ben bu adamı canlı canlı izledim, tam sahne önünde. gecenin sonuna kadar ritmi sürekli olarak yükseltip en sonunda patlatmış hem sahnedekileri hem bardakileri kendinden geçirmişti. sweet child o' mine ile kapanış yaparken sahne önündekilerin bir kısmı sahneye uzanıp yerleri yumruklamış, bir kısmı deli gibi dansetmeye başlamış, bir kısmı yere çöküp ağlamıştı. böyle bir duygu yoğunluğunu ve karmaşasını da cümle billah konserde göremedim desem yeridir.
son olarak barda sürekli çalan yeni yetme gitaristler uzanıp elini öpmeye çalışıyorlardı, onu hatırlıyorum.
yani öyle böyle bir virtüöz/show insanı değildir, izlemeden anlaşılmaz...
deli diye türkiyeden kovulan, ancak daha sonra ingilterede kraliyet onur madalyası alan şahıstır... ilk kez trt dinlemiştim çok uzun zaman önce, sonra bir daha da göremedim bizim tv lerde. ingiliz kraliyet ailesi gardroplarından kendisine bir gitar yaptırmıştır... gitarın değeri şu an para ile ölçülemiyor. biz sanatımıza, sanatçılarımıza maalesef sahip çıkamıyoruz. illa ki kıç baş açılacak, ya da hafif yumuşak olunacak bir takım aydınlar fatihler gibi... yapılan tarz ne olursa olsun, böyle sağlam müzisyenleri bu memleketten soğuttumuz zaman bi yavuz çetin daha gelmeyecektir bu ülkeye... her konuda neden geriyiz ? en iyilerimizi tarzlarından, tiplerinden ötürü soyutluyoruz, soğutuyoruz yurdumuzdan.
şunu bi dinleyin, demek istediğimi anlayacaksınız.. neden kahrolduğumu anlayacaksınız. bravo üstad...
türkiyede cami dibinde rusyadaki gibi konser veremeyecek verse de linç edilecek en iyi ihtimalle kovulacak ve gitarla taşa geçen abimizdir, ustamızdır.