hakikaten doğrudur rahmetli iyi içermiş, 2 kilo rakıyı ağzıyla da içermiş. zira alkol kullanımından doğan en ufak bir rezalet günümüze rivayet edilmemiştir. ne yapmış atatürk, içki içmiş, bak sen hele. adam bir evi olmadan 42 yıl ömür geçirmiş. çocukluğundan, cumhuriyeti kurana kadar evim diyebileceği bir dört duvar sahibi olmamış. tüm benliğini önce osmanlıya, sonra çağdaş demokratik türkiye cumhuriyetine adamış. devlet meseleleri ile gece gündüz ilgilenmekten eviyle karısı ile ilgilenememiş, yuvası yıkılmış. ölürken anasının yanında olamamış, bir helallik alamamış. yedi cihan üzerine çullanmaya çalışırken, beraberinde kendi ülkesindeki yobazlar dahi memleketin dört bir tarafında isyan üzerine isyan çıkartırken, o dimdik karşılarında durmuş. dönemin emperyalist güçlerine, ambargolarına boyun eğmemiş. o ve arkadaşları o rakı sofralarından gencecik bir bağımsız ülke ortaya çıkarmışlar. o beğenmediğiniz rakı sofralarında ağırlanan kişileri bir irdeleseniz, dönemin çağdaşlaşma ve demokratikleşme hamlesi içerisinde o rakı sofralarının ne anlama geldiğini belki anlayabilirsiniz.
hatta iyi bir çocuk olursanız, belki kendisinin her şeyden önce bir insan olduğunu dahi görebilirsiniz.
Lider vardır biraz fazla kaçırır alkolü 70 yıl söylersiniz lider vardır ülkedene ne var ne yok fazlasıyla kaçırır akrabalarına kaçırtır bir Cumada Allah derken görürsünüz 2 gün sonra esamesini okumazsınız.
içkinin haram olması, atatürk'ün içmemesini gerektirmez. insanların hakkında gıybet yapmak zaten içki içmekten daha büyük bir günahtır. ayrıca ; bazı eblehlerin de gelip burda "siyasi yanlışlarını tartışın" dediği ulu önder atatürk'ün tek siyasi yanlışı, saltanatı kaldırmak ve cumhuriyeti getirmektir. bu ülkeye cumhuriyet fazladır. dikdatör anlayışıyla yönetilmelidir ki o zaman; burada hariçten gazel okuyan arkadaşlarımızın hepsi "padişahım çok yaşa" diye çığırtkanlık yaparlar.
-bana bak kazım*, bağımsızlığı tekrar kazanıcam. yönetim şekli cumhuriyet olacak. laikliği de getiricem.
+mustafa çok içm...
-ilerleyen senelerde hatay'ı da referandumla alacağım, kan dökmeden.
+mustafa çok kaçırmışsın abi alkolü, hadi yatalım geç oldu.
Atatürk şunu yaptı,atatürk bunu yaptı. Bırakın adam ne yaparsa yapsın. yok kürtlere yanlış yapmış yok alkolü biraz fazla kacırmış vay efendim neymiş niye cumhiriyeti kurmuş şeriat olsaymışta falanmışta fıstıkmış. Adam yıkılmış bi milleti haritadan silinmiş bi ülkeyi kurtardı görevini layığıyla ve fazlasıyla yaptı. O bir askerdi ve ülkesi için savaştı ülkesi içinde öldü. Alkolü fazla kacırmışmış az bile almış. Sırtında bu kadar yük taşıyan bi insan bu yükü içmeden nasıl kaldırsın ? Millet sevglisinden ayrılınca alkolik oluyor kendini acılardan kurtarmak için kendini alkole veriyor.Adamın ülkesi elden gidiyor ve ondan başka hiç kimse ülkesini onun düşündüğü kadar düşünmüyor. Atatürk bilmiyor muydu istanbul hükümetine yalakalık yapıp krallar gibi yaşamayı ? O secilebilecek en zor yolu secti tek başına bir milleti kurtardı tek başına bir ülke kurdu. O yüzden bu adamı tartışmayın artık bırakın ne yaparsa yapsın. Yanlışta yapsa sonuna kadar hakkı dogruda yapsa. Bunları zaten biiyoruz ne anlatıyorsun kardeşim sen diyorsanız eğer ozaman hiç girmeyin böylesi tartışmalara.
atatürk koskaca bir milletin sorumluluğunu üstlenmişti. ilk zamanlarda halktaki fikir ayrılığı bile insanı yıpratmaya yeterdi. sen herkesi aynı çatı altında birleştir, sıfırdan bir millet yarat ve aynı zamanda devrimlerinle milletini daha iyi yerlere taşı. alkolü belki de bu kadar sinir stresin altında rahatlamak için kullanıyordu. eğer az da olsa onu rahatlatıyorsa ne güzelmiş. hem bizi neden bu kadar ilgilendiriyor ki, durup durup böyle bir olayı afişe etmeye gerek bile yok. sonuç ortada...
yaşadıklarına bir bakalım:
1-daha çocuk yaşta annesinin başka birisi ile evlenmesi ve buna isyanı
2-evden uzaklaştırılmak için dini bir okula gönderilmesi
3-ne yapıp edip, o zorluklar ve yalnızlık içinde rüştüyeye girmesi
4-çöken bir imparatorluğun önemli bir askeri olarak, o cepheden ötekine savrulması
5-balkanların, doğduğu yerlerin ellerinden alındığını görmesi
6-kafasının her an, her dakka çalışması, bir sürü fikrinin olması ama o fikirleri uygulamaya dökecek zemini yakalayamaması
7-nihayetinde uygun zeminde, sonu belirsiz bir yola çıkışı
8-gencecik bir cumhuriyet kurması ama o cumhuriyetin halkının kendi kafasındaki halktan fersah fersah uzak olması
9-halkı ve genç cumhuriyeti bir eksene oturtmak için yıllarca çaba sarfetmesi
10-deha deyip geçiyoruz ama işte pratikte işler kolay olmuyor, ihanetler, siyasi çalkantılar, dış devletlerin tehditleri, halkın cahilliği, çöken bir imparatorluğun küllerinden bir devlet yapma zorunluluğu, bozuk ekonomi ve kendi frekansının ve dehasının en yakın arkadaşlarından bile çok ilerde olmasından dolayı, çoğu zaman frenlenmesi.
başka türlü kalkılır mı bu işin altından, nihayetinde o da insan.
mustafa kemal paşa nın o savaşları içersinde toprakta top ve mermi sesleri eşliğinde uyurken nasıl bir stres içerisinde olduğunu hiçbirimiz bilmiyoruz. bir kedi nin arabanın altında kaldığına şahit olduğunda 3 gün bulanık s.çan insanlar ; binlerce insanın birbirlerini boğazlamak için kapışmasına şahit olmayı anlayamazlar. üstelik onlara "mermin bittiyse süngü tak, yere yat" diyebilmeyi hiç tahayyül edemezler. savaş, onu birkaç gün yaşamış insanları bile, bütün hayatları boyunca yamultan çok acı bir tecrübendir, bir sürü film seyrettik hepimiz 2.dünya savaşıyla ilgili, vietnam savaşıyla ilgili...o filmlere konu olan bütün şahıslar gerçek şahıslardır. savaş insanın psikolojisini bozan,sinirlerini bir daha hiç düzelmeyecek şekilde mahveden bir olgudur.
bundan sonra mustafa kemal paşa hayatının ilk dönemlerinde bir "dünya savaşı -1.cisi- yaşamış ve üstelik bu savaşlar da sorumluluk almış, ve gene de üstelik o sorumluluklarının üstünde , düşündüğü şey yanlış çıkarsa idam edileceğini pekala da bilerek (anafartalar- osmanlı ordusunun , mermisi ve cephanesi bittiği için "genel geri çekilme emrine " yarbay mustafa kemal in uymaması ve askere "mermin bittiyse süngü tak yere yat" demesi) bir deyişle "kelle koltukta" bir hayat sürmüştür. türkiye cumhuriyetini kurana kadar da o zamana kadar ki en büyük otorite olan padişah ın emriyle verilmiş bir "idam"fermanıyla birlikte yaşamış ,bir adamdır.
bunları konforlu koltuğunda oturup, sütlü kahvesini yudumlarken "entry" giren sözlük yazarı anlayamaz.
normal şartlar da mustafa kemal paşa´nin o yaşadıklarından sonra kafayı sıyırıp, eline bir direksiyon alıp sokaklarda "dandini dandini dastanaaa" diye gezinmesi gerekirken, arada bir "bir yudum rakı" içerek kendisini sakinleştirmesi, sakinleştirebilmesi ; onun ne kadar güçlü bir insan olduğunu gösterir. buraya yazan kaç şahıs acaba bir top un mermiyi fırlatırken ki gürlemesini duymuştur ? sen ondan bile altına s.çarken, bizzat cephede savaş komuta eden adamın kafasını anlayamazsın.
churchill de alkolik ti. ike - eisenhower- çok sağlam scotch içerdi. biz onların halet-i ruhiyelerini anlayamayız. dresden bombalandıktan sonra hiç sebep yokken kaç adam intihar etmiş, hiç okuyan var mı acaba?...savaş görmemiş adamın savaş görmüş adamı değerlendirmesi mümkün değildir. burada yapılan da bu hatadır. biz, o adamlar için "süt çocuklarıyız" mustafa kemal paşa bu başlığı okusa herhalde gülerdi.
çeşitli sebeplerle içse de atamız bizi bir nokaya kadar getirdi ve bize yeni bir ülke bıraktı, o arkadaşlarını kaybetti içti, annesini özledi içti, eşiye sorun yaşadı içti ve yarasın. insanın seçimidir içki.
şimdi gelelim içmeyenlere
1: konuşurken bile atatürk demeye çekinenler
2: ülkeyi lime lime satıp parçalayan en ucuz özelleştirmeyi biz yaptık diyenler
3: ananı da al gitçiler
4: dünyanın gözü önünde van münüt diye racon kesmeye kalkıp yardım götürüyoruz lafına bile kimseyi inandıramayanlar *
5: türk milletinin başında olup araplara halkından fazla özen gösterenler.
atam sen içmekle çok iyi yaptın, senin ileri görüşlülüğün ve senin zamanında çıkan ayaklanmalardan bugünü tahmin edişin belki de kafa dağıtmak için alkol tüketmene sebep olsa da afiyet olsun bal şeker olsun. içmeyenler bu hale getirdiyse içenlere razıyız... mekanın cennet olsun.
milletin hakkında neredeyse tez yazdığını görünce insan şaşırıyor.
bunun tek cevabı olabilir,yüz cevabı olabilir ama o kadar da önemli bir şey değildir.
ne sebepten içiyorsa içsin kendi tercihidir ve bunun tartışılması kadar saçma bir şey yoktur. önemli olan siyasi yanlışlarının tartışılmasıdır. alkol ha içmiş ha içmemiş, bize ne ?
mustafa kemal atatürk bu ülkeye bir liderin sağlayabileceğinden kat ve kat fazla katkıyı 15 yılda sağlamıştır. bazı hataları da olmuştur tabi ama katkılarının yanında bunlar devde kulak kalır.
Atatürk Türk ordusunun yetiştirdiği en şerefli askerlerden biridir. O aldığı eğitimle, disiplinle istese de Alkolik olamaz. haliyle onun ölümünü Alkole bağlayıp, keşke içmeseydin be atam yapacak çok işin vardı demek sağ gösterip sol vurmaktan başka bir şey değildir.
Ha gerçi kırk yılda bir iki kadeh atan adamlara bile öcü muamelesi yapan insanların bolluğunda Atatürk'ün rakı sofraları Türk düşmanlarına elbette ki batacaktır.
57 yasında vefat ettigi düşünüldüğün de 1950 leri görebilseydi en azından 2 dünya savaşı sırasında başımızda olsaydı suan siyasi ekonomik ve sınırlarımız açısından çok farklı bir konumda olabilirdik.ama alkol kullandığı için o büyük adamı eleştirmeye hakkımız olmadıgını düşünüyorum. 57 seneye bu kadar çok şey sığdıran başka bir insanoğlu olduğunu zannetmiyorum.
Ama sunu da göz önünde bulundurmak lazım.milli mücadelede ki 5 silah arkadaşından 4 U 1930 lu yıllar da artık karşısındaydi. bazı arkadaşları kendisine ihanet bile etmişti.1934 den sonra tamamen yanliz bir adamdı artık.kendi de artık bu durumdan çok şikayetciydi. hayatı savaşlarda gecmis bir adam olarak memur hayatı o onu çok sıkıyordu.hatta kişisel notlarında "hergün yaptıgım teksey sabah 1 saat imzaları atmak sonra aksama kadar kahve içerek gunün bitmesini beklemekti''diyor. bir zaman kafasına cumhurbaşkanlığını bırakıp başbakanlığa geçmeyi bile düşündü.hem sıkıcı olan Çankaya hayatından sıkılması hemde daha aktif olarak kafasindakileri gerçekleştirmek istemesiydi sebebi. bu kadar büyük bir adamın üstü olabilecek kimse yoktu.zaten kendi de bunu kabullenemezdi.çünkü devleti Kuran kendisiydi ve devletin bası olmak zorundaydi.bu da onu çaresiz bir yanliz adamlığa itiyordu.tek eğlencesi Çankaya sofralariydi.tabi her canlı gibi o da o güne kadar yaşadığı büyük acılar gördüğü aci manzarlar basında ki sorumluluklar yanlizlik gibi nedenlerle kendini alkole çok kaptırmıştı.kim olsa acılarını dindirmek için bunu yapardı. o büyük adamın yerinde kim olsa en fazla 40 yıl dayanabilirdi bu kadar yorgunluğa.kısacası bunun için onu suçlamak ona yapılacak en büyük haksızlık olur.bize düşen kendinden verdigi ödünler ve tüm benliğini halkına adadığı için ona karsı olan sorumluluklarımızı yerine getirmek.
öncelikle teknikhavaci arkadaşımızı cesaretinden dolayı kutluyorum. zira ne kadar dikkatli seçersen seç kelimeleri, eleştrilerini ne kadar yumuşatırsan yumuşat, bu ülkede Gazi Mustafa Kemal'in yaptığı şeyleri sorgulamak zordur. zaten bu konu dışındaki şeyleri ne kadar sorgularsan sorgula bir şey çıkmaz. doğru yapmıştır. fakat, şu an ata'nın yaşadığını düşünüyorum bir 5 yıl daha, şimdiki halden daha farklı olurdu her şey. evet insan düşünüyor ve düşünmek suç değil.
hayatını halkına adamış bir adamdı Gazi Mustafa Kemal, Atamızdı, atatürk'tü o. fakat şu an yanlış bir şeyler görüyorum; o da sorgulamaktan korkmak. evet haklı yada haksız teknikhavaci atam daha fazla yaşasaydı demiş. doğru da demiş. ama o da kendi hayatını seçmiş ve yaşamış. saygımız sonsuz, minnettarız. ama teknikhavaci haklı be atam keşke 5 yıl daha bize ve kahpe dünyaya dayansaydın da biraz daha sağlam atılsaydı ülkenin temeli, geleceği. lakin görüyoruz ki sağlam değil. çözülüyoruz, sorgulamıyor, öğrenmiyor; sadece yalakalık yapıp, geçmişle övünüp bugunü unutuyoruz.
ekleme gereği duydum, zira bu ortamda insanlar yanlış anlaşılabiliyor:
her şeyden önce ATATÜRKÇÜYÜM, cumhuriyetçiyim, demokrat ve antimilitaristim. annem kürt, babam türk, annanem kapalı, dedem ermeni, babamın annesi alevi, kardeşim açık ve modern bir türk kızı. diğerlerini söylemeye gerek yok çünkü liste uzuyor.
atatürk'ün duygusal bir kişiliği olduğunu gösterebilir.balkanlar da,trablusgarp'ta,çanakkale'de sonrasında kurtuluş savaşında silah arkadaşlarını,anadolu bağrından yetişmiş gencecik çocukları osmanlı hanedanın aç gözlülüğü ve alman sevdası yüzünden kaybetmiş bir asker.oyunlar oynayıp yetiştiği ,belki de ilk defa aşık olduğu selanik'e bir daha adım atamıyacak olması da bir başka kederlenesi durum .arkadaş ne yapsın adam o da insan be.