Yillar gecmesine ragmen dinlemekten vazgecemedigim tatli mi tatli bi o kadarda sevinli sarkicidir.Lise yillarinda tutulmustum kendisine ve sarkilarina, ve bugun farkettimki ne kadar yasim ilerlesede bir turlu o sesindeki adami baska moda sokan guzellikten vazgecemedigimi.Heleki bir alone parcasi vardir ki dillere destan.Ozellikle akustik parcalari asmistir artik,insani alir baska diyarlara goturur o derece.Hala onyargili olan varsa bu kiza hepsinin amk.
Kanadalı hayranı olduğum rock sanatçısı. Duygusal parçaları dinlenmeye değerdir. Güzelliği bir çok insan tarafından takdir edilmektedir hatta güzelliği şarkılarının önüne geçmiştir.
7-8 yıl önce "büyüyünce ben bunu bulup evlencem" dediğim sevimli kanada/ontario doğumlu punkçı. şimdiler de ise hem o kendini bozdu "im a bitch" diyen bir kız oldu, hem de ben büyüdüm hayal kurmayı bıraktım. bu da böyle birşey işte.
bu yıl yeni bir albümü çıkması beklenen yaşına rağmen hala çok güzel olan sanatçı. Kliplerinin başarısızlığı ve albüm çıkarma aralığı dışında pek eleştirilecek tarafı yoktur.
çocukluğumun, anılarımın tüm sevindiğim üzüldüğüm anlarında yanımdaki sesiyle hiç yaşlanmasın hep tutam tutam boyalı saçlarıyla kalsın kadınıdır. o değiştikçe insan da büyüdüğünün, hatıralarının yok olduğunun farkına varıyor maalesef. (bkz: get over it)
eski asi hali daha sevilesi olan şimdilerde kendini tikiliğe adamış kadındır. ama müzik konusunda kendince yeteneği vardır inkar edemem, en azından şarkıcıyım diye geçinip daha gitar çalamayan bir tip değil en azından.
kendisine uzun süre çamur attığım şarkıcıdır. en sonunda bir şarkısına denk gelip şarkının onun olduğunu bilmeden dinleyip çok beğenmiştim. uzun süre sözlerinden aramaya çabaladım. sonra orada kafam kadar avril lavigne yazısını gördüm. bu da bana kapak oldu.
küçüklük idolümdür kendisi. 10 yas civarlarimda sarkilarini odamda bagirip cagirarak neseyle soyledigim kusursuz insan. Sarkilarini bazen dinlemekteyim bana her ne kadar ergen deseler de. En sevdigim sarkisi skater boidur.
bir zamanlar anlatamayacağım derecede çok sevdiğim varlık. insan hiç görmediği-göremeyeceği bir varlığı nasıl böylesine sevebilir ki söz konusu tanrı değilse! belki ergenlik dönemine has bir duyguydu belki de değil ama hala bir şarkısını dinlediğimde tüylerim diken diken oluyor. gözlerimin dolduğu bile oluyor. hayat tek bir gün olsa o günü sadece onunla geçirmek isterdim. bir gün karşılaşacağımızı umuyorum ama korkuyorum "ya hayallerim yıkılırsa" diye. kim bilir belki de böyle saf şekilde kalman daha iyi hayallerimde.
I don't know how I'll feel,
Tomorrow, tomorrow,
I don't know what to say,
Tomorrow, tomorrow
Is a different day.
tüm güzelliğine rağmen bebek yüzünün verdiği ön yargı ve çıtıpıtılığıyla bir türlü yaşının havasını ve dişiliğini sergileme eylemini girlfriend klibine kadar geciktiren yabancı sanatçı kızımız.
malın tekidir ama iyi kız gerçekten. pek magazinsel olayları yok. varsa da çok azdır. isterdim ki ilk albümde olduğu gibi çizgisini bozmadan devam edebilsin. ama ne yalan söyliyim under my skin albümü de çok hoşuma gidiyor açıkçası. aynı albümde yer alan fall to pieces gibi bir parça varken don't tell me'ye klip çekmek ne kadar aptalca. her neyse, bunlar aşılabilecek sorunlardı ama çok geç tabi.
en çok zoruma giden şey ne biliyon mu? let go albümünden grammy'e aday gösterilen 4 single çıktı ve hiçbiri ödülü alamadı. ödülleri sikiyim çok mühim değil o. bu albüm gerçekten çok özel. üzerinde çok çalışıldı. işin beni ilgilendiren tarafı budur. dünya çapında 18 milyon kopya satmış olması bu söylediklerimi destekler niteliktedir. ne zaman complicated klibini görsem, ya da sk8ter boi parçasını dinlesem kent fm 101.1 geliyor aklıma. o zamanlar ya 2003'e girmek üzereydik ya da girmiştik. kent fm'le birçok parçayı tanıdım. her cumartesi akşamı top 10 listesi açıklanırdı adını unuttuğum dj tarafından. yine böyle bir gün teyzemlerdeydik. ben kuzenim ve diğer kuzenim başka bir odada kaset dinliyorduk teypten. erci-e, karakan, cartel falan. neyse işte. o gün listenin açıklanmasına az bir zaman vardı. hemen açtım radyoyu, buldum frekansı. birkaç şarkıdan sonra dj 10. sıradan başladı listeyi saymaya. yemin ederim ki o gün eminem'in birinci geleceğini biliyordum. hissetmiştim çünkü. hatta biz tezahürat yapıyorduk odanın içinde. eminem güm güm güm eminem güm güm güm eminem güm güm güm vs. sonra birinci liste açıklandı işte. tahminlerim doğru çıkmıştı. birinci sırada sing for the moment vardı. zaten the eminem show ve let go albümü hemen hemen aynı aylarda çıktı diyebiliriz. ha söylemeyi unuttum. peki bu anlattıklarımın avril ile ne gibi bir bağlantısı var. o gün listenin ikinci sırasında o vardı complicated parçasıyla. ikisini de çok severdim. hâlâ çok severim. müzik böyle bir şey işte, hissettirdiklerini anlatması zordur biraz.
her şey bir kenara dursun da, az önce çok özel olduğunu belirttiğim let go albümünde tomorrow gibi bir parça var kardeşim. bu şarkıyı tasvir etmek gerçekten insanı zor durumda bırakan bir durum. o yüzden kendimi sıkıntıya sokmak istemiyorum halihazırda ifade derdi gibi bir problemim varken. iyi ki böyle bir şarkı var. iyi ki böyle bir ses var. iyi ki böyle bir duygu aktarımı var. iyi ki 02:21 - 02:50 dakikaları arasındaki bölüm var. i'm with you parçası da var, hiç unutur muyum onu. ama aynı başlık altında onla ilgili duygularımı yazmıştım zaten.
tadından yenmeyecek derecede tatlı bir hatundur fakat vücudu biraz cılız kalıyor. tanışmamız lise yıllarına denk gelıyor. kaykaylı çocuklarla çektiği complicated isimli bir şarkıydı sanırım. gözlerimi alamamıştım. daha sonraları çıkardığı nobody's home ve i'm with you şarkıları baya bi beğenimi kazanmıştır.
