aşk resmi geçiti

entry9 galeri0
    1.
  1. orhan veli'nin biyografisi *

    Birincisi o incecik, o dal gibi kız,
    Şimdi galiba bir tüccar karısı.
    Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
    Ama yine de görmeyi çok isterim,
    Kolay mı? ilk göz ağrısı.

    ikincisi Münevver Abla, benden büyük
    Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
    Gülmekten katılırdı, okudukça.
    Bense bugünmüş gibi utanırım
    O mektupları hatırladıkça.

    .............. çıkar
    .............. dururduk mahallede
    ......................... halde
    ............ yan yana yazılırdı duvarlara
    ................... yangın yerlerinde.

    Dördüncüsü azgın bir kadın,
    Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
    Bir gün de önümde soyunuverdi
    Yıllar geçti aradan, unutamadım,
    Kaç defa rüyama girdi.

    Beşinciyi geçip altıncıya geldim.
    Onun adı da Nurinnisa.
    Ah güzelim
    Ah esmerim
    Ah
    Canımın içi Nurinnisa.

    Yedincisi, Aliye, kibar bir kadın.
    Ama ben pek varamadım tadına.
    Bütün kibar kadınlar gibi
    Küpe fiyatına, kürk fiyatına.

    Sekizinci de o bokun soyu.
    Elin karısında namus ara,
    Kendinde arandı mı küplere bin.
    Üstelik .......
    Yalanın düzenin bini bir para.

    Ayten'di dokuzuncunun adı.
    iş başında şunun bunun esiri,
    Ama bardan çıktı mı,
    Kiminle isterse onunla yatar.

    Onuncusu akıllı çıktı
    ....... gitti .........
    Ama haksız da değildi hani.
    Sevişmek zenginlerin harcıymış
    işsizlerin harcıymış.
    iki gönül bir olunca
    Samanlik seyranmış ama,
    iki çıplak da, olsa olsa,
    Bir hamama yakışırmış.

    işine bağlı bir kadındı on birinci,
    Hoş, olmasın da ne yapsın,
    Bir zalimin yanında gündelikçi.
    .........leksandra
    Geceleri odama gelir,
    Sabahlara kadar kalır.
    Konyak içer sarhoş olur,
    Sabahı da işbaşı yapardı şafakla.

    Gelelim sonuncuya.
    Hiçbirine bağlanmadım
    Ona bağlandığım kadar.
    Sade kadın değil, insan.
    Ne kibarlık budalası,
    Ne malda mülkte gözü var.
    Hür olsak der,
    Eşit olsak der.
    insanları sevmesini bilir
    Yaşamayı sevdiği kadar.
    2 ...
  2. 2.
  3. Bir orhan veli şiiri. şairin ölümünden sonra, diş fırçasına sarılı bir kağıtta bulunmuştur. fakat bazı bölümleri okunamamıştır. şairin şiirlerini yayımlayan yky'nin "orhan veli - bütün şiirleri" kitabında şu şekilde yer almaktadır:

    aşk resmigeçidi

    Birincisi o incecik, o dal gibi kız.
    Şimdi galiba bir tüccar karısı.
    Ne kadar şişmanlamıştır kimbilir.
    Ama yine de görmeyi çok isterim,
    Kolay mı? ilk gözağrısı.

    ........................................çıkar
    ...........................dururduk mahallede
    ........................................halde
    .......adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara
    ............................yangın yerlerinde.

    Üçüncüsü Münevver Abla, benden büyük
    Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
    Gülmekten katılırdı, okudukça.
    Bense bugünmüş gibi utanırım
    O mektupları hatırladıkça.

    Dördüncüsü azgın bir kadın,
    Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
    Bir gün de önümde soyunuverdi
    Yıllar geçti aradan, unutamadım,
    Kaç defa rüyama girdi.

    Beşinciyi geçip altıncıya geldim
    Onun adı da Nurünnisa.
    Ah güzelim
    Ah esmerim
    Ah
    Canımın içi Nurünnisa.

    Yedincisi Aliye, kibar bir kadın
    Ama ben pek varamadım tadına
    Bütün kibar kadınlar gibi,
    Küpe fiyatına, kürk fiyatına.

    Sekizinci de o bokun soyu:
    Sen elin karısında namus ara,
    Kendinde arandı mı, küplere bin.
    Üstelik kendinde de
    Yalanın düzenin bini bir para.

    Ayten'di dokuzuncunun adı,
    Barlarda göbek atar
    iş başında şunun bunun esiri,
    Ama bardan çıktı mı,
    Kiminle isterse onunla yatar.

    Onuncusu akıllı çıktı
    Bıraktı gitti beni1
    Ama haksız da değildi hani,
    Sevişmek zenginlerin harcıymış
    işsizlerin harcıymış.
    iki gönül bir olunca
    Samanlık seyranmış ama,
    iki çıplak da olsa olsa;
    Bir hamama yakışırmış.

    işine bağlı bir kadındı on birinci
    Hoş, olmasın da ne yapsın?
    Bir zalimin yanında gündelikçi;
    Adı Luksandra.
    Geceleri odama gelir,
    Sabahlara kadar kalır
    Konyak içer, sarhoş olur,
    Sabahı da, işbaşı yapardı şafakla..

    Gelelim sonuncuya.
    Ona bağlandığım kadar
    Hiçbirine bağlanmadım.
    Sade kadın değil, insan.
    Ne kibarlık budalası,
    Ne malda, mülkte gözü var.
    Eşit olsak, der,
    Hür olsak, der.
    insanları sevmesini de bilir,
    Yaşamayı sevdiği kadar.

    edit: (#299422) girisi bu şiir ile aynı versiyon değildir. dikkat ederseniz iki şiir arasında farklılıklar vardır.
    3 ...
  4. 3.
  5. orhan veli'nin son şiiri. tamamlanmamıştır. müsveddesi ölümünden sonra bir diş fırçasına sarılı bir kağıtta bulunmuştur. 36 yaşında öldü. öldüğü zaman cebinde 28 kuruş vardı...
    1 ...
  6. 4.
  7. orhan velinin en güzel şiirlerinden biri. müsvedde halinde bulunmuştur.

    Gelelim sonuncuya.
    Hiçbirine bağlanmadım
    Ona bağlandığım kadar.
    Sade kadın değil, insan.
    Ne kibarlık budalası,
    Ne malda mülkte gözü var.
    Hür olsak der,
    Eşit olsak der.
    insanları sevmesini bilir
    Yaşamayı sevdiği kadar
    0 ...
  8. 5.
  9. bir mutlu çelik şiiri:

    Birinci aşkından şiir yazdırdı
    ikinci peşinden üç ay gezdirdi
    Üçüncü bunalttı candan bezdirdi
    Dördüncü hangisi,çıkaramadım.

    Beşinci zengindi beni kızdırdı
    Altıncı yalnızca içti azdırdı
    Yedinci paraya pula ezdirdi
    Sekizi bir türlü çözememiştim.

    Dokuzda gördüğüm, cilveydi nazdı
    Onuncu melekti,böylesi azdı
    Onbirde sarhoştum, mevsim de yazdı
    Onikinci sekizin ablası çıktı.

    Onüçte giyinmek en büyük hazdı
    Ondördün hayatı meyhane, sazdı
    Onbeşe doymadım, ne güzel kızdı
    Onaltı evliydi, fahişe çıktı.

    Onyedi kalleşti, bilgi sızdırdı
    Onsekiz nüfusta bile yazdırdı
    Ondokuz her gece içti düzdürdü
    Yirminin acısı sonradan çıktı.

    Yirmibir darıldı, asla aramaz
    Yirmiiki alıştı,bensiz duramaz
    Yirmiüç çok açık,bana yaramaz
    Yirmidört hayırsız vefasız çıktı

    Yirmibeş evlilik diye tutturdu
    Yirmialtı kıskançtı, beni bıktırdı
    Yirmiyedi "sen ilksin" diye yutturdu
    Yirmisekiz en dürüst olanı çıktı

    Yirmidokuz habire,siyaset derdi
    Otuzsa mankendi, çok az şey yerdi
    Otuzbir kovsam da gelip giderdi
    Otuzikinci görevde karşıma çıktı.

    Otuzüç haklıydı, geri gelmedi
    Otuzdört farklıydı, soru sormadı
    Otuzbeş kolaydı, beni yormadı
    Otuzaltı silahla karşıma çıktı.

    Otuzyedi olgun bir sarışın duldu
    Otuzsekiz çok şendi, muhabbet boldu
    Otuzdokuzda ilk gece olanlar oldu
    Kırkıncı çırçıplak karşıma çıktı.

    Kırkbirde insanı, doğayı sevdim
    Kırkiki dindardı, imana geldim
    Kırküçle yattıkça sararıp soldum
    Kırkdördün kocası pezevenk çıktı.

    Kırkbeşim gülmeye doyamıyordu
    Kırkaltı kendini boyamıyordu
    Kırkyedi ortama uyamıyordu
    Kırksekiz aşkıma hep karşı çıktı.

    Kırkdokuz güzelim, beni çok sevdi
    Ellinci azgındı, yatakta devdi
    Ellibirin hayali, panjurlu evdi
    Elliiki Bursa'da karşıma çıktı.

    Elliüç sonunda kafayı yedi
    Ellidört "ben senle olamam" dedi
    Ellibeş durmadan çocuk istedi
    Ellialtının babası ağzıma sıçtı.

    Elliyedi kibardı,zarifti,şıktı
    Ellisekiz yalnızca şeye aşıktı
    Ellidokuza göre herkes eşitti
    Altmışın heryeri slikon çıktı.

    Altmışbir demeye dilim varmıyor
    Altmışikiye aklım ermiyor
    Altmışüç içmeden asla vermiyor
    Altmışdört bebekle karşıma çıktı.

    Altmışbeş hostesti, sık sık uçardı
    Altmışaltı kızınca evden kaçardı
    Altmışyedi başıma hep dert açardı
    Altmışsekiz, o yolun yolcusu çıktı.

    Altmışdokuz severdi bu numarayı
    Yetmişin ablası yaptı arayı
    Yetmişbir kanattı eski yarayı
    Yetmişiki doktordu hemşire çıktı.

    Yetmişüç öğretmen müsvettesiydi
    Yetmişdördün en güzel şeyi, sesiydi
    Yetmişbeş kimbilir neyin nesiydi
    Yetmişaltı Allahsız kitapsız çıktı.

    Yetmişyedi eski bir sabıkalıydı
    Yetmişsekiz tam bir Avrupalıydı
    Yetmişdokuzun bildiği, kahve falıydı
    Seksene dostlarım hep karşı çıktı

    Seksenbir gerçekten güzel gözlüydü
    Sekseniki züppe bir gençle sözlüydü
    Seksenüç izmirli, iki yüzlüydü
    Seksendört hastalık hastası çıktı.

    Seksenbeş pavyona düştü sonunda
    Seksenaltı esrarı gizler donunda
    Seksenyedinin dövme var iki kolunda
    Seksensekiz hafiften karışık çıktı

    Seksendokuz kazayla kendini vurdu
    Doksan hiç durmadan kitap okurdu
    Doksanbir, tam üç ay benle oturdu
    Doksaniki medyumdu, yalancı çıktı.

    Doksanüç ünlüdür herkes tanıyor
    Doksandört kendini bir bok sanıyor
    Doksanbeş ateşli, sanki yanıyor
    Doksanaltı türbanla karşıma çıktı.

    Doksanyedi ikizdi, karışıyordu
    Doksansekiz herkesle yarışıyordu
    Doksandokuz dövüşüp barışıyordu
    Yüz numara en boktan olanı çıktı.

    Yüzbirin anası kendinden gençti
    Yüziki,makyajsız müthiş iğrençti
    Yüzüçse serveti kumara saçtı
    Yüzdört çok şımarıktı, tepeme çıktı.

    Yüzbeşe bakanlar insan sanırdı
    Yüzaltı sinirden ilaç alırdı
    Yüzyediyi Başbakan bile tanırdı
    Yüzsekiz interpol suçlusu çıktı.

    Yüzdokuz bakarken tahrik ederdi
    Yüzon taa Paris'ten gelip giderdi
    Yüzonbir felaket küfür ederdi
    Yüzoniki bir bakan kardeşi çıktı.

    Yüzonüç Jale'ydi adı batası
    Yüzondördün soyluymuş güya atası
    Yüzonbeşin olmadı bir tek hatası
    Yüzonaltı kız derken defolu çıktı.

    Yüzonyedi lens takıp renkli bakardı
    Yüzonsekiz en ufak söze takardı
    Yüzondokuz ısırır canım yakardı
    Yüzyirmi en uzman olanı çıktı.

    Yüzyirmibirinci halde sekreter
    Yüzyirmiikinin öpüşü yeter
    Yüzyirmiüç şiirde benden de beter
    Yüzyirmidört en çetin cevizi çıktı.

    Gelin şu geçide bir son verelim
    Yaşarken yormadı, yazarken yordu
    Hepsine buradan selam edelim
    Belki de yazmasam iyi olurdu.

    Aslında hiçbiri beşpara etmez
    Sevgisiz oldukça, burada bitmez
    Olur ya gün gelir birisi olur
    Belki de bu sefer O kabul etmez.

    O zaman son olur inanıyorum
    Seversem kimseyi görmezki gözüm
    Çıkarsa karşıma, ben sanıyorum
    Evlenmek isterim, bu da son sözüm.
    1 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. * orhan veli'nin öldükten sonra yayınlanmış bir şiiri. o da olmazdı ya, ölünce üzerindeki eşyalardan diş fırçası sarılı olan kağıtta yazılıydı bu şiir derler. belki de asla yayınlamak istemeyeceği şiirdi. hani olur ya , sadece kendimize yazdığımız yazılar vardır, başkasıyla paylaşmak istemediğimiz...
    ya da, sadece eskiz yapıyordu o kağıda. nasılsa tamamlarım, bir taraflarını düzeltirim düşüncesi vardı. nereden bilecekti ölümün 36 yaşındayken o'nu bulacağını. belki de hayatının şiiri olacaktı bu, hayatının kadınlarını, aşklarını anlatan en değerli şiiri olacaktı. belki de o yüzdendir yanında taşıması her daim. ah! o çukura düşmeyeydi keşke de biz de bilseydik üçüncünün ne menem bir kadın olduğunu , ya da beşinciyi neden geçiverdiğini.

    kağıdın eskiliğinden olsa gerek okunamamış üçüncü kadını anlatışı. yarım kalmış, (......)'ları doldurmak bize düşmüş.

    ..................... çıkar
    ..................... dururduk mahallede
    ...................... halde
    ..................... yan yana yazılırdı duvarlara
    ..................... yangın yerlerinde

    (tabi ki buraları doldurmak haddimizi aşar, saygısızlık olur üstada.) ilk iki aşkın ardından anlayabildiğimiz üzere, bu da ergen dönemi aşklarından. bütün mahallenin hayran olduğu, (cama) çıktığında herkesin (saygı duruşunda) durduğu, (herkesin adının, onunkiyle) yan yana duvarlarada yazdığı, (aşkından yananların külleri kalırdı) yangın yerlerinde diyebilecek kadar çok aşık eskitmiş, güzelden çok öte bir kadındı belki kağıdın eskimiş yerlerinde anlatılan. kimbilir...

    "beşinciyi geçip altıncıya geldim" dizesinde ki beşinci bence, dört ile altı arasında pek de önemli olmayan, kısa sürmüş platonik aşklarından birisi. belki de mahalleye taşınmış, ama babanın memuriyetinden ötürü çok kalamamış bir güzeldi. üstad son mısrada gerçek aşkını anlatıyor. hiç birinin o'nun yerini tutamayacağını, hiç birine o'na bağlandığı gibi bağlanmadığını söylüyor. o yüzden dedim beşinci o kadar önemli ya da gizemli olmayabilir.

    son aşkının sadece kadın değil, bir insan olduğunu, nazik ama kibarlık budalası olmadığını, mala mülke önem vermediğini, özgürlüğü, eşitliği, yaşamayı ve insanı sevdiğini, tüm bunlar yüzünden de kendisinin o'nu sevdiğini belirtmiş. daha öncekilerin kusurlarının sonuncu da olmadığını özellikle belirtmiş, belki de kafasındaki mükemmel aşkı anlatabilmek için önceki onbir kadını kusurlarıyla tanımlamıştır, kimbilir...
    1 ...
  13. 8.
  14. Kapatılmayan o belediye çukurunun erken ölüme götürdüğü cebinde bulunan son şiiri.Diş fırçasını sardığı kağıda yazdığı son şiirinde de
    Hürriyet demiş,eşitlik demiş; daha ne desin!
    Işıklar içinde uyu bir Garip Orhan Veli..
    1 ...
  15. 9.
  16. her erkeğin okuması gerektiğini düşündüğüm, orhan veli'nin tamamlanmamış şiiridir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük