merak ettiğim bir husus olmakla beraber, kanımca müslümanlık ile alakası olmayan devletlerden bahsedilmekte, onların medeni kanunları vs. türkiye cumhuriyeti'ne kopyala yapıştır yapılırken aynı zamanda ekonomik ve politik düzenlerin de zaptedilmesidir.
"4 arvat bir adam, karılar hayvandır miras falan alamazlar, bu miller maldır başlarında çoban gibi bir padişah gerek, köylüler öküzdür bildiğiniz tüm vergileri kesin, herkes tebadır kuldur sıçın ağızlarına" vs ideolojilerine ters düşen bir anlayıştır.
pratik olarak gözlenebilen hadisedir.
atatürk'ün medeni devlet anlayışı ne demektir, açıklayabilen beri gelsin önce. bir de yobaz devlet modeli mi öngörmüş, onlarımı karşılaştıracağız. fransız bayan zırvaları kimseyi ilgilendirmez, önemli olan devletin aldığı şekildir. yeni türkiye cumhuriyeti'nin icraatıdır. pratikte ne görülebiliyorsa ona bakmak lazımdır. öncelikle; devletin yönetim şekli, ondan sonra idare modeli, halka yapılan yatırımlar, eğitim öğretim hakkı, kadınlara verilen haklar. bunlar irdelenmeden, incelenmeden boş boş cümle kurup bakınmak tarihten zerre nasibini almamakla eşdeğerdir, vahimdir. kimi kopyalamış, kime yapıştırmıştır. kendi bağımsız devletini kurup, kimseye yalakalık yapmadan kendi pratiğini yaşamaktadır mustafa kemal'in cumhuriyeti. ondan sonra gelenlerin hatalarını-özellikle medeniyet anlayışlarını-kendisine maletmek doğru değildir.
insana insan olduğu için değer veren anlayıştır. şeriat anlayışına tabi ki terstir, çünkü şeriat anlayışı nüfuz çabalarından ve egemenlik hırsından başka bir şey değildir. şeriatmış. pehh... şeriatın yücelttiği bir tane devlet göstersenize bana. hepsi pis, gerizekalı insanlardan oluşan arap ve acem halkı. yer altındaki mirasları da tükendikten sonra ne yiyip ne içecekler merak ediyorum.
bilime, hukuka, toplumsal kalkınmaya, sosyal refaha, cehaletin ortadan kaldırılmasına, tam bağımsız bir egemenlik anlayışına, uluslararası arenada söz sahibi olunmasına vs gibi kalkınmışlık ölçülerine verilen önem ve bu önem sayesinde kat edilen mesafedir atatürk'ün medeni devlet anlayışı.
bilim için kimi ülkelere öğrenciler gönderilmiş, hukuk için kimi devletlerin hukuk sistemleri örnek alınmış, iktisadi kalkınma için iktisat kongreleleri düzenlenmiş, cehalet için yeni alfabe geliştirilmiş, eğitime önem verilmiş, egemenlik için kapitilasyonlar kaldırılmış, var olan uluslararası dengede ayakta kalma ve güç kazanma çabaları gösterilmiş gibi gibi bir dizi önlem ve adım atılmıştır bu muhasır medeniyetler mertebesine erişebilmek için.
netice ne olmuş? avrupaya giden öğrencilerimiz geri döndüklerinde batının ilminin irfanının yanında örf ve adetlerini de alarak ilk toplumsal yozlaşmanın temellerini atmışlar genel itibarıyla, getirilen hukuk sistemini uygulaması için zamanla gösterilen çabalar yetersiz kalmış ve hukuk kimilerinin tekeline, güdümüne girmiş, devletçilik anlayışı çerçevesinde toplumsal iktisadi kalkınmaya yönelik atılan adımlar bir bir özelleştirilmiş, sermaye sahipleri devlet tekelinden çıkıp özel sektör diye tabir edilen uluslararası pazarlarca nemalanılmış, ülke sömürülmemiş belki kimi ayrıcalıkların kaldırılmasıyla fakat zamanla dolaylı olarak kimi büyük devletlerin güdümüne, yanlış politikalar neticesinde girilmiş, dengenin dengeleyicisi konumundan uzaklaşıp kimi devletlerin neredeyse vesayet rejimine varan güdümleri o veya bu şekilde kabul edilmiş falan filan fıstık.
netice olarak kemal'in gösterdiği hedefe durmadan yürüyeceğine şerefi üzerine and içen biz gençler veya dünün gençleri, bugünün koşullarında elleri kolları bağlı, veya bağlı olmasa da ceplere hapsedilmiş bir şekilde yalnızca izleyip ona buna bok atmak suretiyle memleketi kurtarma çabasına girmişiz.
tam bağımsız, uygar, eğitim düzeyi yüksek bir millet, bilim ve sanat da söz sahibi çağdaş milletler seviyesinde, medeni bir türk devleti olması için gereken bütün devrimleri ve alt yapıyı hazırlayarak gerisini türk gençliğine emanet etmiştir.
