gelişmiş hiçbir avrupa ülkesinde olmayan(yani var ama vicdani red de var) ülkemizdeki bazı delikanlıların ''hayatı öğretiyorlar sana lan'' diye destekledikleri gereksiz olay.
ben bir birey olarak hayatı öğrenmek istemiyorum, hayatın kötü yönlerini görmek istemiyorum. sen benim hayatımla ilgili karar verme hakkını kendinde nasıl bulabiliyorsun?
insana hayvan gibi yeme-içme alışkanlığı kazandır.
her arazi olunduğunda* ya kantine gidilir ya da gazinoya, arazinin sonucunda mide mükafatlanır.*
bi de herkesin askerlik deneyimi farklıdır bakmayın kimsenin anlattıklarına siz, sonra göt olabilirsiniz.
yaptığım süre boyunca 19 gün hapis yattığım, oda arkadaşımla tekme tokat kavga ettiğim, kilometrelerce dağ bayır yol yürüdüğüm, komando envanterinde bulunan çoğu silahı******* ve cihazı deneme şansı bulduğum, bana sabırlı ve dirayetli olmayı öğreten, türk subayı hakkında fikir sahibi olmamı sağlayan, türk erkeğinin yaşaması gereken süreçlerden biri.
paşa eşlerini* devletin resmi makam aracıyla kuaföre götürmek/getirmek, uzmançavuş'un askeri lojmandaki evine badana yapmak, başçavuş'un fini köpeğini gezintiye çıkartmak, ağaca, taşa, toprağa, demire ve bakır ve bilimum alaşıma selam durmak gibi devletin bölünmez bütünlüğü ve milletin selameti için zaruri olan konuların titizlikle uygulandığı, 2,5 dakikada kaynar su ile banyo yapabilme, gece 3 te tuvalet temizleyebilme gibi önemli yetilere kavuşmanızın sağlandığı, hayatı öğreten* kutsal görev. *
tuvalet ihtiyacını nasıl gidereceğini bilmeyen gariban köylü genç ile yurt dışında master-doktora yapmış okumaktan kafasında saç kalmamış orta yaşlı gencin yan yana aynı tabldottan yemek yemesini sağlayan,
'' eğer bir adam marşla uyum içinde yürüyebiliyorsa, o değersiz bir yaratıktır. kendisine yalnızca bir omurilik yeterli olabileceği halde her nasılsa yanlışlıkla bir beyni olmuştur onun. uygarlığın bu kara lekesi en kısa sürede yok edilmelidir. emirle gelen kahramanlıktan, bilinçli ve bilinçsiz şiddetten, aptalca yurtseverlikten, tüm bunlardan nefret ediyorum. ben savaşı ve o soğuk silahları öylesine tiksindirici ve aşağılayıcı buluyorum ki böyle iğrenç bir eyleme katılmaktansa kendimi yok ederim daha iyi...benim anlayışıma göre sıradan bir cinayet, savaşta adam öldürmekten daha kötü değildir.''
(bkz: albert einstein)
"bitmeyen ne var ki kardeş -ömür bitiyor- bu mu bitmiycek!." demişti çavuş... haklıydı, ve her nöbette tekrar tekrar haklıydı... sonunda hep haklıydı çavuş...
nöbette uyumak yok artık. 2-4, 4-6, 6-9, hepsi bitti.
içtimaaa.. diye bağıran kimse de yok. sabah içtiması, akşam içtiması, yat içtiması... -bu şafaktan sonra ben mi giriym içtimaya!..- bitti.
kalk, traş ol, tekmil ver. "feek umza", "selaam dur", "dörkkaayt, komtan nerde!", komutan yok artık, bitti.
"asker, sas duruşunu göster asker", "nizamiye kapısında bıraktım komtanım, bitti."
yatmak, kalkmak, sürünmek, istikamet yemek, ördek yürüyüşü, ayı yürüyüşü, komando dansı -ben dans edemem komtanım- artık bitti.
evimi barkımı heryerimi sensiz bıraktım gittim, yapamadım alışamadım. kolay değil canım gitti, tam 15 ay 15 yıl gibi geçti, belki kolay ama yapamadım, yapamadım, yapamadım...
Vatan borcu denilip halka yedirilen son derece gereksiz şey. Kaç bin askerimiz var kaçı gerçekten normal halktan ekstra iyi savaşır yani şahsin düşüncem zorunlu askerlik kaldırılıp gerçekten askerlik yapmak istiyenlerin üstüne düşülüp eğitilmesi lazım.