkülü. eli ağırdır ama ne anneme ne kardeşlerimle bana daha elini kaldırmışlığı yoktur. 99 depreminde uyanıktım ben. annem babamı deprem oluyo diye uyandırdığında ilk iş bizim üstümüze atlamıştı babam, tavan falan çökerse diye bizi korumak için.
o dağ gibi adamın yavaş yavaş sağlığının bozulmaya başladığını duymak boğazımı düğümlüyo. bi kulağına cihaz takmışlar işitme kaybı varmış. annem anlatırken "e yaşlandı artık" diyince bi kaç saniye boş boş karşıya baktım.
birinin entrysini gördüm bunları yazmadan önce. onlardan önce ölme isteğinden bahsediyordu. gerçekten düşününce nasıl dayanırım yokluklarına diye,nefesim kesiliyo. allah başımızdan eksik etmesin hiç birini.
ilk olarak üniversitede okurken yaz tatili için memlekete dönüp babamla karşılaştığımda fark etmiştim.
30 yaşında hala aile evinde oturan erkek gibi eleştirileri boşverin. Anne ve babanızla mümkün olduğu kadar vakit geçirin. Hiçbir insan -hele hele eşiniz bile- onların eksikliğini gideremeyecek; bu, hayatın en ağır hakikatlerindendir.