Benim yarak kafalı hayatında araba sürmemiş lakin yanıma oturduğu zaman aman dikkat, aman şuraya dikkat et, aman buraya dikkat et diye konuşup duruyor amk. Çok biliyorsan al sen sür diyecem bigün.
kavgayla biticek eğitimdir. çünkü ufacık hatada aman onu yapma aman bakıyorsun kalpten gidicem şimdi gibi sözlerle dizi gerebilir. hoş yaşasaydı da gerseydi diyor insan...
Haftaya direksiyon dersim var babam bende çalıştırırım dedi. Bu arada babam aşırı sinirli ve tez canlı bir adamdır. Kabul etmemek için baya direndim ama yok yok dedi pratik yapmış olursun dedi. Hala endişeliyim arkadaşlar. Haftaya vaziyet kötüye giderse editlerim.
Bir iki ufak hatam olmuştu onda dahi çabuk sinirleniyordu. Ha hak vermiyor değilim ben de biradere yardımcı olurken sinirleniyordum. Amk debriyajını hafifçe çekerken zaten kavrayacak arabanın hareketini görecen. Küt diye çekiyodu amk. Deli etti ama o da öğrendi. Haa şimdi peder ben de dahil en iyi araba kullananınız cibili diyor eheh.
Neden mi? Çünkü onun yanında gayet sakin kurallara bağlı efendi bir şoförüm ama o yokken yaptığım çılgınlıkları bilse bana siksen araba neyim vermez.
arabaya oturduk. babam 1 saat boyunca detaylı bir şekilde herşeyi anlattı. daha sonra arabayı çalıştırdık, frene bas dedi, bastım. "debriyajdan ayağını yavaş yavaş çek, araba bi noktada titremeye başlayacak, titremeye başlayınca debriyaja geri bas. o titrediği noktayı kafana kazıyana kadar bunu yap dedi. 2-3 denemede zaten kafama kazındı nokta. (bkz: kavrama noktası). her arabanın kavrama noktasının farklı olduğunu, bir arabaya ilk kez oturuyorsam bunu denemem gerektiğini falan detaylıca anlattı yine. daha sonrası malum yollara vurduk kendimizi. bol bol "ışık yanacak bas gaza"larla, "sağ aynaya bak, müsaitse sinyalini unutmadan sağ şeride geç"lerle, "bebek sever gibi narin bas şu frene"lerle ve babamdan duymaya hiç alışkın olmadığım "aferin lan kerata yetenek var sende"lerle kazasız belasız bitirmiştik.
tek kızdığı konu direksiyonu çevirmemdi. "oğlum araba emanet değil, kız gibi çevirmesene şu direksiyonu. yarın öbür gün sevgilini oturtursun yanına bi tarafıyla güler sana" diye sataşmalarının akabinde onun tabiriyle "erkek adam gibi" direksiyon çevirmeyi de öğretmişti.
Yakın arkadas veya sevgilinin öğretmesine tercih edilecek öğretidir.
Bana erkek arkadasım öğretmişti. Üniversitenin ilk zamanları bir gün eve gittim dedemin baskılarına dayanamayan babam hadi sana araba kullanmayı öğreteceğim dedi. Ben zaten biliyorum diyemedim. Bir iki gösterdi başta bilerek kaldıramadım arabayı sonra sürmeye basladım. Gururla yanımda oturuyordu. Yıllar gecti hala benim kızım benden iyi şöfördür eeeeee ustası kim diye övünür...
yan tarafınızda oturuyor ise sağ yanağınız üzerinde güller açmasına arkanızda oturuyor ise kafanızın arkasından doğru bir baş ağrısına sebep olacak olan eylemdir.
Bizim pederde ki rahatlık dünyada yok.
Tek dediği laf, kendinize ve başka bi insana bir zarar vermeyin ne bok yerseniz yiyin.
Hatta memlekete giderken benim uykum geldi biraz sen götür dedikten sonra 6 saat horlaya horlaya uyumuştu.
Hakaret etmek için bile uyanmadı.
anneme öğrettiği zamanı hatırlıyorum. Kadınlar eğer araba sürmeyi evlenene kadar öğrenemediyse, evlendikten sonra kocasından öğrenmeye kalkmasın. Kocadan hoca olmaz. Aklınıza alın, hayatınızda bunu uygulayın.
b: baba
a : anne
ç : çocuk
a : Ahmet bey, bugün araba sürmeye gideceğiz değil mi?
b : Tamam hanım hemen gidelim. Oğlum gelecek misin sende?
ç : bensiz olur mu?, bakalım yemek yaparken ki hünerlerini araba kullanırken de sergileyebilecek mi bizim datluş.
a : korkuyorum deme öyle bak.
araba sürüş yerine gelinir ve babanın anneye arabayı teslim ettikten sonra ki konuşma ;
b : şimdi, önce arabayı debriyaja basarak boşa alacaksın hanım, frene bas, frene, ortadaki şey.
a : tamam bastım.
b : fren önemli, araba stop etse bile bas o frene, kaza yapmandan iyidir. Şimdi çevir kontağı.
a : (kontak çevrilir ve araba çalışır) oldu mu?
b : aferin, ben buraya kadar bile gelebileceğimizi düşünmüyordum. Neyse, debriyaja bas, vitesi 1 e attır sonra yavaşça ayağını kaldır.
a : (arabanın hareket etmesine sevinmiş olacak ki) gidiyor bu !
b : Freni unutma freni.
Yolun kenarında 50, 60 cm lik yağmur kanalizasyonu vardır. Arabayla üzerine doğru giderken, tam önüne gelmeden;
b: selma bas şu frene
a : hangisiydi bu ?
yanlışlıkla gaza basılır, baba el frenini çeker ve arabayı durdur.
b: yok olmayacak bu. oğlum seni bir gün getirir o sürdürtür, beni kalpten götürüceksin sen.
a : ahmet bey ne alakası var, frenin yerini şaşırdım sadece. Ayrıca basacaktım zaten frene ben.
b: He araba çukura girdikten sonra basacakmış hanımefendiye bak sen. Çukura girdikten sonra basmanın mantığı yok. in, in sonra çocukla gelirsiniz.
Kadın ilk defa araba kullanıyor, ehliyeti var ama uzun zamandır kullanmamış. Unutmuş yani. Gittik eve, pederi bıraktık geldik annemle. Debriyajı anlattım, dinledi, anladı ve uyguladı. Şu an babamdan iyi araba kullanıyor bizim datluş.
oğluna öğretirken " eşşoğlueşşek " kelimesini kızına öğrettiğinde " kızım !!! " melodisine uyarlar. öyle bir kızım der ki ; 10 eşşoğlueşşek gücündedir.
Daha ilk eğitimde vazgeçilesi öğretidir.
Olgun bir babanın bilmesi gereken en önemli şeylerden biri, çocuklara baskı veya öfkeyle hiç bir şeyin öğretilemeyeceğidir.
Böyle bir deneyimim olmuş ve babamla bir hafta dargın kalmıştık.
- hadi geç bakalım sana araba sürmesini öğreteceğim.
+ oleyyy harikasın baba.
Buradaki diyalog da herşey normal. Belli ki çocuk bilmediği bir şeyi öğrenecek. Ama arabaya bindikten sonra 10 yıllık uzun yol şoförü muamelesi çekmek nedir allasen?? Hayır bu işin uzmanıysam neden "öğreteyim" diyorsun? Ben senin stres topunmuyum baba?
- eveeet güzel. Şimdide el frenini indir
+indirdim
- şimdi ilerle
+ nereye
- ebene amkıdısjd
Sonra mı?
Gittim araba kullanmasını başkasından öğrendim. Gayette iyi kullanırım hatta pilotum amk sikerim tevazüyü. Lakabımdan belli değil mi?
50 senedir arabası olan bir babanın oğluyum bir defa demedi ki hadi oğlum araba sürmeyi öğreteyim. Belli bir yastan sonra da ben minnet etmedim. Çok çok geçkin bir yaşta ehliyet aldım ki ilk defa bir arabanın kontağını sürücü kursunda çevirdim. ilk defa bir arabayı kursta sürdüm. Sonra külüstür bir Broadway sahibi oldum(ironik bir durum ama arabayı babam aldı) ve ilk yaptığım şey ogullarimi aldım yanıma ve ilk tecrübeniz benimle olsun. Hadi dedim araba sürmeye.sasirtici derece de iyi başladılar. Ha hata yapmadılar mı elbette yaptılar ama ben babadan eksik, hiç kızmadım. insanin genç yaşta öğrenmesiyle geç yaşta öğrenmesi arasında ki farki yaşayarak öğrendim.
Not: sizin çocuklarinizin ilk tecrübesi sizinle olsun. Ama kendi yaşadıklarınız da aklınızın bir köşesinde hep dursun. Ona göre davranin.
hayatımda geçirdiğim en zorlu saatlerdi.
bir işe girmiştim. ehliyetin var mı diye sordular, var dedim ama kullanabiliyor musun diye sormadılar, ben de daha fazla detay vermedim.
işe başladıktan bir hafta sonra, cuma günü bana;
"yarın araban gelecek. pazartesi sahaya çıkmaya başlarsın" dediler. kalbim nasıl atıyor anlatamam. o kadar korktum ki, kustum kusucam.
neyse, eve gittim, anneme babama söyledim durumu. aldı bizi bir korku. babam öğreteyim diyecek ama arabamız da yok. orayı ara burayı ara, tam hafta sonu, zar zor bulduk bir tane günlük araba kiralayan yer.
derken, maaile bindik arabaya. ben şoför koltuğunda, babam yanımda.
korku ve heyecandan bacaklarım titriyor, babam bir şey öğretmeye çalışmanın getirdiği gerginlikten oflayıp pufluyor. annem ve kardeşim de, arka koltukta oturup, el ele tutuşmuş, dua okuyorlar.
tabii ki bir denemede kalkamadım. sen nasıl ehliyet aldınlar, pat diye kaldırma ayağını debriyajdanlar havada uçuştu tabii.
biraz ertesi, arabayı yürütmeye başladım, sakin sakin kullanıyorum. kursta da debriyajı ne zaman yükseltmem gerektiğini öğrenmemiştim çünkü hoca zaten direk yükselt, küçült diye talimat veriyordu.
2. viteste ilerliyorum, araba bağırmaya başladı. korkuyorum.
evet, soruma soruyla karşılık verdi.
bağrış gürültü, vitesi yükselttim ilerliyorum.
ara sokakların ağzından geçerken, yolu kontrol ettim, etmedin kavgaları yapıyoruz.
frene basmamla hepimiz öne savruluyoruz, yine bağrış çığrışlar yükseliyor.
bu arada yanımızdan geçen arabalar acemi olduğumu anlayıp kornaya basarak geçiyorlar. babam nasıl sinirleniyor. gözler kan çanağı olmuş. bir bana kızıyor bir korna çalarak geçenlere...
bir ara geri geri gitmeyi öğreteyim dedi. zaten yorulmuş ve aşırı gerginim, geri gidemiyorum arabayı düzeltemiyorum. yay çiziyorum sürekli. babam ön konsolu yumrukluyor, ben ağlıyorum vs.
o akşam, ağrıdan uyuyamadım. belli kas ağrısı.
ama değdi.
şimdi kendi arabamı aldım. annemle babamı atıyorum arkaya, istedikleri yere getir götür yapıyorum.
uzun yola çıktığımızda uyuyor bile. o kadar beğenip güveniyor araba kullanışıma.
yoksa boşuna demezdi,
- iç umudum yoktu ama iyi öğrendi eşşoğleşşek, diye.
ha, olay burada bitti mi? tabii ki hayır.
*motordan gelen sesleri dinliyor musun?
*triger kayışını değiştirelim, triger önemli triger.
*lastiklerine bak kontrol et, avası kaçmasın avası.
-- depraja bas, vitesi bir'e at, ayağını yavaş yavaş debrajdan kaldırırken hafif hafif gaza bas.
Ve araba stop eder. 7-8 denemeden sonra, usulca yüzünüze bakıp
--kalk siktir git şu arabadan amk oğlu
Demesi.