gerçeğin ta kendisi. Bir gün atatürk, inönü ve dönemin diğer ileri gelenleri zikir çekiyor. 4 saati devirmişler herkes kan ter içinde. eski teknoloji Havlular yetersiz. Olay denizli'de gerçekleştiği için mahcup olan denizlililer havluya yatırım yapmışlar. Denizlideki havlu sanayisinin gelişme sebebi de budur.
Evet rahmetli haydar baş'tan duyunca bana da komik gelmedi değil. Lakin bu duruma falih rıfkı atay'ın çankaya'sında rastlayınca da şaşırdım doğrusu. Noktasına virgülüne dokunmadan yazıyorum.
"Çocukluğunu ve gençliğini yakından bilen kılıçoğlu hakkı bana yazdığı mektupta der ki:'ailece pek yakındır. Zübeyde mollayı ikinci defa kocaya veren benim büyük kaynatam şeyh rıfat efendi'dir. Mustafa kemal tatillerde selanik'te sılaya geldiği vakit büyük kaynatamın tekkesine gelir, ayin günlerinde dervişler halkasına katılarak, huuuu huuu, diye kan ter içinde kalıncaya kadar döner, dururmuş."
Atatürkün ne kadar dindar olduğu safsatasını ne dini ne seküler hiçbir kesime benimsetemeden bu dünyadan göçen bir sahte atatürkçünün, kendi hayal gücünde kurguladığı üfürük hikayelerle atatürk düşmanı yobazların eline malzeme veren komik söylemi.
özellikle ramazan aylarında sahura kadar olan zaman diliminde yaşanan hadisedir. ama yaverleri torunları artık ramazanda hemde toplum içinde rakı bira içiyor.
sonra da nasreddin hoca demiş ki : "-e be köftehor; görmediğin, kayda değer, ikna edici bir ispatı olmadığı halde "vedat uşaklıgil, zsa zsa gabor, çarşafla kaçtı..." şayialarına inanıyorsun da zikir çektiğine mi inanmıyorsun?"
Atatürk ün başka şeyler(!) için kan ter içinde kaldığı günler sayesinde bugün Cumhuriyet in kollarindayiz.
Zikiri çekip, her haltı kendine hak bilenlerin Ortadoğu zindanında çürümediğimiz için kendisinin terine müteşekkirim.
rivayete göre gece 12 başlar 4 gibi bırakır 5 gibi uykuya dalarmış. torunlarıda kafa çekip köşe başlarında sızıp kalıyor buna anlam veremedim. gerçekten çok yazık.