bir zamanlar senle yaşadıklarını, senden uzakta kaldığı ilk diyarda bir başkasıyla yaşamaya başladığında anlarsın aslında aşık olunmaması gereken biri olduğunu. üzgünüm ama çok geçtir. çoktan içini yıkmış viran eylemiştir...en güzeli güle güle deyip önümüzdeki maçlara bakmaktır.
aşk değilde yıllardır arkadaş sandığın kişinin ilgisinden hoşlanıp ona yönelmek en iğrencidir.
hata olduğunu bile bile sadece duyduğun güven ona iter seni. sonra gelsin hatalar, pişmanlıklar. karşı cinsten arkadaş olmuyormuş onu öğretir sana.
kalbinizin sesine kulaklarınızı kapatıp acı çekeceğinizi bile bile kendinize engel olmanız gerekir. tüm olumsuzlukları aklınıza getirip durursanız unutmanız daha kolay olabilir.
akabinden 'şimdi ayvayı yedik.' lafının çok yerinde olduğu bir durumdur.karşıdaki sana o imajı vermiştir.o senin aşık olmaman gereken biridir.ancak gönül ferman dinlemez.sen ne başı ne de sonu olmadığını bildiğin halde ona karşı bir şeyler hissetmeye başlarsın hatta ilerleyen safhalarında onun hareketlerinden anlamlar çıkarıp onun da sana birşeyler hissettiğini düşünürsün.tabi kimse yalnız değil e senin de vardır bir kaç yakın arkadaşın onlardan bir kaçı da senin gibi düşünür ya seni kırmak istemediğiden ya da eğlence olsun diye ama hiç bir zaman gerçekten öyle olduğu için değildir bu.sen artık karşı tarafın nefes almasından bile umutlanır olursun.
-nefes aldı demin yaşıyo
+yani?
-yanisi şu benden hoşlanıyo az önce de hapşururken benden peçete istedi.
+ee?
-olum demek istiyoki çok yaşıyım sen hep yanımda ol her hapşurduğumda hep peçete uzat sen hayallerimin erkeğisin.
+e yuh artık be.geçenlerde de tualete girmişti abi düşündün mü ne demek istiyo?
-ne??
aşkınızı kendinize bile itiraf edememek, asla onunla birlikte olmayacağını bilmene rağmen içinde onun da olduğu gelecek hayalleri kurmaktır. onu karşıdan sevmektir, kişiye oldukça fazla acı veren durumdur. eğer aşık olunmaması gereken birine aşık olduysanız sadece kendinizi kendi kurduğunuz hayallerle yaralarsınız, çünkü büyük bir ihtimalle karşınızdaki kişi bu konuda size zarar veremeyecek, sizi üzemeyecek kadar uzaktır size, hislerinize ve duygularınıza... zamanla geçti dersiniz,artık acımıyor dersiniz, bitti, 'bir daha mı? ' asla dersiniz ama en alakasız ortamda karşınıza çıkar o kişi ve aslında bitmediğini farkedersiniz. ondan sonra sil baştan başlar üzüntü ve aşk krizleri, ta ki başka birine aşık olana kadar bu derdi çekersiniz.
Ayrı kara parçalarında
Ortak gökyüzüne bakmanın
Avuntusu var şimdi
Ne denir ki bu aşka...
Yokluğumun kültablasında
Kırmızı rujlu sönmüş sigara izmariti
Üzerine yatamadığımız bir yatak gibi kaldı aşkım
Ne denir ki bu aşka...
Çarşafı bozulmayan bir sevdam var şimdi
fantezinin en babasıdır, bir oyundur aslında zor bir oyun. başarılırsa film gibi bi hayata sahip olunacak, başarılmazsa pişman olunmayacak bi oyun. ne bilim gençken yapılacak 100 şeyin başında gelmelidir heralde, denenmelidir.
