asla ve asla ne kendi silahını başkasına ver ne de başkasınınkini al. kaybolması veya zarar görmesi durumunda askeri malzemeye zarar vermekten askerliğini uzatabilirsin. hatta ve hatta boş şarjör ve mermilerine bile çok iyi sahip çık. unutmaki bunlarda askeri malzeme.
bol bol bağırın, askerde bağırmak kadar kabul gören bir durum yok, üstelik hiç kimse "neden sesin yüksek çıkıyor?" demeyeceği gibi, herkesin takdiri kazanılabilir.
asteğmen olarak askerlik yapmış birisi olarak er olarak gideceklere tavsiye: asteğmenle iyi geçin, dışardan içeri kargonuda getirir, telefonunu da kullanırsın, dışardan lahmacun bile getirir. ayak işlerini yaptırırsın, ama çaktırma bu amaçla yaptığını yoksa istikameti yersin.
-sakın dert etme, sayılı gün çabuk geçer.
-öyle ortalarda fazla dolanma, çarpılırsın.
-eşyalarına dikkat et, benim giyilmiş donumu bile çalmışlardı.
-bilgisayar bildiğini belli etme, yoksa gece mesailerine kalırsın.
-komutan gergin olduğunda bi emredersiniz komtanım çek, sakinleşir...
askerlik vazifesini yapacak olana, yapmış olan tarafından tecrübelerinin aktarılmasıdır.kaba bir sıralamayla bin maddeyi bulur.bu kadar ciddidir.
ilk öğüt ; kafanızda çok büyütmeyin.bu nasıl olacak ? şöyle ki ; tarih boyunca milyonlarca kişinin yaptığını sizde yapacaksınız.sikişmek gibidir.ilk önce korkulur.ortasında zevk alınır.bitince illaki üzülünür.tek farkı ; bir daha istenmez.* adı üstünde vazifedir, öyle yada böyle icra edilecektir.
ikinci öğüt ; zevk almaya bakın. şöyle ki ;sabah erken kalkmak,her gün traş olmak,kötü yemekler yemek,anlamsız görevleri yerine getirmek vs . bu artık sizsinizdir.bunlara takılmayın. çok fazla heidi olmadan, hep bilin ki her ortamda yeni,ilgi çekici,eylenceli ve öğretici şeyler illaki vardır.günler geçecektir. ya ıkınırsınız yada vazelin sürersiniz seçim sizin.
üçüncü,son ve en önemli öğüt;mantıksız denilen her zaman göründüğü gibi değildir.bazen en anlamlı analizleri mahallenin delisi yapar.sana yağmur altında çim sulatamayan,saatlerce anlamsızca bekletemeyen,yüzlerce kişiyi aynı anda sağa sola amaçsızca döndüremeyen adam.gün gelirde olası bir harp anında sana nasıl öl diyebilir.çimi sorgulayan canını hayde hayde sorgular.evet yapılanların %90 ı mantık dışıdır ama birşeyi aşılamak amaçlıdır,başlı başına beyne işleme ve yön verme amaçlıdır.fakat sonuçta eğitimdir.ilkeldir yada değildir.düzen böyledir ve bir parçası olmak için ayak uydurulmalıdır. şöyle ki ; mantıksızlıkları sorgulamayın.sorgulayın ama sinirlenmek için değil.ironileri yakalayıp,ayrıntılardaki komedileri görmek için.bulduğunuz bi kaç kafa adamla bu detaylarda daşşağın dibine vurup,döndüğünüzde sözlüğe yazmak için sorgulayın.*
sonuçta başlı başına bir alemdir.anlamak * için içine girmek gerekir.gün gelecek içine alacak ve içeri girme sırası size gelecek.*.ilk cümleye dem vurursak tecrübeleri anlatmakla yaşamak çok farklı şeylerdir.bir insan göte giren kazığın ne kadar acı olduğunu anlatsa da nasıl bir acı olduğu sadece göte kazık girince anlaşılır.
gidin aslan gibi,onurlu,gururlu,düşünce yapınızdan ödün vermeden yapın. askerlik bizim için vazifeden çok kutsaldır unutmayın.
bak oliim ne önde gideceeen ne geride kalacaaan, ne uyanık olacan nede safça kalacan. mesela benim eskerlik pek ırahattı.... iki buçuk saat geçer, hiç unutmam bir günde gomutan çığırdı.
kişiliğini nizamiye kapısında bırak, eve dönerken alırsın. 5 veya 15 ay boyunca depodaki sivil çantanda uyuyan sivil cüzdanına dönüş biletini vs yerleştirdiğinde anlarsın ki artık yeniden ''sen''sin.
esnaf lokantalarının kasa arkalarında şeyh edebali'nin osman beye verdiği öğütler vardır. hayır karınca duası değil, altındaki; onu oku*. sonra gandhi'yi, konfiçyus'ü, tao'yu, budha'yı bir tencerede kaynat, süz, suyunu iç. madem vicdanın değil, günü kurtaran mantığın kazandı, başını eğ ve emre itaat et. sabır sabır yaa sabır gizli marşındır, rahatta dinle.
sakın gün sayma. seneye bu zamandan 3 ay sonra bitecek veya tezkereye bilmemkaç bin dakika kaldı gibi otistik hesaplar yapma. 460 karalamaca oynama. sayarsan geçmez zaman. müzik dinle, kitap oku.
bir paşa torunu olan istanbul beyi nazım hikmet'in anadoludaki cezaevlerinde antepin karayılanı, şahin beyiyle ve yüzlerce isimsiz destan kahramanıyla tanışmasından ve zenginleşmesinden dolayı sicilime işlemese de mapushaneye düşsem derdim eskiden. aynı fikirdeysen doğru yerdesin. sivilde o zırhına çarpıp sekenlerle aynı koğuştasın. filozofu, ayısı yan yana.
tecavüz kaçınılmaz madem, bari zevk al. çirpinma senin de hozuna gidezek. nöbetten kaçma; meditasyondur. çünkü kendinle kalabileceğin, gecenin üçünde böcekler bile uyurken hayatın boyunca bulamayacağın sessizlikte sen ve sen varsın sadece. kendinle yüzleş, ama çok dalma, nöbetçi astsubaya boş boş bakarken yakalanırsan seni ben bile kurtaramam.
son gününden bir gün önce sabah 3-5 veya 5-7 nöbetini bir çömezin yerine tut, esaretin bedeli de, doğan güneşe bak ve çık. kapıdan çıkınca, ayda yürüyen astronotun bizden 6 kat rahat zıplamasının bu gezegende nasıl gerçek olduğunu göreceksin.