PKK terörünün cafcaflı olduğu yıllar. 90'ların başı...
Operasyona çıkmış dağlarda siperde olan askerler ile trt ropörtaj yapıyor.
Nerelisin vb sorular ile klasik vatanseverlik görev millet şehadet yönlendirmeleri sorular ile askerlere moral veriyor ailene gençlere ne mesaj veriyorsun diye sonlandırıyor.
Siperde 4-5 asker, bir askere nerelisin diyor asker Konyalım diyor.
Sorular falan.
Diğerine dönüp burada soğuk kar yağmur da zorlanıyor musunuz diyor. asker, bozuk bir Türkçe ile vatan görevi için geldiğini söylüyor. Korkmadığını görev vatan için öleceğini söylüyor.
Cümleleri kurarken düşünüyor, düzgün cümle kuramıyor. Konuşma zorluğu çeken özürlü gibi.
Muhabir ropörtajı elinden gelse kesecek ama durumun gerekliliği, ortamın hassasiyeti, askerin yanında 3-5 arkadaşı var ayıp olmasın diye sabrediyor.
Muhabir diğer askerlere sorduğu klasik yönlendirme soruları askere sormuyor, kısa kesmek için ailene bir mesajın var mı diyor.
Asker "anne kardeşler Türkçe bilmez onlara.." muhabir "tabi, anladıkları dilde olabilir" diyor.
Genç asker mükemmel akıcı bir Fransızca ile ailesine selamlar söylüyor.
Babasına Türkçe merak etme ben iyi diyor.
Hâlâ aklıma geldikçe yutkunurken zorluk çekerim, boğazım düğümlenir.
Evet, benim babam da Türkiye doğumlu değil.
AB vatandaşlığı alma hakkım var. Strazburg sözleşmesi, vatandaşlık hakları gerekçeleri ile çifte vatandaşlık hakkı sahibi olarak bunu kullanacağım.
Yani, Atatürk gibi Yunan (!) PKK ile dağlarda çarpışan Fransa'dan askerlik için gelen Fransız (!) Gibi ben de Romanya vatandaşlığına geçip gavur (!) Olacağım.
Eğer Atatürk gibi Yunanlılar (!) Olmasaydı Kurtuluş savaşı olmazdı.
Kurtuluş savaşını kahramanları bir inceleyin.
Toplumun önüne çıkıp bu ülke insanların üzerinde ölü toprağını atıp, milleti ayağa kaldıran devlet kuran insanlar önderler bugün TC sınırları içinde doğan insanlar mıydı?
Şahsen benim hiç umrumda değil ama olsa olsa hain bir yunan olur. Onların karşısına çıkmış mı, çıkmış. Yeni baştan bir devlet inşaa etmiş mi, etmiş. Halkı özgür mü, özgür. Dağılın uleeennn!!!
Bak burası çok önemli!!!!( bunu demeyince anlamıyor bazı mallar)
Sene 1881... selanik, Osmanlı toprağında....
Bak burası daha da önemli...(mallara sesleniş vol:2)
Osmanlı gün geliyor onun bunun g.Tünü yalarken çeşitli ülkeler tarafından zaptedilmeye kalkıyor.
Vaktiyle osmanlı toprağında olan selanik doğumlu bir Osmanlı paşası kalkıyor, dağılmış olan bir ülkeden yeni bir ülke var ediyor. Ve bu yeni ülkeyi var ederken topraklarında doğup büyüdüğü şehrin artık ait olduğu ülkenin askerlerini , bir vatanı kurtarmak uğruna denize döküyor...
Ve sen ey mal evladı şimdi yaşadığın ülkeyi o "yunan" dediğin kişiye borçlusun.!!!!
Ulan keşke adam bunca ileri görüşlülüğü içinde bu günleri de görüp, sarımsak Osmanlısına da deyip kalsaymış yunan topraklarında.....
Edit 1; selanik 1912 8 kasim'da osmanlı topraklarından ayrılmıştır.
Edit 2; gurcistan 1877'den beri osmanlı topraklarında değildir. Anlayana...
Yaptığı yeniliklerle ülkeyi bir kültürden başka bir kültüre çağ atlatan , siyasi ve ülkelerarası başarıları olan bir lider kişidir kendisi.
Fakat benim anlayamadığım şey bir ülkenin en çok sevilen liderinin sürekli sağından solundan çekiştirerek farklı gösterme çabası saçma sapan eleştiriler yapılmasına anlam veremiyorum.
Bu arkadaşların kafasına empati yaparak da ulaşamıyorum.
Nasıl bedevileşeceğinin telaşına düşmüş Hira dağı çocuklarının,
" tanrı dağı çocuklarına bugün nasıl küfür etsem " temalı çalışmasını içeren başlık...
Değil üstünüzü başınızı, münasip yerinizi de yırtsanız tarih sizin defterinizi dürüyor. Hükümsüzsünüz. 7 yüzyıl bedevi zihniyetiyle buraya kadar... Geçmiş olsun...
Ne mutlu türküm diyene, sözünden anlaşılacağı üzere türk değildir.
Zengin, ne mutlu zengine demez. Ne mutlu ki zenginim der,
Fakir ne mutlu zengine der.
Sıhhatli adam, ne mutlu sıhhatliye demez, ne mutlu ki sıhhatliyim der. Ne mutlu sıhhatliyeyi sıhhatı bozuk adam der.
Burada m kemal şuuraltı baskısıyla, düşünmeden vehmeden bunu ağzından kaçırmıştır. Bir insan türklüğüyle iftihar edecekse, ne mutlu ki türküm der. Ne mutlu türküm diyene demez, ne mutlu türküm diyene lafı hasret ifade eder. Yani ben diyemiyorum, ne mutlu diyebilene anlamı çıkar.
Anne adı zübeyde,baba adı ali rıza ,makbule adında bir kız kardeşi olan mustafa kemal isminde bir yunanlı:) yunanlıları denize dökmesine girmiyorum bile...