Aşk öyle bir şeydir ki apansız gelir hemen geçiverir yerini sevgiye bırakır. Tıpkı susuz kaldığınızda bir bardak buzlu suyu önünüze koymuşlar gibi. Sonra o anınızı düşleyip sevgi beslersiniz.
Canlılığımız(üreme gayesi) temelinde bilinçaltımızdadır ama bilincin de etkisi vardır. Zamanla bilincin tesiri artar üzerinde çıkarılan derslerle, kayıplar ve acılarla. Ondanki gitgide aşık olmanın zorlaştığını düşünür insanlar.
Halbuki aşık olmak kolaydır çekici bulduğun birisiyle yakın olup iyi vakit geçirirsen yeterince bu otomatik gerçekleşebilecek olası bir durumdur.
insan bilinçli bir varlıktır bu sinsi sistemi bilip onu kendisine uygun şekilde işlemesini sağlamalıdır. Yoksa bir gün yanlış diyeceğiniz işler gayette yaparsınız.
Arzuların pazarlığı yapılmaz, kimin neyi arzulayacağı hesaplanamaz ama sonuçta arzular vardır ve bunlara göre muhakemelerde bulunup davranmalı.
Ve genelleme sevmesem de anlaşılabilmesi için; devrimizde kadınlar ekonomisi iyi erkekleri arzular ve erkekler her zaman vücudu iyi kadınları arzuladı. Erkeklerse kadınlar kadar seçici değil konu arzularsa tek. Ne derler sonuçta, yuvayı dişi kuş kurar.
Aşkta ise başta dediğim gibi sadece arzular etkili değildir ama önemli bir yer teşkil eder.
C. Pavese'in dediği gibi "Hiçbir kadın bir adamla parası için evlenmez. Kadınlar bir milyonerle evlenmeden önce ona aşık olacak kadar akıllıdır."
En son noktayı yine bilincimiz koyar hareketlerimizde, hisler ne olursa olsun ve bilinçle hisler tezat dahi olabilir. Hangisinin hangisine üstün geleceği kişinin oluşmuş yapısana bağlı o anki.
Aya aşık olan bir kadınım. Çok aşığım çok. Hep iç çekerim gökyüzüne bakarak. Her bir derinden çekilen iç ile ayı ve yıldızları aslında kendime doğru çekiyorum. Çok seviyorum o renkleri, o karışımı, o derin, koyu maviyi. Aşığım ayın ve yıldızların bana bakışına.