not: seks yapılmaz. bu da amerikan dizilerini tercüme edenlerin başımıza sardığı bir illettir, "make love" fiilini "seks yapmak" olarak çevirdikleri için.
kızmayın ama tadı bambaşkadı. hani mesela askere gidersin ya 18 ay, er kantininde bayat bisküvileri dayarlar sana, suyu da musluktan içersin. sonra o 18 ay dolar annecin elleriyle en sevdiğin yemeği içli köfteyi, peynirli böreği, etli dolmayı yapmıştır da onları lüpletirsin. işte öyle birşey.
karşı taraf size aşık değilse biraz üzücü tabi. ama şöyle bi dönüp bakarsanız vay be aşık olduğum kişiyle seks yaptım hatta ilk seksimi aşık olduğum kişiyle yaptım diye gerçekten güzel bir his.
yapılan ilk seks çok heyecanlı ve bir o kadar da duygusaldır, iki taraf da sevişirken ki huyunu bilmediği için olağanüstü dikkatli ve hassasdır. bu ilk seks aşkın sonunun başlangıcıdır aynı zamanda; çünkü artık o sevgili aşık olunan değil domaltılan, kucağa oturtulandır. daha önce nasıl elini tutsam, nasıl öpsem koklasam denilen sevgili; nasıl orala ikna etsem, pilavdan nasıl yesem diye düşünülen olmuştur. bir handikap da sevgilinin seksde çok başarılı olmasıdır. erkek olsa sorun olmaz da, cinsiyet ayrımcılığının aşk dinlemediği günümüzde aşık olunan sevgili sevişirken fazla dominantsa, zevk aldığını çok belli ediyorsa, hatta bir porno yıldızı gibi maharetliyse hemen işin rengi değişir. aşık olunan kız bir de bakmışsın hemen fuckbuddyye dönüşmüş, fotoları videoları çekilip arkadaşlara meze edilmiştir. ne de olsa kahpe bu numaraları onlarca adamla yatarak öğrenmiştir, zevk alan kız mı olur? kesin yolludur... kıssadan hisse cinselliğin bu kadar kötü yorumlandığı ülkede ilişkilerin gidişinde de seksin rolü çok büyüktür ve bence aşkı öldürür, halbuki seksi ilişkinin orta yerine koyacağına sevgini, aşkını koysan ne güzel olur değil mi?
