apsını yani bugünkü abhazya bölgesinde yaşayan veya bu bölgeden çıkan abhazların kendilerine verdikleri addır abhazcada psı = can demektir. apsuva ise can insanları şeklinde türkçeye çevrilebilir. bu yaygın olarak kabul gören anlamıdır. diğer taraftan kafkas dillerinde özellikle abhazca konusunda uzman dil bilimci prof. dr. george hewite göre bambaşka bir anlamı vardır. kendisi bunu temellendirebiliyor olsa da hem günümüzde abhazca psı kelimesinin can, auwa kelimsinin ise halk anlamında kullanılması hem de abhazların candan bir halk olması sebebiyle başta bahsettiğim can insanları tanımı kabul görmektedir. *
adigelerin ve abhazların oynadığı oldukça sert olan bir dans. genelde kafe oynarken birden müzik kesilir ve apsuvaya girilir, izlemesi ve oynamasıda oldukça zevklidir. mahalli düğünlerde ve ekip gösterilerinin vazgeçilmezidir.
yaklaşık olarak 4 aydır çalıştığım hala asıl ritmiyle çalınan müziği yakalamakta güçlük çektiğim figürle dolu hızlı bir oyun. her ne kadar beni zorlasa da gerçekten sahnede güzel bir görüntü sergilenebiliyor.
adigelerin leperuj’u ile abazalarin apsuva’sini ayirt edici ozelliklerden ilki ezgi. ritim ayni: “tak-tak, tak-tak, tak-tak, tak-tak” diye devam ediyor, kalp ritmi gibi yukarda da anlatidigi uzere. leperuj’un sanirim tek bir ezgisi var, ya da birbirine cok benzer iki ezgi aslinda.
apsuva’da ise ezgiler farkli farkli, ve oynarken cok iyi kulak vermek gerekiyor. cunku dansin baslangicinda cift kucuk ve (hafif aksak) hizli adimlarla uyum icerisinde karsilikli daireler cizerken birden ezgi degisiyor ve beraberinde figurler de degisiyor. cift once geri geri aksak bir kac adim attiktan sonra ileri dogru once aksak sonra hizli ayak figurleri yaparak yan yana gelip gelip uzaklasiyorlar dansin sonuna kadar, ve bu muzik kesilip dans bitene kadar boyle devam ediyor.
leperuj’da ise baslangicta karsilikli daireler cizildikten sonra yapilan ayak figurlerinin ezgiyle cok alakasi yok (gibi, diyebiliriz yani), buna daha cok oynayan cift kendileri karar veriyorlar. ama yan yana ayak figurleri yaparken ezgi biraz degisiyor (gerileme gibi bir ton ile) ve cift yavas yavas tekrar basta yapilan daireleri cizmeye basliyor karsilikli, ardindan tekrar ayak figurleri, yan yana gelerek oynama vs.
bir de apsuva’da basta daireler cizilirken cift karsilikli 3 kere bir yana dogru bir kac adim atip geri geliyorlar, bunu yaptiktan sonra da kadin ve erkek dönerek yer degistirip tekrar daireler cizmeye basliyorlar karsilikli. leperuj’da ise bunun yerine kadin ve erkek karsi karsiya gelecek sekilde once bir yana sonra oteki yana geri geri gidip geliyorlar (bilenler bilir, seyredenler anlar).
apsuva dansi, qafe, şeşen ve diger kafkas danslarinda oldugu gibi muzigin surekli devam edip surekli yeni ciftlerin dans pistine ciktigi bir oyun degil ayrica. muzik bir kac dakikaligina suruyor, sonra kesiliyor, cift pisti terk ediyor ve bir kac dakika sonra muzik yeni bir ezgiyle tekrar baslayinca yeni bir cift cikiyor piste, ve bu boyle devam ediyor. leperuj’da ise muzik qafe ve şeşen’de oldugu gibi ciftler spontane degise degise surekli devam ediyor diye biliyorum.
bir de abhazlarin apsuvada yaptigi dejular adigelerin leperuj’da yaptiklarindan farkli oluyor, “wahayra” benzeri naralar disinda abazaca sozler de sarfediliyor. bir kisi yuksek sesle bu sozleri soylerken digerleri de naralarla eslik ediyor. leperujda ise ezgiye uyan bir ritimle “wooo rida rida wooo, rida rida wooo” gibi naralar atiliyor hep bir agizdan.