çok berbat bir yerdir, kesinlikle gidilmemelidir. burası gibi berbat, sıkıcı, pis ohoo daha neler neler olan yerler arasında bozcaada, cunda sayılabilir. güneydeki ultra herşey dahil beş yıldızlı oteller en güzel tatil mekanıdır, tatil boyunca otelin kapısından girilir yenilir içilir yüzülür salak animasyonlarla eğlenilir tatil bitişi hemen şehrinize dönülür.
cennetten bir köşe mekandır. antik kenti, deniz kıyısında şarabı, balığı, harikulade manzarası ile tam kafa dinlemelik yerdir. athena tapınağında oturup denizi izlemek insanda filozof olma hissi uyandırır.
sevgiliyle gidilesi yerdir, siz tutup da arkada$ grubunuzla giderseniz bu mekana çok ama çok sıkılırsınız.
velhasıl minicik bir yerdir. zaten yolda gelirken resmen ecel terleri dökmü$ olmanın sıkıntısıyla muhte$em bir yer görmeyi hayal edersiniz, bakarsınız ki minicik bir yer. iki adımda yürünüp bitirilebilecek bir mekan.
vefakat;
yıldızların en çok görünür oldugu yer, arnavut kaldırımlarında sevgiliyle yürünesi; oturup sakızlı kahve içilesi, deniz kıyısında oturup yunan adalarını seyrederken restaurantlar içinde canlı performans sergileyen gitaristlerin dinlenesi oldugu mekandır.
güzeldir ama dedigim gibi çok sıkılabilirsiniz.
sakin güzel belde. tuzu nedeniyle sadece 5 dakika içinde kalınabilecek, ancak berraklığı ve sıcaklığıyla saatlerce içinden çıkmak istemeyeceğiniz denize sahip gidilesi görülesi yer.
sahildeki dondurmacıdan anında pişirilen külahlarda muhakkak dondurma yenilmesi gereken güzel yer. o dondurma unutulmaz, kuyruk varsa da beklemeye değer.
Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyünde yer alan kent, andezit kayadan bir tepe üzerine ve eteklerine kurulmuştur. Kentin yerli halkını Leleglerin oluşturduğu ve i.ö. 7. yüzyılda Midilli adası'ndan gelen aiollerce iskan edildiği biliniyor. antik kentten günümüze gelebilen etkileyici bir çok yapısı içinde i. ö. 348 - 345 yıllarında Aristoteles'in ders verdiği gymnasionu ve akropolisindeki Athena Tapınağı oldukça ünlüdür. i.ö. 540 - 530'a tarihlenen Dor düzenli tapınağın sütunları kısmen restore edilmiştir. Bu düzendeki tapınaklar içinde Anadolu'nun en erken örneğidir. (Gökyüzünden arkeolojik Türkiye)
1950 lere kadar palamut yağı ticareti yapılan yer.bugün assos limanında hala eski taş palamut depolarını görebilirsiniz.şu an otel ve restoran olarak kullanılmaktadır.
sahil şeridini gezmeye başladığınızda ilk rotanız olur genelde.
küçükkuyu dan assos a giderken ilk göze çarpan çadırla tatil yapanların hatrı sayılır olduğudur.
denizi ürkütücü derecede düzdür çarşaf ve ötesi...
assos kendine has kitle yaratmış, sakin huzur dolu bi belde, belli ki müdavimi çok.
otel pansiyon yönünden de çok alternatif mevcuttur.
giden minibüsler burdan behramkaleye uzanır.
biraz yorulup tepeyi aşındırdığınızda göreceksiniz, assos mükemmel bir manzaraya sahip antik kenttir. bünyesinde hala kazınmayı bekler.
karşısında midilli adası boylu boyunca çevreler.
aşağıda tiyatrosu yer alır. deniz kıyısında da dikkatli incelerseniz eski limana dair kalıntıları görürsünüz.
bikaç not:
- turistik eşyalar için biraz duygu sömürüsü yapabilirler, fazla aldanmayın derim.
- ulaşım konusunda araç saatlerini takip edin.
- müzekartınız yanınızda olsun.
- şehrin tiyatrosunu sona bırakırsanız abzürt bir durum oluyor.
sizi götüren dolmuş aşağıdan binmiş olduğunuz için, lüzumsuz ekstra 1 tl fazla isteyebilir şaşırmayın bu yüzden.
- su alıp durmayın, bi sürü çeşme mevcut serinlemeniz için.
gidilecek bir yer değildir. ne adam gibi yolu, ne de temiz bir denizi vardır. ayrıca otelleri çok kötüdür ve yemekleri berbattır, yukarıdaki köyü de pistir, ortalık hayvan pisliğinden geçilmez, kötü kokar.
yani kısacası kötü bir yerdir. havası pistir, ortalık magandadan geçilmez. tarihi bir güzelliği falan da yoktur. güzel kızlar da hiç gelmemektedir. gitmeyin, sakın gitmeyin. onun yerine marmarise, bodruma falan gidin, assos'u hiç boşuna kirletip dejenere etmeyin, güneye falan inin, assos'a sakın gitmeyin.
ayrıca söylemeyi unutmuşuz, diskosu, barı falan da yoktur.
kimse bilmesin. öğrenmnesin tarzı dileklere bo bol amin diye karşılık verdiğim cennetten kopup dünyaya gelmiş huzurun mutluluğun şiirin resmin aşkın antik çağların diyarı aşık olduğum bir kaç yerden biri
çanakkale'de, anadolu'nun en batı ucuna yakın bir yerde bulunan antik kent ve tatil mekanıdır. midilli adası'na uzaklığı 10 km'den azdır. denizin hemen ardından yükselen, yaklaşık 150-200 metre yüksekliğinde bir tepe üzerinde yer alır.
denize girmek için üstüne yer bulamadığım favorim. iki yerinde de ayrı ayrı denize girilmelidir: birincisi antik liman. genelde iskelelerden girilir, kayalıktır, deniz kestanelerinin ayağa batma riski vardır. o nedenle de berraktır, suyu serindir. eşsizdir. ikincisi hemen onun doğusundaki uzuuun kadırga sahilidir. oradaki çakıllı deniz de berraktır. dalgalarla bile pek bulanmaz. çabuk derinleşir. kuzeyden esen rüzgarda tadına doyulmaz. gün batımında sakinleşen suda zaman geçirmenin tadına doyulmaz. edremit körfezinin en güzel denizidir özetle.
assos'u 1991'de keşfettik, aşık olduk. bugüne kadar pek fazla değişmedi. bir kaç yeni ve iyi tesis dışında. sit alanı olması yararlı oldu. yolunun sapa olması da. bundan sonra da fazla gelişmeyecek, bozulmayacaktır tahminimiz.
karşıdaki ayvalık adaları ile yunanistanın midilli (lesvos) adası ayrı güzellik katar manzarasına. midilli'nin akşam ışıldayan köylerini merak edip durduk. midilli'ye gidip, oradan assos'a baktık, uzaktan hiç bir çekiciliği yok.
7 liraya alinan saraplarin 60 liraya kakalandigi antik sehir.
Sarap kulturunuz yoksa bira ya da raki icin. En azindan ne kadar kaziklandiginizi bilirsiniz.
