aşkı en güzel anlatan dizeler

entry672 galeri3
    126.
  1. Kimseler bilemez beni
    Senin beni bildiğin kadar

    içinde yanyana uyuduğumuz
    Gözlerin
    Benim insan parıltılarıma
    Dünyanın gecelerinden daha iyi bir gelecek hazırladı

    içinde uçtuğum gözlerin
    Yolların gidişine
    Dünyanın dışında bir anlam verdi

    Bize belirtenler
    Gözlerindeki sonsuz yalnızlığımızı
    Artık kendilerini sandıkları gibi değiller

    Kimseler bilemez seni
    Benim seni bildiğim kadar

    (bkz: paul eluard)
    1 ...
  2. 127.
  3. aşkın gözü kördür ama
    inan bana karnı açtır.
    iyi sindirilmemiş bir aşk,
    üçüncü tekillere muhtaçtır.
    5 ...
  4. 128.
  5. cenneti hakettin gözlerin aydın,
    aklımı yeneli kalbimin fendi.
    aşkı ne bilirdim sen olmasaydın?
    allah razı olsun şeytan efendi.
    2 ...
  6. 129.
  7. Üçüncü Sahsın Şiiri.

    Gözlerin gözlerime değince
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Beni sevmiyordun, bilirdim
    Bir sevdiğin vardı, duyardım
    Çöp gibi bir oğlan, ipince
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Ne vakit karşımda görsem
    Öldüreceğimden korkardım
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Ne vakit Maçka'dan geçsem
    Limanda hep gemiler olurdu
    Ağaçlar kuş gibi gülerdi
    Sessizce bir cigara yakardın
    Parmaklarımın ucunu yakardın
    Kirpiklerini eğerdin, bakardın
    Üşürdüm, içim ürperirdi
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Akşamlar bir roman gibi biterdi
    Jezabel kan içinde yatardı
    Limandan bir gemi giderdi
    Sen kalkıp ona giderdin
    Benzin mum gibi giderdin
    Sabaha kadar kalırdın
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Güldü mü cenazeye benzerdi
    Hele seni kollarına aldı mı
    Felaketim olurdu, ağlardım

    atilla ilhan
    6 ...
  8. 130.
  9. dedim dilber didelerin ıslanmış
    dedi çok ağladım sel yarasıdır
    dedim dilber ak gerdanın dişlenmiş
    dedi zülfüm değdi tel yarasıdır
    dedim dilber sana yazılmış kanım
    dedi niçün böyle edesin sultanım
    dedim teşne vermiş ince miyanın
    dedi ben sarıldım kol yarasıdır
    dedim seni saran serini vermiş
    dedi beni saran murada ermiş
    dedim peri yanaklarının kızarmış
    dedi çiçek sokdum gül yarasıdır
    dedim dilber emrah aklımı aldın
    dedi sevdiğine pişman mı oldun
    dedim dilber niçin sarardın soldun
    dedi hep çekdiğim dil yarasıdır.
    1 ...
  10. 131.
  11. Yalın şeylerin arkasına gizleniyorum beni bulasın diye;
    beni bulamazsan, eşyayı bulacaksın,
    elimin dokunduğu şeylere dokunacaksın,
    parmak izlerimiz karışacak birbirine,

    Ağustos mehtabı ışıyor mutfakta
    kalaylanmış bir tencere gibi (sana bu söylediklerim
    yüzünden öyle görünüyor),
    boş evi ve evin diz çökmüş sessizliğini aydınlatıyor-
    sessizlik hep öyle diz çökmüş gibi kalıyor.

    Her sözcük bir geçittir
    bir buluşmaya, çoğu zaman vazgeçilen,
    işte o zaman doğrudur o sözcük: buluşmakta direttiği zaman.

    Yannis RITSOS
    3 ...
  12. 132.
  13. Hep seni düşünüyorum,
    Aklımda saklayıp, kalbimde buluyorum,
    istemekten vazgeçemiyorum.
    Geceler boyu seni yanımda dileyip,
    Güneşle uyuyorum, kalktığımda yoksun yine.

    Dünümü bugünümü gelecegımı çaldin,
    Bak yıne de kizamiyorum canin sağolsun.
    Canin sağolsun bu can feda olsun.

    Hiç kimse benliğini, seninle bu kadar dolduramaz,
    Gel kendini de al bu benliğimden,
    Hiçbirşeyim kalmasın,
    Hiçbirşeyim kalmasın...
    4 ...
  14. 133.
  15. daha nen olayım isterdin?
    onursuzunum senin.*
    3 ...
  16. 134.
  17. Gözlerin gözlerime değince
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Beni sevmiyordun, bilirdim
    Bir sevdiğin vardı, duyardım
    Çöp gibi bir oğlan, ipince
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Ne vakit karşımda görsem
    Öldüreceğimden korkardım
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Ne vakit Maçka'dan geçsem
    Limanda hep gemiler olurdu
    Ağaçlar kuş gibi gülerdi
    Sessizce bir cigara yakardın
    Parmaklarımın ucunu yakardın
    Kirpiklerini eğerdin, bakardın
    Üşürdüm, içim ürperirdi
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Akşamlar bir roman gibi biterdi
    Jezabel kan içinde yatardı
    Limandan bir gemi giderdi
    Sen kalkıp ona giderdin
    Benzin mum gibi giderdin
    Sabaha kadar kalırdın
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Güldü mü cenazeye benzerdi
    Hele seni kollarına aldı mı
    Felaketim olurdu, ağlardı

    Attila iLHAN

    Sevgileri yarınlara bıraktınız
    Çekingen, tutuk, saygılı.
    Bütün yakınlarınız
    Sizi yanlış tanıdı.

    Bitmeyen işler yüzünden
    (Siz böyle olsun istemezdiniz)
    Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
    Kalbinizi dolduran duygular
    Kalbinizde kaldı
    Siz geniş zamanlar umuyordunuz
    Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
    Yılların telaşlarda bu kadar çabuk
    Geçeceği aklınıza gelmezdi.

    Gizli bahçenizde
    Açan çiçekler vardı,
    Gecelerde ve yalnız.
    Vermeye az buldunuz
    Yahut vakit olmadı
    Behçet NECATiGiL

    Terketmedi sevdan beni,
    Aç kaldım, susuz kaldım,
    Hayın, karanlıktı gece,
    Can garip, can suskun,
    Can paramparça...
    Ve ellerim, kelepçede,
    Tütünsüz, uykusuz kaldım,
    Terketmedi sevdan beni...
    Ahmed ARiF

    Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
    Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
    Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
    Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
    Sende tattım yemişlerin cümlesini.
    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin!
    Desem ki...
    inan bana sevgilim inan,
    Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi farkedemezsen,
    Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme, müsterih ol;
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
    Hatırla ki mahşer günüdür
    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
    Cahit Sıtkı TARANCI
    Ağlasam sesimi duyar mısınız,
    Mısralarımda;
    Dokunabilir misiniz,
    Göz yaşlarıma, ellerinizle?

    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    Bu derde düşmeden önce.

    Bir yer var, biliyorum;
    Her şeyi söylemek mümkün;
    Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    Anlatamıyorum
    Orhan Veli KANIK
    2 ...
  18. 135.
  19. yeni bir güne başlarken sevdiğinin varlığını, yanında olduğunu bilmek...En güzel şey olmalı
    1 ...
  20. 136.
  21. Arasıra düşmüyor değil aklıma
    Yabancı kadınların sıcaklığı
    Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım
    Yanında ihtiyarlamak istiyorum.

    (bkz: turgut uyar)
    8 ...
  22. 137.
  23. Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

    Ne kadar yakından ve arada uçurum;
    insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

    uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    yalnız seni, yalnız senin gözlerini

    sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
    ben artık adam olmam bu derde düşeli

    şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

    anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

    kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
    hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

    tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

    çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

    rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
    bu böyle pek de kolay değil gerçi...

    alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    bunun verdiği mutluluk da az değil ki

    çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

    inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
    yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

    (bkz: biliyorum sana giden)
    2 ...
  24. 138.
  25. kim demiş haram nedir bilmez hayyam?
    ben haramla helali karıştırmam.
    seninle içilen şarap helaldir,
    sensiz içilen su bile haram.
    7 ...
  26. 139.
  27. siki tuttun olm
    yemin billah tuttun
    bay alkolu takdimimdir.
    2 ...
  28. 140.
  29. Gelelim sonuncuya.
    Hiçbirine bağlanmadım
    Ona bağlandığım kadar.
    Sade kadın değil, insan.
    Ne kibarlık budalası,
    Ne malda mülkte gözü var.
    Hür olsak der,
    Eşit olsak der.
    insanları sevmesini bilir
    Yaşamayı sevdiği kadar.

    orhan Veli
    6 ...
  30. 141.
  31. Düşelim cennetten yeryüzü oyununa
    Kanalım sarhoşken şu aşkın yalanına
    Gireceksek girelim gel kız günaha
    Öleceksek ölelim şimdi şuracıkta

    Yağmura, buluta, yıldıza, aya, kara toprağa, düşen yaprağa sor
    Var mı aşktan öte?
    Nemli saçlarına nefes nefesine şu çırılçıplak kıvrılan beline sor
    Var mı aşktan öte varsa sen söyle..

    (bkz: demir demirkan) - (bkz: aşktan öte)
    1 ...
  32. 142.
  33. O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler.
    arkalarında doldurulması
    mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

    Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
    en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
    (bkz: can yücel)
    5 ...
  34. 143.
  35. Yağmur böyle başlar içinde, ince bir sızıya karışır yüreğin
    Geçmiş, acıyıp giden ağrı, yeniden eğilince düşlerine
    Kalsın o deniz kızı benle, şafağa kadar öpsün dalgın ellerimi
    Son bir türkü var yüreğimde, seviden ötede, zeytinlikler içinde
    Haydi uzat ellerini, siliyor kıyılarda su ayak izlerini, dönüyor dünya

    ezginin günlüğü
    2 ...
  36. 144.
  37. Bir Nehrin Tükenişi

    Hasretin kan çanağı gözlerinde oturuyorsun;
    seni soruyorum
    hiçbir şey bilmiyorsun

    Hep bir çağlayan gibi senin sevdana aktım;
    sen ise sularını kaçıran bir nehir gibi uzaktın...

    Tükenişi bir aşkın,
    bir nehrin tükenişine benzer.
    Ne deniz olabildin,
    ne nehir kalabildin...

    Kendin ol, kendin ol
    Sen buysan başkası ol!

    Buysan kederden öleceğim,
    başkası olursan de kimi seveceğim?

    /Ne Diyarbakır anladı beni ne de sen;
    oysa ne çok sevdim ikinizi de bir bilsen.../

    (bkz: yılmaz odabaşı)
    1 ...
  38. 145.
  39. MAVi BiR ÖLÜM

    Yine sana sesleneceğim
    Senin kim olduğunu hiç bilmeden
    Senin kim olduğunu en çok bilerek
    isyankar zambakların çılgın nilüferlerin
    Dört nala açan kiraz çiçeklerinin
    Dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım
    Sarı bir hüzün kızıl bir gurur
    Ve siyah bir öfkeyle konuşacağım sana

    Sana oklardan değil yaylardan bahsedeceğim
    Gülün dikeninden değil
    Gülleri ve dikenleri doğurmaktan yorulmayacağım
    Topraktan söz açacağım
    Akan su gelmeyecek kelimelerime
    Suyu şefkatle kucaklayan damlaları dinlendireceğim

    Yine sana sesleneceğim
    Senin kim olduğunu hiç bilmeden
    Bilmek istemeden

    Alaattin'in sihirli lambasından çıkan cin bana gelseydi
    Ve ne dilersem dilememi isteseydi
    Hiçbir şeyi elde etmeyi dilemezdim
    Bir şeyden vazgeçmek isterdim sadece
    Hayatta bir şeyden vazgeçmek lutfedilseydi
    Bedeli her şeyim olsa bile
    Sana seslenmekten vazgeçmek isterdim
    Garip değil mi sana seslenmekten vazgeçtiğimi
    Bundan hoşlandığımı düşünüyorsun belki de
    Oysa sana seslenmek bütün hesaplarımı gördüğüm şu dünyadaki
    Tek geride kalmış hesap benim için
    Bu dünyadaki tek yük
    Bu seslenişin kalbini avucumda tutabilmek
    Kürek mahkumu için kürek neyse
    Benim için de sana seslenmek o
    Bir yandan gemiyi ufka ulaştırmanın tek yolu
    Öbür yandan bileklerimden sızan kanların
    Gönlümü işgale yönlendiği bir rotanın can suyu
    Oysa ben sana kürekten değil gemiden bahsetmek isterdim
    Atalarım bana kadınlara gökyüzünü
    Gemileri ve yelkenleri anlatmayı öğrettiler
    Sen kürekleri yağlı urganları
    Geceyi siyaha gömen fırtınaları öğretmeye çalışıyorsun
    Sana ellerimle dokunarak gözlerimle okşayarak
    Göstermek istedim
    Rüzgarla şişen beyaz yelkenleri
    Ama senin vaktin yoktu
    Ben bunu hiç anlayamadım
    Kavmimin kadınları bana öğretmediler ki
    Bazı kadınların beyaz apletlerden daha çok
    Siyah apletleri sevebileceğini

    Sana sesleniyorum
    Ve gözlerin bileklerimden parmak uçlarına
    Toplanmış kan pıhtılarını seyrediyor
    Kürekleri bırakamıyorum
    Önce yücelttiğin sonra terkettiğin aşkın onuru için
    Kalemi bir an elimden düşürmüyorum
    Ankara Kalesinin önünde
    Sana sesleniyorum

    Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin
    Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm
    Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı
    Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim
    Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar aşık oldun
    Ne de cehennemi isteyebilecek kadar ayrılık
    Seviyorum seni ama dedin
    Hoşçakal diye ekledin
    Şimdi gitmeye mecburum
    Belki yine gelirim, umarım gelirim
    Son söz oldu
    Cennet ve cehennemin dillerini
    Savaş naralarını ve aşk şiirlerini
    Gazelleri ve boleroları öğreten atalarım
    Senin sözlerinin anlamını öğretmediler
    Hiçbir şey söylemeden gittin
    Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim
    Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana
    Ve kalemimle ilk defa yavan gözlerle baktın
    Yine yeniden sadece sana sesleneceğim
    Müebbet bir aşk dışında
    Bildiğim tüm duygularımı terkedeceğim
    Sana sesleneceğim yine
    Seni sadece kuru bir sevgiyle değil
    Derin bir hüzünle binlerce yıllık bir gururla
    Ve pervasız bir öfke ile sevdiğimi duyuyor musun
    Mütevazi bir sevgiyle değil
    Küstah bir aşkla sevdim seni
    Ben Osmanlı gibi
    Kollarımın yetişmediği bir aşkı kucaklamaya çalışırken
    Ölen köprülerin ülkesindeki Venedikteki son sancağı
    Kışın üşümemek için şal yaptın kendine
    Neden bilmiyorum özlemin artıyor içimde
    Gün geçtikçe eksilir demiştim oysa
    Atalarımın öğrettiklerine de ters düşse de
    Sana inanırım bilirsin
    Zamanla unutursun demiştim
    Niye daha derinleşiyor öyleyse
    Derinleşiyor özlemin
    Ve gönlümde bir iç savaşta dökülen kanları
    Coşturuyor ayrılık sözlerin
    Öfkelerimin kararlılığını
    Aşka katık ederek konuşacağım
    Bedenim bu dünyayı terkedene kadar

    Öyle sanıyorum ki
    Hüzünle ve acıyla pek barışık olmadığın için
    Benden uzun yaşayacaksın
    Benden sonra kelimelerim gelecek gönlüne
    Onların benden geldiğini bir tek sen bileceksin
    Küstah bir aşkla seveceğim seni
    Ben savaş ve ölümle haşir neşir olan
    Kelimeler dışındakileri unutmaya gayret edceğim
    Ömrün geri kalınında
    Sana sesleneceğim yine
    Ben seni beyrut gibi sevdim ama
    Sana ne Mağribi ne de Manhatten'i anlatamadım
    Bağdat ve Şam'ı işgale yeltenmişken
    Venedik'ten gelen ihanet tarumar etti ordularımı
    Sarı bir keder, kızıl bir kibir, siyah bir isyanla konuşacağım sana
    Senin kim olduğunu hiç bilmeden
    Ağlayan zambakların dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım
    Senin kim olduğunu en çok bilerek
    Kavmimin bana vaadettiği tüm aşkları terkedeceğim
    Müebbet bir aşk, Sarı bir hüzün
    Kızıl bir gurur ve siyah bir öfkeyle konuşacağım
    Bu dünyayı terketme müjdesi gelene kadar

    Hüznü, gururu ve öfkeyi bilseydin keşke
    Hüznün beni aşan taşkınlığını
    Gururumun binlerce yıl önceden miras kalmış hoyratlığını
    Öfkelerimin hiçbir zaman sona ermeyecek ve azalmayacak kararlılığını
    Anlayabilseydin
    Anlatabilirdim sana
    Seninle yaşanan bir aşktan sonra
    Ayrılığın ölüm bile olsa
    Mavi bir ölüm olacağını


    Ömer ÇELiK

    bu şiiri seyfullah kartalın sesinden dinlemenizi ısrarla tavsiye ederim. o zaman ne menem bir aşk şiiri olduğunu daha iyi anlarsınız.
    1 ...
  40. 146.
  41. Yar deyince kalem elden düşüyor,
    Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor.
    Lambada titreyen alev üşüyor
    Aşk kağıda yazılmıyor mihriban

    (bkz: Abdurrahim Karakoç)

    Not: Bu şiirin ve özellikle devamı niteliğindeki ikinci şiirin hikayesi için http://web.firat.edu.tr/edebiyat/ferhatyildirim.html
    0 ...
  42. 147.
  43. dest bus-u arzusuyla ölürsem dostlar,
    kuze eylen toprağım,sunun anınla yare su.
    su kasidesi- fuzuli
    0 ...
  44. 148.
  45. öyle bir yar sevdim ki
    taştan bile duygusuz
    bırakıp gitti beni
    gecelerim uykusuz
    ben deli divaneyken
    o ise gamsız, kaygısız
    bırakıp gitti yine
    gecelerim uykusuz.
    ben yanıp tutuşurken
    oysa soğuk, sanki buz
    bırakıp gitti yine
    gecelerim uykusuz.

    naznaz

    tüm hakları bende saklıdır.
    3 ...
  46. 149.
  47. ben hep piraye olmak istedim...
    beni nazım gibi sevebil diye *
    2 ...
  48. 150.
  49. şimdi sen kalkıp gidiyorsun. git.
    gözlerin durur mu? onlar da gidiyorlar. gitsinler.
    oysa ben gözlerinsiz edemem bilirsin.
    oysa allah bilir bugün iyi uyanmıştık.
    aşk \ cemal süreya
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük