düşünüldüğü kadar karmaşık olmayan bir hadisedir. düzdür yalındır. onunla hayat planları yapmaktır. aklın bir köşesini 7/24 ona rezerve etmek suretiyle online bırakmaktır. özlemenin bile güzel olduğu, en ufak bir anlaşmazlıkta huzursuz olup başını göğsüne yasladığınızda dünya üzerindeki tüm varlıkların sahip olabileceği huzur potansiyelini kendi bünyenizde hissetme hadisesidir. bir de onun size aşık olduğunu biliyor ve hissediyorsanız hayatta isteyebileceğiniz başka bir şey yok demektir.
kalbinize binlerce hançer saplanır ve siz bu inanılmaz acıdan sapıkça bir zevk alırsınız... geçmez, geçmesini de istemezsiniz... böyle bir şeydir aşık olmak... *
entry okunduktan sonra yapılan edit: benim gibi balta bir adama bile yukarıdakileri yazdırır ayrıca... *
kimi zaman dünyanın en acı zehridir. hemen öldürmez. yavaş yavaş, insanı kemire kemire bitirir. acılar içinde kıvrandırır. ''ulan bu dünyada cehennemi yaşıyorum zaten''
dedirtir...
gel gör ki kimi zaman da en tatlı şerbettir. yüzündeki nedensiz tebessüm daha doğrusu ağzın kulaklarda dolaşması, dünyanın umrunda olmaması sebebidir aşk. kabına sığamazsın. cennet ya ayaklarının altında ya da başının üstünde zannedersin...
ve maalesef bir gün biter biter bu yaşananlar. bitmezse ne ala, sen cennete girmişsin zaten daha ne istiyorsun. ama biterse de üzülmemek gerekir. aşk acı ceksen de, şerbet içsen de her haliyle güzeldir. önemli olan o güzelliği görebilmektir. çektiği acıdan aldığı hazzın, ya da mutlu anların kıymetini bilen insan aşık insandır. gerisi yalandır, yılandır...
cehennemde cayır cayır yanmak. zaten girişinde bi yerde görmüş olabilirim "bu kapıdan" yazısını... hele de sevilen bilmiyorsa değerini, cehenneme tek yönlü gidiş bileti...*
bu konuda yetkili mercii semra hanımdır.çünkü rahmetli oğlu ataya da aşık olunca ben sana söylerim şeklinde bir lafı vardır ki dillere pelesenk olmuştur.