şimdi bu troll dediğimiz adamların sözlükte sınır tanımamasının en büyük sebebi ne? norm tanımadıklarında herhangi bir cezaya çarptırılmamaları. aynı mantık üzerinden tüm vatandaşları ateist olan bir ülkede sokakta bile homo seksler kol gezer. evlenme diye bir kültür olmaz. çocuklar kamplarda devlet tarafından yetiştirilir.
günlük yaşamlarını, 1442 yıl önce doğmuş bir din ve onun kurallarına göre düzenleyen insanlara günümüz dünya görüşü ve koşulları bağlamında bazı şeyleri anlatabilmek müşkül iştir.
buna mukabil deneyelim;
- ateizm, bir yönetim biçimi değil yaşama bakış biçimidir. dolayısı ile şer'i yasaların hükümran olduğu din temelli yönetim biçimlerinde olduğu gibi ateizmle bir ülke yönetilemez. mevcut yönetim biçimleri, ilgili kitaplar ve ansiklopedilerde ayrıntılarıyla açıklanmışlardır, merak eden açar okur.
- ateizm, teizm gibi kaderciliği ve teslimiyetçiliği değil akılcılığı, akla dayalı yaratıcılığı ve üretkenliği esas alır.
- ateist insan, hisleriyle değil mantığı ile hareket eden insandır. dolayısı ile alınan kararlar ve izlenen yollar her ne iseler akil insan mantığına uygun olmalıdırlar. bu bağlamda, misalen, tecavüze uğramış bir kadını recm ederek namusunu temizlemek yerine, ona bu zulmü yapan kişiyi cezalandırarak adaleti sağlamayı doğru bulur.
- ateist, dinsel inançları, o inanca sahip insanlar ile tanrıları ya da rabb'leri arasındaki bir köprü olarak görür. bu köprü üzerindeki gidiş-gelişler o kişilerin özelidir. ibadet olarak adlandırılan bu bağ kimseyi ilgilendirmeyeceği gibi karşı çıkılabilmesi de mümkün değildir. ateistin karşı çıktığı; dindarların dini vecibelerini yerine getirmek için kullandıkları mabedlerin inşası, bakım ve onarımları, bu mabedlerdeki dini hizmetlerin devam ettirilebilmesi için gerekli maddi ihtiyaçların, müminlerce kurulmuş vakıflar aracılığı ile değil aralarında ateistlerin, başka bir dine mensup insanların, hatta umumhaneler, meyhaneler, barlar, pavyonlar gibi dinen sakıncalı işletmelerden alınan vergiler yoluyla ve devlet eliyle karşılanmasıdır. din, sayıları ne olursa olsun belli bir kesimin dini iken devlet, egemenlik alanı içerisinde yaşam sürdüren herkesin devletidir. bu nedenle de her dinden, her mezhepten inanç sahibi olan ya da olmayan herkese eşit mesafede olmalı, diğer bir söylemle laik olmalıdır.
- ateist, dinsel ve ahlaki değerleri birbirinden farklı görür. ahlaki değerler, zamana, mekana ve toplumu oluşturan bireylerin yaşama bakışına göre değişim gösterebilirken, dinsel değerler sabittirler ve değişmezler. ateist, iyilik, güzellik, doğruluk ve yardımlaşma gibi aslen dinlerin özünü oluşturan ve tümünce de şiar edinilen evrensel değerlere sıkı sıkıya bağlıdır. bu bağlamda ve işin özünde varılmak istenen nokta aynıdır. farklılık ise izlenen yoldan, takip edilen rotadan ibarettir.
- kavram olarak ateizm, ateistler arasında iki farklı biçimde algılanır. bu farklılık, "tanrı tanımaz" olarak betimlenen ateistin 'tanımama kavramı'na bakış açısından kaynaklanır. tanımazlık, uluslararası literatürde 'varlığı inkar' değil 'hakimiyeti inkar'dır. misalen, kktc'nin tanınmamış olması onun var olmadığını göstermez, ancak bir devlet olarak çizdiği egemenlik alanının kabul görmediği anlamındadır. bu bakış açısından hareketle kimi ateistler; bir yaratıcının varlığını kabul ederlerken ona iman ve kulluk etmenin anlamsız olduğu inancındadırlar. kimileri ise tekil bir yaratıcının varlığını kökten ret ederler.
şüphesiz sözlerimiz; dini inanca sahip insanlara olduğu kadar o insanlara inançlarından ötürü sövüp-sayan ve kutsal değerlerini aşağılamayı kendilerine görev edinmiş sözde ateistleredir de.
Dünyanın en tepesindeki ülkeler hep laiklik ve akıl ile yonetilenler. islami ülkeler, dünyanın en dibinde, yalnızca kendi halkına psikopatca işkence edip hayatlarını zehir ediyorlar. Halka her seyi yasaklayip kendi zenginleri, seyhleri yurt disinda her boku yapiyor. Ortadoguda bütün ulkeleri dincilik adına daha yakın zamanda mahvettiler, hala utanmıyorlar, hala manyak saplantilarinin nelere yol açtığını anlamak istemiyorlar.
kuzey kore'de olanlardan farksızdır. şu an tüm dünya bir nevi ateizmle, yani tanrı yokmuş gibi, tanrıtanımaz bir şekilde yönetiliyor zaten.
egemen olan ülkeler kendilerini dünyanın tanrısı olarak görüp her yere, hukuksuzca müdahale edebiliyor. çok matah gördüğünüz bilimi ve aklı kötülüklerini büyütmek ve kolaylaştırmak için geliştirip alet edebiliyor.
dünya yeteri kadar boktan bir yer değil mi? sebebi de gün gibi ortada. kendini tanrı gibi gören, insanları kendi çıkar ve planları için kobaylaştıran ateist liderler. yasalarının full seküler ve ateistlerin yoğun olduğu en barışçıl ülkede bile intihar oranlarını düşüremiyorlar. öyle ateist militanların düşledikleri gibi pembe huzurlu bir ateizm ülkesi yok. anca ütopya kitaplarında olur o.
en komiği de kendi yaşadığı tarihsel dönemini mutlaklaştırıp mantık yürütenler. ulan tarihte müslümanlar dünyada iyi kötü bir güçken, hakimken veya dünyayı dengeliyorken refah sahibi değiller miydi? kendi bilim adamları yok muydu? yaptıkları icatlar, geliştirdikleri bilim dalları yok muydu, devasa zenginlikleri veya orduları, kendi döneminin en ileri silahları yok muydu sanıyorsunuz? tüm savaş, veba, ölüm, yıkım ve yoksulluklara, arzın çok sınırlı kapasitesine rağmen dünya halkları o zaman mı daha huzurlu, mutlu, idealist tiplerdi şimdi mi? gün gibi ortada. boşuna kıvranmayın. temel fark bilgi, insan ve sermayeye yaklaşımla ilgili.
