baba sigara içtiğimi öğrenmiştir. Annemin rahatsızlığından dolayı annemden gizli tutulmaktadır. Baba bir bayram tam 2 paket sigaramı yakalamış ama, ses etmemiştir. Tekrar okumak adına gurbete gideceğim gün, babamla salonda otururken annemin mutfağa gitmesiyle aramızda şu diyalog geçer.
B: baba.
M: mbks.
B: hala sigara içiyo musun lan?
M: eaaaa.
B: içiyon içiyon.
M: eaaaa.
B: ucuz sigara da içmiyon pezevenk.
Bir paket parlement, bir pakette parliamentimi bulmuştu. içinden 2 dal içmiştim sadece. Evlat acısı gibi hâla üzülürüm.
'özür dilemek erdemdir' ve 'sakın sevdiğin kızla evlenmeden yatıp kalkma, yarın birgün ayrı düşüp de yanında başka bir adamla görürsen çok acı çekersin'.
hediye olarak gümüş bir ayna verirken, aslında çok klişe olan ama bir babadan duyulduğunda esasen benimki gibi sert duruşu olan babadan duyulduğunda ağlatan sözlerdir.
"sana senden daha güzel bir şey veremezdim, cornp."
-kafamın içi sivilce dolmuş baba.
+çok stress yapma oğlum takma kafana bişeyi.
-yok valla stress yapacak bir durum.
+o zaman cinsel stress yapma, çok mu abaza kaldın naptın amk.
-!+%&/£#$½
paso kanını "s...", "sütünü si..." gibi hiçte klişe olmayan sözlerdir. artık yüzüme söyleyemeyecek kadar uzaktayım. içinden geçiriyorsa eğer allah belasını versin.
gezi olaylarının en olaylı, karışık olduğu zamanlar. ankara/ meşrutiyet eylemdeyiz. 2 haziran pazar. kahraman türk polisi destan yazıyor. kafamıza kapsül yememiz an meselesi. helikopterler yetmiyormuş gibi çatılardan da yiyoruz.
derken destanın doruklara ulaştığı anlar başladı. ya kapsül yiyip yere yığılacağız,
ya çevikten dayak yiyip gözaltına alınacağız, ya da kaçmayı başaracağız. biz başardık. bi kafede saatlerce mahsur kaldık. babamlar diken üstünde tabii. ' merak etmeyin biz arkalardayız ' ın en çok kullanıldığı zamanlar.
memleketteler bi de, koşup gelemezler anında bir şey olsa.
o kafede geçmek bilmeyen saatler esnasında demişti ki bana; korkma kızım, gülü seven dikenine katlanır. gurur duyuyoruz sizinle, hep arkandayım...