mimariden birşey anlamayanların yok olduğunu iddia ettikleri eser...
fatih sultan mehmet'in dar görüşlülüğü nedeniyle günümüze kadar gelmiş olan eser olarak da algılayabiliriz bu eseri... çünkü takribi son ele geçirildiğinden beridir sürekli olarak restorasyon görüyor bu eser... öyle çini kapatmak, haç kestirmek adına değil... o teknoloji fakirliğinde yapılan o devasa kubbelerin, kemerlerin sağlamlığı adına... dünyada başka bir hükümran yoktur ki yeniden yapılmasından daha büyük masraf harcayarak böyle yapıları canlı tutmaya çalışsın...
ve fatih sultan mehmet bu eseri camiye dönüştürerek, bizim dar kafalı insanımızın bir nebze olsun dünya görüşünü geliştirmiş, türk mimarisine yön vermiş, şu an hala camilerimizde kullandığımız kubbeleri oluşturmuştur... git bak bakalım arap'ın camisine kubbe nerede? onların o kübik camisinden çıkıp gel bir de selimiye'ye bak... ayasofya sayesinde gelişen türk mimarisi şu an türklerin tarihe kattıkları tek sanat eseri olarak anılıyor, sanatta bir tek mimaride borumuz ötüyor, kubbeli camilerimiz, zorba devlet adamlarımızın yaptırdığı saraylar sayesinde...
bizanslılara nispet fatih burayı camiye çevirmiştir, çünkü bizanslılar romalılar ki, ellerinin uzanabildiği, istila edebildikleri yerlerde ilk olarak eserleri yakıp-yıkan sonra üstüne bir haç asıp çekip giden insanlardı, fatih ise onlara verilecek en güzel cevabı verip, en övündükleri şeye kendi bayrağını astı... bizanslı olmak lazımmış bizim insanımıza yaranmak için...
fatih sultan mehmet'in, camiiye dönüştürerek içine sıçtığı mimari harika! zorba bir devlet adamı yüzündendir ki duvar çinilerinin ve tasvirlerinin hiçbiri sağ salim günümüze erişememiştir.
bu despot herif ki, ayasofyanın balkonunda, korkuluk boyunca, haç motifleri var diye kenarlarını keserek "+" şu halden "I" şu hale getirmiştir, öyle bir saçmalık ki düşünün artık. orta yerde çük gibi sırıtan bir mihrab oturtmuş ve at sikinde kelebek kıvamında çiniler yaptırmıştır duvarlara. bizanstan kalma çinileri ve resimleri de alçıyla kapttırmıştır.
velhasıl kelam güzelim tarihi mirasın ağzına sıçmıştır, şimdi düzelt düzeltebilirsen. hoş; orjinal haline çevirsen de çakma hali de ayrı bir miras nereden yaklaşırsan yaklaş, iki ucu boklu değnek olan yapı. tek bir fark, biri(orjinali) eski dünya tarihinin en görkemli yapılarından birii gurur kaynağı; diğeri * tarihin en büyük yüz karalarından biri, ibret alınmalıdır. ayıptır yazıktır günahtır.
güzelim fresklerin, mozaiklerin ibadet bahanesiyle oyum oyum oyulduğu, parçalandığı muhteşem yapı. bizanslılara nispet fatih camiye çevirmiştir. yıkılan, içinde barındırdığı bütün ulusları geri bırakan çağdışı bir düzene nispet, atatürk de müzeye çevirmiştir.
yunancası kutsal tılsım anlamına gelir. bizans imparatoru justinian'ın emriyle yapılmış muhteşem yapı. her şeyden öte aslında en önemli özelliğinin ne cami ne kilise ne de karenin içine oturtulmuş çember olduğu; esas olayının piramitlerden sonra ayakta kalmış en eski yapı olmasıdır. yaklaşık olarak 1500 yaşındadır.
içindeki cam parçalarından yapılmış garip pratik aletle o zamanlarda olan depremlerin şiddeti belirlenebilen cami.şöyle ki; 3 katlı camdan yapılıp duvara yapıştırılan bu alette her camın dayanıklılığı farklıdır ve ayırt edici olarak kullanılmıştır.ilk cam kırılırsa düşük,ikinci kırılırsa orta, üçüncü kırılırsa yüksek şiddetli deprem olduğu söylenirmiş.
kral 1. manuel komnenos zamanında 1238-1263 yılları arasında kilise olarak yaptırılmıştır, günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. fatih sultan mehmet'in trabzon u fethetmesinden sonra camiye çevrildigi bilinmektedir.
din ve inançlara hoşgörüsüyle (fatih sultan mehmed in hoşgörü fermanı) 700 yıl boyunca nam salmış olan osmanlı imparatorluğunun, belkide bu konuda en hassas olan, fethettiği yerlerde;
"onların din ve inançlarına dokunmayın, diledikleri gibi ibadet etsinler. onlar benim güvencem altındadır"
diyecek kadar hoşgörüye sahip olan padişahı bu kiliseyi camiye çevirmekte ve;
"kıyamete kadar cami olarak kalmasını vasiyet etmekle"
nasıl bir mesaj vermiştir ve bu mesaj günümüze uyarlanırsa nasıl bir mana çikarilmalidir, bunun üzerinde gerçekten düşünülmelidir.
entryleri okurken içinde venedik dukası dandolo'nun mezarı olduğunu öğrendiğim insanlığın ortak mirası mimari yapı. hala gülüyorum an itibariyle, sen koskoca başkomutan ol adın dandolo olsun.duka'da ayrı bi komik ünvan o da ayrı.
istanbul'da bizans imparatorluğu zamanında kilise olarak yaptırılan,fatih sultan mehmed'in istanbulu almasıyla camiye dönüştürülen,günümüzde ise müze olarak kullanılan tarihsel yapıdır.
hz cebrail tarafından kıbleye çevrilmesi olayını kim uydurmuş bilinmez çünkü ayasofyayı ziyaret etmiş herkes bilir ki kıblenin yönü cami mimarisine göre çaprazdır.
o donemlerde kutsal binaların mimarisi yarım küre şeklindeydi. devlet binaları ise küp şeklindeydi. ayasofyada bu ikisi birlesmistir. anti-laik bir hükümdardı sanırım. bunu yaptıran o zaman için gerçektende büyük bir iş başarmış; çemberi kareye oturtmuştur. bizim osmanlı mimariside hasetliğinden karşısına blue mosqeu ü yaptırmıştır. rivayete göre japon inşaat mühendisleri bu iki yapıya girmekten korkmuşlardır. çünkü çemberi kareye oturtmak günümüz teknolojisiyle bile çok zordur.