finali on numara olmuş, güldürürken ağlatmış dizidir. bihter ne kadar ahlaksız olsa da ölmesine üzüldüm, gururlu davranabildi behlül onu bile yapamadı. ama ölmeseydi, kaçsalardı keşke ah halit ziya... velhasıl bihtere üzülürken firdevs hanım'ın kaymış hali yarmıştır. bir de bihtere yavrum deyişi içimi parçaladı, çok içtendi be.
kimse ölmesin yaa, yaşamak güzel değerini bilelim!
perşembe gecelerini öksüz bırakmış dizidir.
önceden tüm senaryoyu okumuş biri olarak şunu söylemeliyim ki behlül'lü final çok daha iyi çekilebilirdi. nihal kına gecesinde maymuna çevirmişti zaten behlül'ü, bir de senaristler vurdular tekmeyi gider ayak çocuğa. behlül'ün o sakallı hali asmalı konak hayatta seymen'in delirip kendini sokaklara attığı hali kadar komikti ve asla inandırıcı olmadı. ama bir gerçek var göz ardı edemeyeceğimiz, o da son iki bölümde beren saat'in oyunculuğu tavan yapmıştır. o kız olmuş arkadaşlar, eğri oturup doğru konuşalım şimdi. bülent hakkında diyecek bir şey bulamıyorum doğrusu. ona ne içirdilerse aynısından ben de istiyorum. bir insan bu kadar mı neşeli olur arkadaş! orada millet ölmüş, yamulmuş, delirmiş, çocuk "yeni evimiz de pek güzel" diye diye havalara uçacak nerdeyse.
bunun haricinde son sahnede behlül'ü tokat manyağı yapasım geldi. sen git başkasıyla evlenmeye kalk çok seviyorum, pek seviyorum diye sonra da mezar başında aşkım de senin aşk anlayışın yüzünden ölmüş kadına. orada bihter mezardan çıkıp behlülün zaten çarpılmış halini bir daha çarpsa çok şık olurdu doğrusu. bir de koruda behlül'e bir haller geldi bilmem fark ettiniz mi? o nasıl bir pembeliktir, anladık sarışın adam ama bilemedim ben onu valla!
bunun haricinde bihter'le firdevs arasındaki diyalogları çok gerçekçi buldum ben. firdevs resmen klasik anne tesellilerini sıraladı bihter ile konuşurken. yok zararın şurasından döndün, yok onlar yıkılacak sen sağlam kalacaksın falan. hiçbir teselli işe yaramaz tabi, o da yaramadı. adnan'ın bihter'den ayrılma kararı da eminim birçok kişi için şok edici olmuştur. çetini eskiden beri sevmezdim,sonunda gerçek yüzünü gösterdi şair ruhlu! yetmiş yaşındaki abazan amcamız.
uzun lafın kısası güzel diziydi, eksikleri olsa da oldukça güzel bir finaldi. beren saat'in önünde saygıyla eğiliyorum doğrusu şaşırttı beni.
oldukça etkileyici bir final bölümüne sahip dizidir. *
(#8474769)daki entrymde zaten söyledim söyleyeceklerimi uzun uzun ama aklıma takılan bir şey var : o malum travmatik olaydan sonra nihal babasına, bihter ise canına kıyıp yaradan'a sığındı, o zavallı garibim behlül, o vicdan azabıyla nereye, kime sığınsın? kendini nereye vursun? kimse o açıdan bakmıyor olaya ulan! *
2 sezon boyunca izlenmeyip final döneminde izlenmeye başlanan dizi olmuştur.
o değil de, ednan bey in nihal i teselli sözleri çok mu koydu ne? yok yok, bence ağlamamızın nedeni aşk ı memnu değildi, olmamalı!
behlül sahneleri hariç şahane bir finaldi. başta beren saat hanım kızımız olmak üzere hepsini yanaklarından öpüyorum. o nasıl gerçekçi ağlamalardır, o nasıl gerçekçi boş bakışlardır öyle... firdevsin felç geçirmesi de güzel olmuştur. ednanım boynuzlugilim de matmazelli günlere yelken açmıştır nihayetinde.
ama behlül sana ne demeli bilemiyorum. aslında biliyorum; andaval! yahu ne mal adamsın öyle, kaç yıldır dizilerde oynuyosun insan hiç mi bişi öğrenmez. hadi yine koruda fena değildin, kızarmış gözler falan. hadi bi nebze bihteri intihardan döndürme çabalarını sayalım. ama o mezarlıktaki sahneyi neremize sokalım behlül? zaten sakalını uzattırıp "behlül, bühü bühü, ka, bühü bühü, -çar, bühüüüü" gibi dandik bi replikle harcamışlar seni, bari sen adam akıllı oynayıp azıcık durumu kurtaraydın.
obsesiflerin tek bir kelimesini bile kulak ardı etmeden, bir kelimeyi anlamadıklarında yanındaki diğer izleyen kişilere "ha, ne dedi? ne dedi?" diye sorarak izledikleri son bölümü ile biten dizi. öyle izledim çünkü son bölümdü. bir kitabın son sayfalarındayken de her bir kelimeyi irdeleyerek okurum.
güzel de bitse kötü de bitse son bölüm olduğu için yüreğim dağlanırdı. sevilen bir dizinin bitmesinin psikolojiye etkisi. en son titanik'de yaşamıştım bu duyguyu. ölümle gelen ayrılık, zamanı geri döndürememenin acısı ve pişmanlık.
bihter öldükten sonra neden olanlar gösterilmemiştir? haftalardır insanlar bunun için bekliyolardı, adnan behlüle neler dedi acaba? adnanı geçtik nihal nasıl bir tepki gösterdi behlüle? ve tabiki ev halkını da unutmamak gerekir.firdevs hanıma o felç nasıl indi öyle? bu haliyle çetin özder hala onunla evlenmek istiyor muydu? bi 5- 10 yıl sonra adnan, nihal ne durumdadır? yaşadıkları büyük aldatmanın etkisinden kurtulup hala teraslarında dolunayı huzurluca seyredebiliyorlar mıdır? matmazel sonunda adnanı kendine ayarlayabilmiş midir? behlül nerelerdedir, herşeyi unutup yine çapkın haline geri dönmüş müdür yoksa taş evde oturup bihter için kendini mi tüketmektedir? bunlar ne yazıkki cevapsız bırakılmıştır. bari final yapıyorsunuz bunları da ekleyin de bizim hayal gücümüze bırakmayın.
yatak odası sahnesiyle turnayı gözünden vurmuş hakkaten de gözleri doldurmuştur.
herkese aşkı için savşması ve inat uğruna değil, düşünerek hareket etmesi gerektiğini göstermiştir.
ama o duygusal son sahneden behlül kaçar ne arkadaş?
birde şu mal ailesine uyuz oldum, behlül ve bihter paramparça oldu bunlar mutlu mesut gittiler hele o deniz hnm.
sinir oldum valla arkadaş.
ama dizide eksik kalan yerler yüzleşmeydi bence. adnan+nihal x behlül gibi. birde beşir'in ölümü de gösterilip iyice duygusallık katılabilirdi.
yani daha iyi bir potansiyeli vardı dizinin, ama eksik kaldı.
ben olsam bir tarafı mutsuz bırakmaz, iki tarafı da mutsuz ederdim açıkçası,
o zaman daha etkileyici olurdu. hele o bülo hala ful neşe, ulan evde birileri öldü filan.
not: beren saat muhteşem bir oyunculuk çıkarmıştır son bölümde. özellikle bir aşık kadının hayal kırıklığını çok iyi yansıtmıştır arkadaş. özellikle yatak odası sahnesinde.
beşir'i 1988 doğumlu olarak göstermiş dizidir. sanki bu pek olmamış gibidir. evet, üşenmeden internetten izlerken geri ala ala beşir'in tabutunun üstündeki fotoğrafta görülen 1988 yılına takıldım kaldım bir yandan da gözyaşı döker iken. ben ki çizgi filme bile ağlayan bir insanım, buna haydi haydi ağlarım.
çok bahtsız kızmış bu bihter, son darbeler o kadar üst üste geldiki . gerçekten tam bir dram. yani dizi son bölümünü ilk bölümünde gösterse emin olun yine insanlar nasıl olduda bu kız bu hale geldi diye izlerdi. dizinin anlatığı bır genç kadının dramatik intiharı üzerine kurulmuş. adnan, firdevs, nihak felan hikaye.
romaına sadık kalınırak gidilmesi ve bitirilmesiyle saygıyı hakeden dizidir. bazen sormak geliyor içindem, "yaprak dökümü bu kadar tepki çekip, facia olduğu herkes tarafından kabul edilirken ay yapım, altın yumurtlayan diğer tavuğunu neden 2 sezonda kesiverdi?" diye.
ben türk dizilerinde çok uzun zamandır bu kadar güzel bi final izlememiştim ayrıca. hepsinde son bölüme kadar hiçbir şey yok, son bölümde bütün olaylar kopuyor artık, apar topar bitiriliyor. aşk-ı memnu'nun avantajı vardı tabii, hikaye baştan itibaren ellerindeydi.
bitişiyle birlikte erkeklerin perşembe akşamları "hayatım bu akşam yokum, arkadaşlarla takılacağız" dediklerinde artık bir ton laf işiteceği günler geliyor.
türk aile mutluluğunu bozuyor efendim bitişi, bir daha başlasın.
bundan sonra sıkıştığımızda bir süre "behlül kaçar" diyerek şirinlik yapacak ve tüm sıkıntılardan kurtulacağız. aferin lan behlül!
üşenmedim 11-12 sayfa tek tek yorumları okudum, benim takıldığım ama kimsenin yazmadığı bir şey buldum tabi ki! *
koruda bihterle behlül konuşurlarken, bihter behlül'ü ikna etmeye çalışırken behlül zırıl zırıl ağlıyordu, bihter bomba gibi bir söz etti;
-gözlerin doldu behlül
lan ne gözü dolması adam bildiğin salya sümük ağlıyor ne göz dolmasından bahsediyorsun sen?
tadında bıraktılar diyerek günün anlam ve önemine uygun sözü söylemiş olayım dizisi.
