nuh geminin arka tarafında adana kebabı yeyip üzerine künefe yerken, beleştir diye gemiye atlayan kürtlere açlıktan ölmesinler diye yedirdiği şekerli bir şeydir.
Hz. Nuh'un gemisinde yiyecek sıkıntısı nedeniyle meyve ve bakliyatların birlestirilmesiyle olusan tatli corba. Muslumanlar muharrem ayinin 10. gunu yapilip dagitilir.
Kentleşme arttıkça ev yapımı olanları git gide unutulup giden leziz tatlı. Tatlıcılarda, pastanelerde satılanları o kadar sıradan ki, adeta şekerli saman.
dün babamın vefatının 52. günü olması sebebiyle annemin kazanlar dolusu yaptığı yiyecektir. dağıt dağıt bitmedi. yedikçe yiyesi geliyor insanın azizim. portakal kabuğu konulmadığı sürece enfes bir tat.
Bazen bir kasesi bile insanı duygulandırabilen tatlı. nasıl mı? Otur arkana yaslan ve beni dinle.
yıllardır bekar hayatı süren bir birey olarak şu aşure aylarını çoğu zaman boş geçiyorum. Birileri aşure yapsa da getirse diye çok içlendiğim de olmuştur. Ama büyükşehirlerde yalnız yaşayan bir erkekseniz ümitlenmeyin anacım aşure falan getiren yok kapınıza. Hayır ben de isterim böyle mini etekli bir apla! aşure yapmıştım hunharca, bak sana da getirdim dese ve ben de götürsem. Aşureyi tabi. Ya tamam sululuğun alemi yok. Baş örtülü yanakları al al bir teyze yavrum aşure yapmıştım dese bile gönlüm hoş olurdu lan ama yıllardır kapımı kimse çalmadı sözlük. Bir ara(yaklaşık bir yıl boyunca oluyor o ara) beleşe internetimi kullanmasına izin verdiğim sevgilisi olan bursa'daki eski karşı komşum hariç o yıl da sırf kız aşure getirdi diye aşık olabilirdim. Hayır hayatıma giren hatunlar da hep beceriksizdi amk. Yumurtayı kırdığına sevinirsin cinsten. Aşure yapmak demek bildiğin olağanüstü bir performans bir gün sordum da götüyle gülündü.
Neyse konudan sapmayalım. Bugün dairede beraber çalıştığım bekar arkadaşla çok canımızın çektiğini falan konuşuyorduk. Hatta iş yerindeki bir bayan arkadaşa malzemeleri alıp amme hizmetine yaptırtma teklifi sunmayı bile düşündük. Kesin yapardı o kadar candan bir kız, ismi gibi. Neyse bugün öyle iç geçirmeyle kaldı.
Akşam yine saçma bir günü daha bitirip, torbaya koyup eve gelmiştim. Her zamanki rutin şeylerle evde uğraşırken kapı çaldı. bugün görevlendirmeyle dışarıda olan meslektaş bir abimiz kapımda elinde aşure kasesiyle yüzüme gülümsedi. "Ya abi ne zahmet ettiniz" dedim. Dışarıdan ancak gelebilmiş ve daha takım elbisesini bile soymamış adam geldiği gibi yenge eline tutturmuş aşure kaselerini. O da yorgunluk falan dememiş bana ve apartmandaki başka bir kurumdaki arkadaşa getirmiş. Çok teşekkür edip, "vallahi canım istemişti" itirafında da bulunup kapıyı kapattım. Ama aklıma bir soru takıldı lan o kadar dairedeki bekar arkadaşın da canı istemişti yeminle adama söylemesem mi bu inceliği diye içimden kötü kötü düşünüyordum bir yandan ben yiyebileceğime sevinirken bir yandan ona üzülüyordum. Ama ali abiye bir şey demedim.
Ne mi oldu? 15-20 dakika sonra arkadaş facebook a aynı kaseli aşurenin fotoğrafını koymuş. Ve ali abiye de yengeye de çok teşekkür etmiş. Facebook a koyduğuna göre duygulanmış eleman. Ben de Duygulandım yeminle adam daha dışarıdan yeni gelmişken soğumasın diye daha sıcak sıcak "15" km bak yazıyla yazıyorum " on beş kilometre" arabayla yol gidiyor ve ona da bir kase götürüyor.(ben hiçbir şey dememiştim) ben aynı apartmandayız diye olur getirilir eskiden getirmeyenler utansın tarzında düşünmüştüm. büyükşehir çocuğuyum ya en kötü apartmanda komşulara dağıtıyorlar allahtan diye biliyordum. Ama adam mesafeyi de katmadan arabayla aşure götürmüş. Bu inceliği gördükten sonra düşündüm de insanlık hala varmış...
tatlıların en tatlısı en bıkkınlık vermeyenidir. bir de ayşe teyzeniz yapıyorsa yemeyin de yanında yatın artık. nasıl böyle güzel yapıyor anlamıyorum kimse o gibi yapamıyor* bugün içim dışım aşure oldu halada yiyesim var.