sevdiğimiz her insanın yanlışlarında doğru, sevmediğimiz her insanın doğrusunda yalnış ararız. dostoveyski. Yanlışlarında doğru aramayın. Aşk acısı zaten umutlardan yaşanır, eğer hatalı o ise ilişki de onu olduğu gibi kabullenmediğiniz ve değişir umudu yüzünden acı çektiğinizi söyleyebilirim.
" değişir umudu " yüzünden acı çekiyorsunuz. Her genelleme gibi bununda yanlış olduğu bir algoritma vardır.
öncelikle o kişiyle görüşmemektir. fotoğraflar falan varsa sil, yak. her gördüğünde işkence yaşamaktansa silmek en iyisidir. zaten gün içinde bile onu sana hatırlatacak milyon tane şey olacak. hediyeler... at. affetme. bir de zaman tabii. arkadaşlarınızla vakit geçirin. hobilerinize verin kendinizi.
hayat bu sacma acilari cekecek kadar kiymetsiz ve uzun degil. yapilacak cok is var, görülecek yerler, yenecek yemekler kisacasi biriktirilecek anilar var. sagliginiz yerindeyken eforunuzu ask acisina degil hayata baglamaya harcayin.
eskiden şey derlerdi bizde:
Grip ilaçla bir haftada ilaçsız 7 günde geçermiş diye . aşk acısında da aynı reçete geçerli. sonuna kadar yaşamadan geçmez. sabret , sürece güven .
Saatlerinizi vereceğiniz bir oyun olabilir. Bende işe yaramıştı. Fallout evrenine bir girdim acıdan macıdan eser kalmadı diyebilirim, evet. Gerçi illa oyun da olmayabilir bu. Sizi onu düşünmeye iten boşlukları başka uğraşlara vermek diyebiliriz kısacası. Bu oyun olur, kitap olur, başka birine aşık olmak olabilir -ki geçen Habertürk'te dinlediğim bir Fransız felsefeci bunu öneriyordu- bisikletle Türkiye'yi gezmek olabilir. Gerçi biri vardı ne oyun ne başka uğraşlar acısını dindirmiyordu. Tabi liseyi bitirdi ve Sonra başkasını buldu üniversitede. Öncekini unuttu hatta bayramda konuştuk "ne malmışım hayatımın merkezine sadece birini almışım oysa kendimi almam gerekiyormuş ama bu acıyı da yaşamak lazımmış abi" dedi. evet hayat böyle. Duygular, acılar ve insanlar gelip geçici. Kalıcı olan hiçbir şey yok neredeyse.