Varlığını duruşuyla belli eden insan.
Evet duruş.
Bir babada duruş olmazsa olmazlardan.
Her kaliteli sperm sahibinin baba olmadığı da her sütü gelenin anne olmadığı gibi bi gerçek.
Ben bu giride bir babadan bahsetmek isterim.
Öyle ki, kendisi farkında değildir hayatımda güzel bir iz bıraktığından.
Olmasındı da.
Her şeyde olduğu gibi uzaktan olan hayranlıklar daha tatlı.
Daha toy zamanlarım.
Koca Bi şehir. Annesinin direktifleriyle her insan zararlıdır beyni.
Ve masumiyet dolu Bi hal.
Elimde bir telefon. Çok da sevmediğim Bi arkadaşım ingiliz aşkını anlatmak için mesajlar atıyor.
Bense hayatımın en güzel günlerini yaşayacağım o koltukta özgeçmişimi anlatıyorum.
Annem? Babam? Memleketim? Annemin doğum tarihi?
Ne kadar da önemsenecek şeylerdi böyle.
Aileye değer veren bir babadan çıkardı bu sorular.
Hiç sessizlik olmadı o gün de diğer günlerde olduğu gibi.
Her gördüğümde daha çok şey paylaştığımı hissettim, duygu anlamında.
Bazen aylar bazen yıllar sonra gördüğümde dahi, o içten sarılmasını yapar ve 'güzel kızım' derdi.
Her sarıldığında kendimi güvende hissederdim.
Başkasına diyor mu diye hiç düşünmedim.
Ne fark ederdi ki.
Fiziksel güzellikten bahsetmediği o kadar açık.
'Sen de benim kızımsın' demekten farkı neydi o iki kelimenin.
Uzun zaman görmeyince 'nerelerdesin sen, arayı bu kadar açma bir dahakine' derken o kadar sıcak ki o sözcükler.
Ve çok anlamlı.
Benim için öylesine anlamlı.
Çocuğu da bu konuda kesinlikle ona çekmiş.
Duygularını ifade etme becerisi muhteşem.
Ne çok cıvık ne de soğuk.
Sonra bu 'baba'nın çok da güzel bir aile yaşantısı olmadığını öğreniyorum.
Biliyordum ama daha fazlasını öğrenmek içimi acıtıyor.
Kendimce tebrik ediyorum.
Her yaşadığı pisliği kendim neler çektim adı altında katlayarak pisleten onca insanı düşünerek Nasıl mucizevi bir insan olduğunu düşünüyorum.
Böylece hayranlığım katlanıyor.
Ve eşine çocuklarına olan tutumu hep gözümün önüne geliyor ve diyorum ki,
Babasına bak çocuğunu sev.
özlem, özlenen sevgi sıcaklık, güven kokusu,huzur...
aynaya baktığında onu görmek,ona benzemek güzel ancak cenaze gününde sana bakıp bakıp "aynı babansin, sana bakınca babanı görüyorum " deyip aglaninca daha bi hoş olursun...
edit: gece gece hortlatmayin su baba başlıklarını ya! 3 yıl geçti baba yazısını görünce bile burnum siz lar...
bugünlerde rahatça sohbet edebildiğim, kardeşimle beni annemden daha çok seven ebeveyn. adam gibi adam. bazen agresif olsa da bize annemizden daha çok değer veren insandır.
bambaska bir varlik. büyüdükce her zaman arkanizda durdugunu anladiginiz adam. büyüyünce size ziyarete gelmesi onure eder. hatta o yasli adamin ter kokusunu bile özlediginizi anlarsiniz.
terimsel olarak var sadece. duygusal olarak yok.
kardeş payında bir sahne var. Ali, tahsine(babasına) sağlam bir bağırıyor. tam o söyledikleri geçerli.
karnımızı doyurdu eyvallah, cebimize paramızı koydu onada eyvallah.
Ama gelip bir derdin varmı, halin hatrın nasıl demedi. başımı okşamadı.
okurken erkek adamsın lan ne bu böyle diyenlerde vardır aranızda.
ama her insan ister be abi, babasının biraz olsun ilgilensin ne biliyim. ama yok işte. eyvallah baba.
bir gün babamdan "se" diye bir mesaj aldım.
dedim ki "seni seviyorum yazacaktı herhalde yanlışlıkla bunu gönderdi."
cevap attım "ben de seni seviyorum babacım..."
benim için somut bir anlamı olmayan kelime. ama biraz özet geçecek olursam:
başka çocukların kendilerinin babasını örnek aldığı ama benim nasıl davrandığından, neleri sevdiginden, nasil mimikleri olduğundan bile haberimin olmadığı zat.
başka çocukların dayak yediğinde yanına koştuğu, imdat çekici olarak gördüğü lakin benim hiç öyle biri olduğuna dair güven hissedemediğim, gücü var mıdır yok mudur bilemediğim, kişidir. heralde kendisi yok diye beni savunmasız görüp, dövüştüğüm çocukların babalarının gelip beni tartaklaması bu yüzdendir.
başka çocukların paylaşıp taktik aldığı fakat benim ilk sevdiğim kızı söyleyemediğim, söylemek için can atıp da bulamadığım kimsedir. karnıma birşeyler oluyor baba, birini sevmek böyle birşey mi sorusunu, cevabını sadece onun bildiğine inandığım bu soruyu sormak için aradığım ama bulamadığım kişidir.
ben yataktayken yan odadan gelen annemin ağlama sesini duyduğum gecenin sabahı o odaya gittiğimde annemin iki büklüm uyuyakaldığı koltuğun yanında resimleri duran adamdır. az yanında da peçeteler...
bazen sadece sesten ibaret olan adamdır. annemin al babanla konuş diye verdiği telefondan gelen sestir benim için. öyle bir ses ki hep hayali bir yüz oluştururdum. sesi çok kalın o halde bıyıkları ve sakalı olmalı. biraz göbeği olmalı ve vücudu da yapılı olmalı. üzerinde koyu kahverengi deri ceketi olmalı, ha bir de saçları gür olmalı. ama böyle biri kesinlikle olmalı ve ben bir gün göreceğime hep inanmalıyım.
geceleri aklıma gelen, hep bir eksiklik ve özlem hissettiğim bu kişiye iyi geceler demek istedim.
Her zaman çok sevdiğim çok değerli insandır. O kadar çok ki hem de. Aklıma gelince yerli yersiz bir hüzün çöküyor üzerime. Onu kaybedersem naparım diyorum kendi kendime. Tövbe.
Bir türlü anlaşamadığım insandır. Her yönden birbirimizin tam zıttıyız. Siyah ve beyaz kadar farklıyız.hayat felsefesi olsun siyasi görüş olsun benzer bir noktamız çıkmadı bu zamana kadar. iyi bir insanmıdır derseniz evet iyidir yani en azından ben öyle görmek istiyorum ve buna inanıyorum. Samimiyetimiz neredeyse hiç yoktur kendisiyle merhaba merhaba modundayız. Aslında bu en iyi halimiz desek yalnış olmaz bir araya gelince o samimiyette kalmıyor birbirimizden iyice soğuyoruz. Öyle uzaktan uzağa arada muhabbet ettiğim sıradan bir kişi haline geldi benim için (telefonla yada mail yoluyla). Hatta 8 yıldır görüşmediğim arkadaşımla bile görüştüğümüzde daha samimiyiz. Ancak şunu net söylemeliyim baba rolü en az anne rolü kadar önemlidir çocuk için. ikisinin birbirinden bir farkı yoktur. Biri eksik olduğunda ceremesini çekersiniz. Neyse zaten işlerimi yoluna koyup yurt dışına geri döneceğim o saatten sonra diyalog falan kalmaz gibime geliyor. Fark etmeyecek gerçi türkiyede kalsamda aynı.