o narin vücuda hiç gitmeyen rapat gibi ayakları vardır. artık, 42 midir 43 müdür bilmem. bir de üstüne üstlük tutar! allı-güllü ayakkabılar giyer ki iyice kendini göstersin, ortaya çıksın. gece vakti yüzünü görmesen travesti zannedersin, yeminlen!
son yazisiyla benim de icimi parcalamistir (!). vay be kiz ne acilar cekmis dedirtmistir (!). onun cektigi aciysa o zaman ben öleyim lan. hatta ölmekten beter olayim.*
--spoiler--
size de yazık! oturdunuz klavyenin başına yazdınız, çizdiniz. hiç mi insanlıktan nasiplenmediniz?
--spoiler--
evet herkes yine klavyesinin başında ve şimdiye kadar çektiğin sıkıntıların acısını ''bu güne kadar hep ben çektim ama şimdi siktim ananızı'' edasında bi başka kadına, hele ki kanser gibi ciddi bi hastalıkla boğuşan bir kadına, yaşatmanı hala haklı bulmuyoruz. hadi sana müsade...
ayrıca
--spoiler--
Yayın yönetmenine sırnaşmadığım, mini etek giymediğim için bir sene maaşıma zam alamadım.
--spoiler--
ayşecik, ahu tuğba, müjde ar filmlerinin devri 80lerin sonuna doğru bitti. hadi şunu da yaşadım de de dramanın dibine vuralım.
yaşlı erkeklere olan ilgisini çocukken hayatında eksikliğini hissettiği bir baba figürüne bağlamıştım.
çalışkan da bi kızımızmış ilgi açlığı da burada demek ki.
çocukluk kişiliğin anahtarı sahiden.
kendisini eşine adayacakmış, ayşe hanım okur musun bilinmez ama sen dünyanı bir kişiye indirgersen o da giderse dünyan başına yıkılır demedi deme.
"sayfalarca küfürler ve beddualar yazan kişilerin şu hayatta başka derdi yok mu acaba?" diye düşündüren magazin figürü.
tutuklu vekiller, tbmm'deki yemin krizi, kadıköy'de içki içenlere bıçaklı çete saldırısı, 5 temmuz günü şehit edilen askerler, futbolda şike skandalı gibi konularda verilmeyen tepkiler ayşe özyılmazel'e verilmiş.
magazine bulaşmanın elalemin ağzına sakız olmakla bir olduğunu bile bile magazinel olmak için her yolu denemiş ve deneyen birisi ayşe özyılmazel.
gazetedeki köşesini kendi kariyerini parlatmak için kullanan birisi ayşe özyılmazel.
birilerine 'çakma' fırsatını yakaladığı anlarda köşesinden defalarca ahkam kesen ve aklınca doğruculuk ve ahlak savunuculuğu yapmış birisi ayşe özyılmazel.
hırs basmış gibi her alanda fırsat kovalayan birisi ayşe özyılmazel.
lakin küfürü ve sayfalarca 'telin'i hak etmemiş birisi ayşe özyılmazel.
daha önce birkaç şarkısını dinleyip dalga geçildğini, ali taran ile evlendiğini duyduğum kişi.
daha önce yazmadım hakkında. kaldı ki, ali taran'ın karısı kansermiş, onu yatağında bırakmış. acımasız değilim. çok da pamuk kalpliyim aslında. bu tür durumlarda kızarım, bağırırım, sinirlenirim. "vay bee helal olsun! vicdansız adaam" diyerek çemkiririm. çemkirirdim.
ama nedense, bu adamların evliliği bana en başından beri saf geldi. amaç belki reklam yapmak idi veya gerçekten aralarındaki duygusal bağ. bana ne dedim. sallamadım.
harbiden bana ne. her koyun diyorum, kendi bacağından asılacak diyorum ben her zaman. diğer duruma üzüldüm elbet ama olayları tek taraftan eleştirmek yorumlamak her zaman bize daha kolay geldi. ali taran'ın karısı tarafından herhangi bir açıklama gelmedi ya da ben duymadım. lan zaten bize ne yaa. duyarlı olmak bir yere kadar. benim duyarlı olmam onların hayatını değiştirmeyecek ki. koca koca adamlar, üç beş tane sözlük yazarını mı ciddiye alacak? elbette almayacak, en azından insanların düşüncelerinden haberdar olacaklar değil mi? zerre totolarında değildir eminim yazdıklarımız.
o yüzden daha önce burdan hiçbir şekilde yakarışta bulunmadım. bugünki yazısı ile içimi parçalamadı. ama çok samimi yazmış. eminim ağlamıştır yazarken. bu yanını düşünürken üzüldüm sadece. baba gölgesinde yaşamış, kendi başarıları gölgelenmiş ve bazı yaşayacaklarını ertelemiş olduğunu düşündüğümde üzüldüm. işin asıl karakteri, içindeki zehiri akıtmadan da bilemeyecektik. şimdi düşününce anlıyoruz ki herkes karşı çıkmış. kötü gün dostlarını tanımış bu insan. onun açısından bakıldığı zaman olaylardan psikolojik olarak fazlaca yara almış. kendisine ve ali beye evliliğinde mutluluklar dilemek düşer bize de. ali taran'ın eşine de sağlık diliyorum. başkası gelmiyor elden. elbet hiç kimse haketmez bu tür yaşamı. amaa kader dediğimiz o ince çizgi var ya; işte o çizgide karşılaşınca bazı şeyler yaralayıcı olsa da yaşamaktan geri kalamıyor insan.
ayşe özyılmazel taran'ın son sözü ile bitiriyorum entrymi; Hesaplar öbür dünyada kapanır, Allah'a emanet olun. Onun her şeyi bilmesi tek tesellimizdir zaten.
--spoiler--
''yaşadığım son bir ayı düşünüyorum; bana verilen armağanı''
--spoiler--
bugunkü köşesinden.
yazar burada range rover'dan mı bahsediyor, ali taran'dan mı bilemedim. aralarında şu diyolog geçmesi muhtemeldir.
ali - jeep' bindin mi
ayşe - bindim
ali - bi daha bin! *
ayrıca yazarken farkettim ne kadar basit isimler. ismini bilmediğimiz erkeğe ya ali ya ahmet deriz, kıza da ayşe. isimleri kadar basit bir evlilikleri olmaması dileğiyle. mutluluklar.
son birkaç gündür bu kızla ilgili duymadığım şeyleri duymak zorunda kaldım. bugün ki yazısını okudum. içim acımadı değil aslında, babasıyla ilgili bölümde çok hislendim açıkçası. bu kız öncelikle yaptığı işlerde başarılı olmak istemiş, belki de duymak istediği basit bir aferin di. babası önce düşmüş işinin peşine, sonra da genç hatunun peşine. evlerinde sadece ismi geçiyomuş babasının. malesef hayat büyütmüş tabi ayşeyide... özetle; bu kızın erkeklerde aradığı şey herşeyden önce babadır efenim.
uzuntuden olen gorulmemistir ama kanser 2. olum sebebi dunyada.. he uzuntu de kanser yapabilir tabii ama oyle bi uzuntu de icli adamlarca yasanir..
bu hatun her halukarda olmez.. korkmasin
ayrica da ilk defa bi hatundan babisko travmasina ve cocuklugundaki sevgisizligine filan ragmen nefret ettim.. genelde anlayisla karsilar sefkatle kucaklarim oysa ben bunlari..
dudagini da cok isirma ayse.. kan kaybindan olmezsin ama dudagin siser kocan malum , hastalikta tekme atma uzmani.. uzulursun..
sonuna kadar dayanırım sanıyordum ama bugünkü yazısı susma dedirtti. nasıl bir samimiyetsizliktir bu? elalem ne der demeyip basmışsın nikahı. bitti işte. ama bana böyle böyle diyorlar ühühühü deyip yalandan ağlamak nedir yani? samimi olsa şu yazıyı yazmaz, kimse umurunda olmaz, hayatını yaşar. buna ilave kocası bir yandan bu bir yandan twitter'da sayıp döküyorlar bir de. nasıl bir çocukluktur bu? gerçekten seven iki insan, elaleme laf yetiştirir mi yahu? sürekli hatasını örtmeye çalışan çocuklar gibi milyon tane bahane, milyon tane laf. müthiş reklam oldu. aferin size. bir de bu kadının kocasından ayrılma sancıları pörtlerse yakın zamanda, o da reklam serisinin ikinci kısmı olur. ne hoş!
kendi yaşadığı güzel duyguları ve mutluluğu samimi bir şekilde anlatmış kişi. iyi, tamam, hoş. ama arkada kalan kanserli bir eski eş var. bu gerçeği yok edebilecek biri var mı acaba ya da bir olay? bu kadar hızlı olmalı mıydı diye eleştiriyor insanlar ki gayet doğal. ayşe özyılmazel'in mutluluğu kimseyi rahatsız etmiyor ama bazılarının mutsuzluğu da görmezden gelinemiyor.
neco'nun kızı olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan, ite kaka ünlü yapılan, ama farkına varmadan medya maymununa dönüşmüş, toprak olduktan sonra adı sanı duyulmayacak kişi.
insanlar vicdanlarını susturmak için konuşurlarmış.Susunca vicdanlarının sesi delermiş kulaklarını çünkü.Kişinin bugünkü yazısı vicdanım sus der gibiydi.Bir de üzüntünün üstüne mutluluk kurulmaz gerçeğini unutmak ister gibi.
(bkz: #12266185) ve (bkz: #12259217)'de yazdığım gibi babasıyla ciddi sorunları olan, kendini dünyanın merkezinde gören, sadece ve sadece kendisiyle ilgili şeylerle ilgilenen ve aklı başında hiçbir arkadaşı olmayan yazarımsı, şarkıcımsı, çekici ama aklı karışık hatun.
son yazısı ile de beni haklı çıkarmıştır, tespitlerimi tek tek özelini yazarak ortaya dökmüştür. eğer buraları okuyorsa şimdi yazacaklarımı da iyi dinlesin, benden kendisine kardeş tavsiyesi: üni.de çok hoş bir kız vardı, muhabbeti çok çok iyiydi, harika bir enerjisi vardı ve çok çekici idi. neyse ben bundan hoşlanmaya başladım ve sonunda çıkmayı başardım ama gel zaman git zaman sonra kız çok itici gelmeye başlamıştı. çünkü tamamı ile kendisi ile ilgili şeylerle ilgiliydi. muhabbeti iyiydi ama o an kendi ilgilendiği veya kendisiyle ilgili bir durum varsa iyiydi, kendisi ve ilgi alanı dışında ki konularda üç maymunu oynuyordu. bunu farketmemle birlikte, hiç düşünmeden sevgili boyutundan kız arkadaşı boyutuna geçtim. çünkü ancak o zaman çekilir hala gelmişti. diyeceğim aman ayşecik dikkat et, fazla ben merkezli olmaya devam edip yeni kocacığını da kendinden hemencecik soğutma. ayrıca neden aklı başın hiç bir arkadaşın olmadığını da iyi düşün lütfen!