Acınızı çektikten bir süre sonra bağışıklık yapacaktır. Buna halk dilinde uyuşacaktır da diyebiliriz. Ta ki birgün bir yerde karşılaşıp sol tarafınızın sızladığını hissedene kadar. Eğer adını koyduğunuz şey aşk ise muhtemelen bir daha sevemeyeceksiniz. Ama yine de kendinizi kandırmalısınız. Başka birini sevmelisiniz yada sevmeye çalışmalısınız.
sevgilinin terk-i diyar etmesiyle oluşan o boşluğu tekrar doldurmaya çalışmaktır. ben insanların bu çabayı niçin etik bulmadığını anlamıyorum. en başından beri, ana rahminden fırlatılıp atılmamızla öznelliğimizde açığa çıkan boşluğu kapatmaya çalışmıyor muyuz zaten?
sonuna kadar tadını çıkarın, bundan güzel bir Duygu yok.
yazdırır, çizdirir, hayal kurdudur.
yaşadığını farkedersin.
gidip açılmayın. bırakın film bitmesin büyü bozulmasın.
Benim bilmediğim tavsiyelerdir. Zira kendi derdime bile çarem yok, ki gerçek aşkın acısı geçmiyor. Geçmiş gibi görünüyor ama hala taze. Çocuğunu kaybetmiş anne gibi düşünün; yarası hala kanarken yaşamaya çalışıyor, ne kadar güzel bir hayatı olursa olsun içindeki o acı hiç dinmeyecek.
Çivi çiviyi söker mantığıyla hayatınıza başkasını almayın. Acınızı çekin, yaşayın, ertelendiği takdirde ileride daha kötü duygu patlaması yaşanabiliyor. Sosyal medyadan ne yapıyor diye ilgilenmeyi bırakın, aklınıza onu getirecek müzikler dinlemeyin, dışarı çıkın, kendinize vakit ayırın. Hayatın sadece ondan ibaret olmadığını anlayacaksınız. En önemli şey zamana bırakmaktır. Zamanla unutulmuyor tabi ki ama alışılıyor. Ona ulaşmaya çalışıp tekrar dönmesi için ikna etmeye çalışmayın üzülen siz olursunuz. Bir zaman sonra alışacaksınız elbette o zaman da kalbinizi başka birine açabilirsiniz.
birinin acısıyla başkasıyla konuşmak gibi bir ucuzluk yapmayın. üzülün, üzüntünüzü de kabullenip güzelce yaşayın. sonra zaten zaman sizi o acıdan söküp alacak ya seve seve ya da söve söve.
ergen tripleridir. bende yaşadım mı? evet yaşadım. ama zaman geçtikçe çok daha iyi anlıyorsun, kendinden başka kimseye gereğinden fazla değer vermemeyi. evet ilk başlarda belki bağlılıktan dolayı zor gelebilir ama inanın sonrasında yaşayacağınız pişmanlıktan daha az yakacaktır canınızı. her aşk, her evlilik, her sevgi aynı değil ya demeyin boşuna, hepsi aynı bok emin olun.
daha önce de söylediğim gibi küçük parmağınızı vurmanızla çektiğiniz acı ile aşk acısı beyinde aynı noktayı etkilemekte olduğu için aşk acısı çekenler küçük ayak parmaklarını sehpaya sağlam bir şekilde vururlarsa artık aşk acısı biter nur topu gibi parmak acısı çekmeye başlarlar. böylece acıyı iktisadi anlamıyla ikame etmiş olurlar.