bugün

Yaşadığim durumdur. En çok ihtiyacim olduğumda ağlayamamak Ne anlama gelir ki?
Büyüdük mü? Yoksa alıştık mı olanlara?
Merak edilen bir çok soruyu beraberinde getiren oldukça acı verici haldir.
yok öyle bi' şey. çıkar onu aklından. olmadı çek bi büyük, gözyaşı bezlerini bile siker, ağlatmayı bırak.
Acı eşiğinin artması ile karşınıza çıkan durum. Ayrıca depresyonun en dip halindede olmaktadır. Hıçkıra hıçkıra ağlamak ve ağlayamamak arasında çok ince bir depresyon vardır.
Su sıralar yasadigimdir. icimdekiler öyle birikti ki sanirim bir patlama ani bir bekliyorum. Ama insan aglayip rahatlamak ta istemiyor değil.
Kendimi en çaresiz hissettiğim zamanlardır.
insan ağladığında içindekini döker. Rahatlar. Bütün kini,nefreti,söylemek isteyip söyleyemedikleri,yaşayamadıkları,yaşayamayacakları,herşey saçılır ortalığa.
O yüzdende ağladığımız zaman kimse olsun istemeyiz yanımızda. Korkarız çünkü yumuşak noktalarımızın insanlar tarafından görülecek olmasından.
Ağladım!!! içimdekileri,kendimden bile gizlemeye çalıştıklarımı ortalığa saçmak için. Saatlerce ağladım.
Ve anladım ki ağlayamamak aslında dünyanın en kötü şeylerinden biriymiş.
Genelde başıma gelendir. Ben ağlamayı bir su deposundan tazyikli su fışkırması olarak görürüm. Yani ağlamak içindeki dertlerin bir anda dışarı atılmasıdır bence. Ama bunu yapamayınca bir süre sonra su deposu da patlıyor be sözlük.
Birgün çok fena ağlıyacam ama hadi hayırlısı.
uzun bir dönem boyunca ağlayan insanların sonradan yaşadığı durumdur. kendisine ya da bir başkasına ağlamamak üzerine verilen söz işin içine girdiği zaman değişkenlik gösterebilir.
Yanınızda sevdiğiniz birisinin olduğu ve güçlü gözükmeye çalıştığınızın göstergesidir.
elini kestiginde kan akmamasi gibi.
Halbuki kanasin ki ne kadar derin kestigini anlayabilsin insan.

ne demis sair, aglamak icin gözden yas mi akmali?
kim bilir, belki de.
Bakın bu sahiden çok fena bir durum. içim dolu, çok ağlamak istiyorum çünkü kalbim kırıldı, hayallerim yıkıldı. ama olmuyor.

Ühühü diye kendimi zorladım biraz olmuyor. Ağlayamadıkça derdim daha da büyüyor içime sığmıyor sanki.

Ağlayabilen insan şanslı insandır.
Valla ben de kardeşim. Ağlamaya başlayıpda acıdan farketmemek istiyorum. Acı içindeyim. Acı içindeyim.
Hevesin kursağa takılmasının zıttı olarak kabul edilebilir.
Mallıkla dolu senaryolar amına koyim.
'Ağlamak, insana verilmiş bir lütuftur.'

Bu söz sonuna kadar doğru sevgili yazarlar. Eskiden inanmazdım böyle şeylere. 'kasıntı insanlar, bir de bununla övünürler.' Derdim. Hala kasıntı ve övünenleri olması dışında bunun verdiği acizliği yaşayan insanlar var.

Ağlamak sinir atmanın ve rahatlamanın en iyi yoludur. Ama ya bir insan gözleri ne kadar dolarsa dolsun ağlayamıyorsa bunun verdiği yükü düşünebiliyor musunuz?
bana da olsa ya bazen bu. kırıldığım da üzdüklerinde beni ruhsuz ruhsuz etrafa selam çaksam, hayır kendimi biliyorum kafamda yine filler sevişir onu değiştiremeyiz bu benim. dışa vurmasam ya şu salak duygularımı..
ağlayamayanlara ve buna sorun diyenlere; insanlara çok derin anlamlar yükleyip değer üstüne değer verin, sonra sizi kırmalarını zevkle izleyin, ahah merak etmeyin ağlayacaksınız.. kendinizde suç bulmazsanız hüngür hüngür ağlayacaksınız.
Duygu katılığı nedeniyle meydana gelendir. Aslında kalbiniz ağlamaktan yanadır. Fakat gözünüzden damlaların akmasına engel olan bazı olumsuz yaşanmışlıklar vardır.
bende de olan durum. bi yumru gibi bişey oluyor içinde toprağı kuruluktan çatlamış bir toprağı sulamak gibi sanki ağlamak. ama olmuyor işte sanırım duygularımızı çok yutmaktan kilitlendik artık.
yaklaşık 13 senedir yapamadığım eylem, keşke biraz ağlayabilsem de içimdekileri bi nebze de olsa gözyaşlarımla dışarı atabilsem...
Çok başıma geliyor. Belki de birisi görür korkusu yüzünden. belki gururum yüzünden.
Kimse beni ağlatabilecek kadAr değerli değil hayatımda. Hiç bi zaman da olmadı açıkçası.
içimi kasıp kavuruyor, bir ceza sanki.
acıyla terbiye edilmiş insanların durumudur.

ağlayamayan insan aslında çok daha duygusaldır, çok daha hassastır.
sinirlendiğinde kendini kaybeder mesela, ya da güldüğünde fazla güler.

ben böyleyim, böyle olmam gerekti, böyle olmak zorunda bıraktılar...
tam olarak anlatamıyorum ama zaten tam olarak anlamanız da gerekmiyor, bilmeniz yeterli.
"çocuğun bu metaneti orada bulunanların kalbini parçalıyordu. zaten, bir felakete sükun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir."

diyerek anlatıyor bu duyguyu sabahattin ali.
erkeklik belirtisi. kadınlar surekli agliyor.