Her insan özünde biricik olsa da farklı bir sona sahip değil. Doğar, büyür ve ölür. Bu sebepten böyle günler bana gayet sıradan geldiği gibi bütün bir yıl içten bir "nasılsın?" sorusunu çok gören arkadaşların/akrabaların cıvık ve samimiyetsiz kutlamalarının tahammülü de zor gelir.
Bugün kuzenlerim arayıp Yarın adalara gidelim diye tutturdular. Sürpriz(!) kutlama yapacaklarını bildiğimden isteksizce kabul ettim. "Madem istemiyorsun niye kabul ediyorsun?" dediğinizi duyuyorum. Çünkü süslenip, fiyakalı fotoğraflar çektirip, daha sonra onları paylaşıp mutlu olacaklar. Yani benim doğum günüm bir başkasını mutlu edecek. Buna neden mani olayım? Tek sorun, bunun beni mutlu etmediğinin yıllardır farkına varamadılar.
Hiç Karşınızda bir insan konuşurken ona gülümseyip aslında onu duymadığınız oldu mu? işte doğum günlerimde sırf bu sebepten yanaklarımın acıdığını hissediyorum. Biliyorum, bu sahtecilik. Fakat kırmamak için kırılmayı tercih ederim. Klişe bir deyim vardır, 'kalabalık içinde yalnız olmak' diye. Doğum günlerimde Tam olarak bu klişenin öznesi olma şerefini yaşıyorum!
Dipnot: aşırı derecede subjektif bir entry oldu, mazur görün.
asla bitmiyen. nasıl ki eskiden olduğumuz kişiye her zaman üstten bakan bir kibirle yaklaşıyoruz işte büyümek aslında o eski olduğun kişiliğin üzerine koydukların oluyor.
kişiyi üzen bir şey olduğunda annesine sarılıp ağlayamıyorsa büyümüştür ve acı verir. annemi özlüyorum mesela. bazı anlar geliyor sarılmak istiyorum anneme.
Sabah küçük bir ameliyat geçirdim , " yok ya acımadı " diyerek çıktım ama gizli gizli canım çok yanıyor diye ağlıyorum kıyıda köşede.. büyümek tam olarak böyle bir şey sanırım.
Küçükken hep istenen bir şeydi benim için ama şimdi hiç öyle değil geriye gitmek isterdim ama ne yazık ki gidemiyorum o güzel günler o arkadaşlıklar hepsi birer hatıra fotoğraf ses ve muhabbet edilirken şu günü hatırlıyor musunuz lan denilecek şeyler oldu keşke büyümeseydim yıllar sonra buraya tekrar geleceğim ve buna bakacağım zaman çok acımasız 22.04.2020