Durduğum yerde dayak yediğim yer.
Ne oluyordu nasıl oluyordu bende anlamadım amk.
Insan normal dururken dayak yer mi lan ?
Bacak, omza!
Yok lan o öyle değildi..
Neyse..
eğer bu iş askeri eğitim için yapılıyorsa hiç bir şekilde askeri eğitim almadığımı ve benimle birlikte olan hiç kimsenin de almadığını rahatlıkla söyleyebilirim. o halde neden var?
Yapmayı planlamadığım, dünyanın en gereksiz eylemlerinden. Profesyonel olarak icra edilmesi bir nebze daha anlamlı fakat bunu her türk erkeğinin "vatan borcu" diye doğuştan sahip olduğu bir borç olarak görmek ve insanları kendi istekleri dışında bir şeyler yapmaya zorlamak kesinlikle mantıksız.
Hani savaş olur, zorunluluktan yaparsın anlarımda, ben ebesinin amı kadar kuantum fiziği çözmüşüm, elektriği havadan iletip florasan yakıyorum... Sonra hayatında toplam 10 kitap okumamış, daha schrödinger bile diyemeyen adamdan emir alıcam, bak sen...
Patates soy, tuvalet nöbeti tut, koş, şınav çek.. Çok lazım şeyler, vatana tuvalet nöbeti tutma borcum varmış amk. Heisenberg belirsizlik prensibi de neymiş, patates soymak varken. Hiç.. *
şubatta kısa dönem yapacağım vatani görevdir. üniversiteyi bitirdikten sonra yüksek lisansımı ve asistanlığımı yarıda bırakarak askere gitmeye karar verdim. zira iş hayatına atılmak için sürekli bu engelle karşılaştım. ben de lanet ederek akademisyen olmayı düşünmediğimden mütevellit yüksek lisansı bırakıp ilk fırsatta bu kamburdan kurtulmaya karar verdim.
Bununla birlikte 10 gün önce tırnak batmasıyla alakalı bir ameliyat geçirdim ayağımdan. yarın dikişler alınacak ama gidene kadar tam iyileşmezse diye içimde bir korku da yok değil. bunun için doktor raporunu da yanında götür diye tavsiyeler aldım.
Varsa eğer bu kardeşinize yardımı dokunacak yazarlar, mesaj kutusunu şenlendirmesi rica olunur.
Her gün komutanların egosunu tatmin edeceksem, şurası güzel gözüksün diye 5 metrekarelik alanı askerlerime 2 saat boyunca temizleteceksem, günde 3 öğün çıkan yemeği aşçı sınıfında olan askerler yerine fırıncı ve inşaatçı yapacaksa, dışarıda yüzüne tüküreceğim adamlara zorla saygı duyuyor gibi yapıp esas duruşta bekleyeceksem, 38 yaşındaki adamı 22 yaşındaki astsubay çavuş yerin dibine sokup küfürler edecekse;
ona buna selam verdiğin, orda burda nöbet tuttuğun vakit kaybı. bir insanı 25 yaşından sonra adam etmeye çalışırsan anakartı yakarsın. son derece mantık dışı bu uygulamanın, bu tiyatro nun sonu ne zaman gelecek merak içindeyiz.
askerden kaçarken akademik kariyer yapmaya başladık alesdi yds idi derken. kısa dönem bile olsa gözünde büyüyo insanın bu boşluk.şu da bi gerçek orda tuvalet nöbeti tuttuğum için burda rahat uyuyacaksınız.
Hudut branşında karakol komutanı olarak yapılmaması gereken gereksiz nevaledir. Karakolu üstünüze yaparlar ve her şeyden siz sorumlusunuzdur. Tüm bu sorumluluk yeter mi tabi ki yetmez bir de üzerine kaçakçılık ile boğuşmanız gerekir. Sorumluluk sahanız olan sınır hattından biri geçerse Bölük komutanı da size geçer. Tabi bu göreve geldiğinden itibaren çarşı olayını filan unutun yok öyle çarşı filan. Bir de sınırı geçmeye çalışan kişiler illaki olacaktır ve sen havaya ateş etmekten başka bir şey yapamazsın. Ama onlar sana ateş edebilir sorun yok.
Öncelikle gamsız olunduğu taktirde gayet rahat bir şekilde yapılacağını düşündüğüm eylem. Şahsım adına pek müsait bir durumda olmamama rağmen boş vaktimden uykumdan feragat edip bol bol kitap okudum. Amacı kafamı rahatlatmak ve bir nebze olsun kendimi bulunduğum ortamdan soyutlanmaktı gidecek olanlara tavsiye ederim.
2011/2012 tarihleri arasında kıbrıs çamlıbel/er bulduk polat kışlasında askerlik görevimi ifa etmekteyken, çarşı iznimde isim ve rütbe belirterek, taburumuzda bulunan 343. kısa dönemler adına sayfalarca pasajlar oluşturmuştum. hepimizin belirli şikayetleri ve ifrit olduğu durumlar mevcuttu. kışlamızda yaşanan akıl dışı olaylar, türk ordusunu küçük düşürecek nitelikteki uzman/subay/astsubay tutum ve davranışlarını konu alan yazıyı dilekçe halinde genelkurmay'a bildirmiştim.
yaklaşık 10/15 gün sonra kıbrıs'ın komutanı, tümgeneral kışlamızı ziyaret etmiş, bütün kısa dönemleri kışlanın en donanımlı odasına toplayıp, oluşturduğum yazıyı cümle cümle duraksayarak, gözlerimizin içine bakarak okumuştu. cümlelerim de yer alan, dilime pelesenk olan kelimeler okundukça da arkadaşlarım dönüp bana bakıyorlardı. zira yazı oldukça ağır içerik barındırıyordu. buna rağmen tümgeneral, yazılanları dikkate alacağını, olumsuzlukları biz terhis olana kadar gidereceğinden bahsetmiş, tabur ve bölük komutanlarına muhtelif emirler yağdırmıştı.
ilerleyen haftalarda isim ve rütbelerini açıkça bildirdiğim kişilerin hal ve hareketleri büyük ölçüde iyileşme göstermişti.
geceleri yatağımda uyurken, 20 yaşındaki çocukların ağladıkları anda kimse farketmesin diye büründükleri halleri artık görmüyor, hissetmiyordum. hepimizin yüzü gülüyordu.
samimi bir dostumun kardeşi bu yıl askerliğini kıbrıs semalarında yapmakta, en son telefon görüşmesinde,
- 2012'de bir şikayet/olay olmuş, bu sebeple rütbelilerin eskisi gibi sert/lakayt olmadığından bahsetmiş.
onur duydum.
sorumlu bireyler olarak bizlerin askerlikten korkmaya, ürkmeye yaşanacak detaylara pandomim sanatını icra ettirmeye hakkımız yok. askere gideceğiz ki ordu sorgulansın, demokratikleşsin ve elbette ki arınsın.
beyninizi korku hissinden soyutlayıp fütursuzca üzerine gideceksiniz. rutine dayanıklılık ölçünüzü belirleyecek, sıramatik ve numaratör'ün olmadığı sıralarda haftalarınızı geçireceksiniz. ihtiyaçlar piramidinin en alt basamağında yaşayacak, zaman yönetimini öğrenip, sabır yetkinliğine erişeceksiniz.
konuşacaksınız zira,
" sadece konuştuklarınızdan değil, sustuklarınızdan da sorumlusunuz. "
biz bugün soluduğumuz nefesi,
gözü yaşlı annelerimizin yavruları, küçük tavşancıkları, evlatları, oğulcukları,
çoğu daha üzerinden çocukluğunu bile atamamış,
şimdilerde yüksek yerlerde açan çiçeklerimiz,
" öl " emrine gözü kırpmadan " emredersiniz " diyen
türkiye'de zorunludur. askerliğin medeniyetin gelişmesini engellediğini söyleyen vicdani retçilere kafam girsin. orada aldığın eğitim, temel askeri eğitimdir. seferberlik zamanında askere alındığında bilmen gerekenlerdir.
Güzel Türkiye'mizi korumak amacıyla zorunlu olan , sadece erkeklerin yapabildiği , ülkemize olan saygıyı vazifeyi yerine getirerek gösterdiğimiz ama son dönemde bedelli askerlik çıkarılarak tekrar sınıf ayrımı oluşulması sağlanan kutsal vazifedir