var ile yok arası bir şey. böyle olduğunu görseniz dahi kabullenemiyorsunuz. bir kadın için sizi 6 yaşında halalarınızın eline bırakmış, içmiş, gezmiş, tozmuş, yıllar geçmiş sokaklarda büyümüşsünüz. hasta olarak gelmiş. sonrasında bir de sizden geçinmeye başlamış. kırk yabancıya yapıyor gibi "vicdanım rahat etsin" diyerek yardım ettiğiniz, sizi yanınızda olduğunda aşağılayan, olmadığı zamanlarda yokluğu hissedilmeyen bir adam...
annemle babamı 3 gün arayla kaybettim önce annemi kaybettim ağladım zırladım sonra dedim babam var ya babam iyileşir bırakmaz beni baba bu sonuçta yıkılmaz dağ gibi söylenisi bile güzel "b a b a"
babamda 3 gün dayanabildi göğsünün yarasına o da bıraktı beni resmen dünya başıma yıkıldı bütün kemiklerim kırılmış gibi acıyodu sesim kısılana kadar bağırdım ağladım baba lan bu baba bırakabilir mi hiç tek çocuğunu
kendime geldiğimde iki gün geçmiş babamı yıkamışlar almışlar götürmüşler annemin yanına yatırmışlar
o gün bitti iste benim çocukluğum babamla birlikte benimde yarımı gömdüler oraya 30 yaşına geldim hala biri yanımda babasına seslense içim sızlar gözlerim dolar.
Varlığını bile bilmek huzur sokağı içinde yürümek gibidir aslında ama baba olana. Bazen. Hayat kahpelik yapıyor insana. ..
üzmeyin kendinizi hepimiz. Aynıyız. Kimi yağından kimi balından mahrum yaşıyoruz. Unutmayın.....
Sarhoş şu an. Birazdan eve gelip yılışarak öpmeye çalışacak sonra yapamadığı babalığından şikayet etme seansına girecek. Hiç çekememe kısa sürer umarım.
Lol yürüyemiyor, kelimeleri telaffuz edemiyor. Bunu videoya çekmeliyim
iki hecenin içini kocaman anlamlarla dolduran adam.
Sabahları saçımı okşayan, yaptığım tatlıyı yerken; " senin kadar tatlı olmasa da..." Yorumuyla mutlu eden, arada tartıştığımızda ben surat yapınca çay koyup getiren, çocukluğumu anlatırken gözleri dolan, çocukken her akşam yanıma yatıp, şekilli şukullu çocuk kitaplarını bıkmadan usanmadan taklitler yaparak okuyan...
doğum belgemi hâlâ saklayan adam.
adam anneyi yıllarca kullanıp harcadı,
gitti köyde evi, bahçesi olan bi kadınla evlendi. emekli maaşları var, gül gibi geçiniyorlar, ezineden aşağı yemiyorlar. yeni alacakları eşyalar kapılardan kolay geçsin diye duvarı kırdırıp daha geniş kapı taktırmışlar vizyona, lükse bak aq.
Bazen özlense de özlememek gerektiğinden hiç varolmamış gibi davranılması gereken kişi.
Özlersen ağlarsın,
Özlersen kızgınlıkların özlemini geçer,
Özlersen yapılanlar gelir aklına.
Daha çok da yapılmayanlar.
Özlersen ağlarsın.
Ağlamamak lazım hayat kısa.
Benim babam çok serserice yaşadı hayatını. hep "benden baba olmazdı ben nasıl çocuk yaptım hayret "deyip dururdu zaten. Bir örnek verirsem herkesin gözünde canlanır bence babam.
bir gün yine gece yarısı gelmiş eve annem zavallım çemkiriyor :
a : .... allah bilir ot falan diyorlar ya öyle şeyler de içiyorsundur. o arkadaşlarının hiç biri sağlam ayakkabı değil. zaten öyle olsalar karıları başlarından atmazdı.
b : bazen içiyorlar ama ben içmiyorum. ben sigarayı bile içerken ıslattığım için bulaşmıyorum hiç. onlar aralarında dönüyor çünkü. islatırım ayıp olur.
Alakası yok ancak izlediğim bir çin filminde, oyuncunun "baba" demesiyle türk mü la bu kafasına girmiştim. Tabi değildi, çincede de aynı türkçedeki gibi baba deniliyormuş. Hoş.