Okuyor olmasaydım bu yazın ağustos'ta muayene'ye gidip 2012 yılında herhangi bir ay ve gün'de gideceğim 15 aylığına devletin karısı olacağım yegane disiplinler ordusudur.
dünyanın her ülkesinde mecburi bir vatan görevi olan uygulamadır. dünyanın dedim çünkü bazıları bunun sadece türkiye de olduğunu sanıyor.
asker sayısı ve askerlik süresi ve diğer konular konuşulup düzenlenebilir. ancak "niye askerlik yapıyoruz canım" demek iyi niyetli bir açıklama değildir en hafif ifadeyle.
o zaman çek git askerliğin olmadığı başka bir ülkeye, tutan mı var. devletin vatandaşa, vatandaşın devlete karşı görevleri vardır. okulda vatandaşlık dersi görmediniz mi siz?
mülteci kabul eden yığınla ülke var, köpek gibi çalıştırıyor ve ağzına sıçıyorlar insanların. tercih senin, boşuna vızıldama.
öyle karnından konuşarak "neden askerlik var ki" romantikliği ile fazla yaşamaz insan. gerçekler acıdır, biber de acıdır. erkek adam askerlik yapar.
milyonlarca liranın profesyonel olmayan bir ordu için akıtılan, bugün dünyanın tek tuşa basması ile toz bulut olabilecek, gençliğimden 1 sene alan, sanki diğer milletlerin insanları askere gitmeden vatanını sevemiyormuş gibi gösterilen, "Namus borcu" lafı konulup çok sevdiğimiz arabeske bağlayıp karşıt fikirleri mahalle baskısıyla önleyen, vatanın milletsiz olamayacağınıi milletin devamı için savaşmak değil akıl yürütmek olduğunu kavrayamayan, sıçacağı deliğin yerini bulamayan insanlarla karşılaşılan, herkesi tek tip görüp farklılıkları göremeyen düz bir zihniyetin bu ülkeye kattığı bir namus borcudur.Ülkeyi yönetenler ülkeyi satsın biz de gelin kızın namusunu kurtarmaya çalışalım.
her türk elinde piyade tüfeği ve kamuflajla doğar. sonra askerlik çağına gelince kullanmak üzere devlet tarafından el konulur. inansanız da inanmasanız da böyle bu. atalarımız da böyleymiş. valla diyorum olm ben diyorum inanmıyonuz mu ?
askerlik konusunda çok az tecrübem var ama genel kanaatim milyonlarca vasıfsız bireyin bir araya toplanmış olmasıdır. savaş olsa bir çoğu yüzünden kaybetmeyeceğimiz yerleri bile kaybederiz.
askerlik kesinlikle bir meslektir ve meslek erbabına bırakıp yetenekli olanları eğitmek gerekir.
yakın zamanda yapacak olmamdan dolayı stres yaptığım zorunluluktur. her ne kadar kısa dönem olsa bile bundan 4 yıl önce bıraktığım okul sonrasında kaçak durumuna düşüp(ki kütüğüm farklı yerde olduğu için haberim yoktu) sonrasında gelen polislerle beraber götürüldüğüm ve ertesi muayene olduktan sonra soğudum vatani görevdir. askerlikten soğutmak bir suç olmasına rağmen ki benim bu entry'imde kimseyi askerlikten soğutmak gibi bir amacım yok ayrıca çok da kutsal olduğunu düşünürüm ancak gel gelelim askeriyenin kendisi insanları askerlikten soğutmaktadır. kısaca askerlik muayenem şu şekilde gerçekleşmiştir. 50 metrekare bir oda düşünün içinde 50 kadar muayene için gelen insan, hepsi çıplak sadece iç çamaşırlarıyla duruyorlar. sonra o şekilde ter kokuları içinde ki bir de yazın gitmiştim. bildiğin kurbanlık hayvanlar gibi boy, kilo hesaplanıp sırayla işte rezil bir ortamda renk körü müsün, vücutta yapısal bir bozukluk var mı vs diye 3-4 doktorun önünden geçiyorsun. en sonda tabi rütbeli bir asker var artık binbaşı mıydı neydi o onaylıyor. tabi ondan önce bir de cinsel organ muayenesi var ki yani niye yapıldığını asla anlamadığım ve artık nasıl hayvanlarız diye düşünmeye başladığım tek zaman dilimi o andır. adam elinde sopa, bildiğin hayvana bakar gibi bakıyor ve bu sırada tüm diğer insanlarda utanmadan size bakiyor herhangi bir kabinde falan yapilmiyor. o da yetmezmis gibi aklı sıra rütbeli komutan da bakıp espriler yapıyor. şimdi 1 saat içinde bunları gördükten ve yaşadıktan sonra insan haliyle biraz tedirgin olabiliyor. o yüzden askerlikten soğutmak bir suçsa en büyük suçlu ortadadır.
ülkemizde vatani görev diyip bu ülkenin evlatlarının göğüslerini gere gere kınalar yakılarak uğurlandığı yer. ve yine ülkemizde geliri düşük aile evlatlarının sınırda görev yapıp şehit olması geliri yüksek aile evlatlarının milletvekili çocuklarının ise bir şekilde oralara gitmemesi. herşeye rağmen komando olmak için sıraya girerken bu kınalı kuzular zengin çocukları bi şekilde gitmemektedir sınıra vb.
Vatani vazife. Ne zaman ve ne kadar uzunlukta yapıldığı ile ters orantılı bir şekilde bünyede etkileri vardır. Öngörülen yaşta * gidildiğinde sıkıntı yaşamak olasıdır. O yaşta anne-babasından bile emir almaya alışık olmayan genç bünye bir anda asker ocağına düşünce yalpalayacaktır. Çoğu duyguyu asker ocağında tecrübe etmek genç nesillerde iz bırakabilir. Bu anlamda karakterini de şekillendirecektir ki bu nokta önemlidir. "Üniversite okuyayım, bir de cila niyetine yüksek lisans patlatayım." şeklinde bir tavır ile askere teslim olmak bir nebze de olsa yüreklere su serpebilir. Bu durumun sıkıntısı ise, karakterine*ters düşecek hal ve oluşumlara karşı siper alma ihtiyacı duymaktır. Bakıldığında her iki yaşta da benzer sıkıntılar vardır. Fakat; yine de, ilerleyen yaşlarda askerliğin mentalitesini-tabiri caizse mantığını-anlama süresi kısalacaktır. Zaten ne olup bittiğini anlayana kadar askerlik vazifesinin de sonlanacağı gerçeği karşısında yapacak fazla bir şey yok gibidir. Herkesin askerlikle ilgili bir anısı vardır ve o anı ne kadar küçük de olsa emin olun ki saatlerce anlatılabilecek kadar uzundur.*Sivil hayatta bir daha giremeyeceğiniz yerlere girmek*, göremeyeceğiniz insanları görmek* ve belki de yapmayacağınız şeyleri yapmak* için ideal yerdir asker ocağı. Duruşu, fikirleri ve yönetimiyle hayat felsefenizi gözden geçirmenizi sağlayacak subaylarla karşılaşabileceğiniz gibi tüm bu kazanımlarınızı bir çırpıda silebilecek ve sizi omuzundaki rütbeleri hangi amaçla almış olabileceğini düşünmeye sevk edebilecek komutanlarla yüz göz olabileceksinizdir. Sonuçta terazi dengeyi bulacak ve teskereyi hak edeceksinizdir. Hayırlı teskereler!
yan gelip yatma yeri olmadığı gibi sırt üstü yatma yeri de değildir.
askerliğin ikinci gününde hali hazırda hala komutanlık yapan bir zat ziyarete gelir. askerliğin şanından ve yaptığımız işin şerefinden bahsetmeyi müteakip yat komutu verir. önce herkes birbirine bakar ardından sivri zekalının biri sırt üstü yatıp kollarını yana uzatır, bi anda müthiş bir etkileşim olur ve 300 küsür kişi birbirine bakarak aynı hareketi yapar. komutu veren dışındaki komutanlar garip hareketlerle birşeylerin ters gittiğini anlatmaya çalışır ancak o anda yapacak birşey yoktur. komutan arkasını döner ve gider.
"adam edilecek yer" gibi yanlış tabirle anılan yer,
her askerliğini yapan adam olsa idi, bu ülke düyanın en gelişmiş ülkesi olurdu.
askerliğini yapan 100 kişiden 99 u adam olmuyor, o bir yalan hatta askerden evvelki halinden daha da kötü hale geliyor, o kalan 1 inin ise olup olmadığı meçhul.
8 gün sonra hayatımdan bir daha geri girmemek üzere çıkacak, türk silahlı kuvvetlerinden nefret etmeme neden olmuş angarya.
milleti vatan millet hayyayoyaaohooo diye gaza getirenlere inat içine girip görmüş bir insan olarak diyebilirim ki insanlığın bu kadar yerlerde süründüğü, insanın hayvandan da aşağı seviyelere itildiği başka bir yer yoktur. insanın insana eziyet yeridir askerlik.
halkı askerlikten soğutmak suç ise bu suçun türkiye'deki tek faili tsk'dır.
askerlik zevkli bi şey. diskosu var 24 saat açık, komando dansı gibi kendine özgü yöresel bi dans çeşidi var. beyitleri var pim çek bomba at gibi öz, akan kan vatan için lirik ögelerle süslenmiş dizeler.
askerlik onlarca kişinin osuruğuyla uyumaktır, onların horlamasını ninni sanmaktır.
uzun dönemlerin bir süre sonra üst devre zırhına bürünmesinden mütevellit koğuşlarda cep telefonunu yalnızca kendilerinin kullandığını öğrendiğim, alt devrelere bilumum artistliğin yapıldığını sıkça duyduğum kurum. vasıfsız insanların eline fırsat geçince nasıl insanlıktan çıkabileceklerini bire bir göreceğiz. hadi bakalım...
